12 Temmuz 2020 Pazar

Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, şunu diyen bir yazı 'İbni Ömer r.a şöyle dedi: Resûlullah s.a.v, Efendimiz başın bir kısmını tıraş edip bir kısmının (perçem olarak) bırakılmasını yasakladı. 'Kafirlerin Saç Modasından Uzak Olalım inşallah (Buhârî, Libâs 72; Müslim,) Resûlüllah a.s buyurdular ki; kim hangi millete-kavme-dine benzerse onlardandır.. { Hakiki mü'minlere benzemek niyazıyla..}'

"İmâm-ı Şâfî rahmetullâhi aleyh buyurduki "şarkı batıla benzeyen çirkin bir iştir.onu ancak sefih (beyinsiz)olanlar dinler.onların şahitliği kabul olmaz.şarkı haramdır.onu zındıklar keşfettiler" karaciğer temizliği


Paylaşımlarımızla ilgilenin, okuyup bilgilenin, takip edip neticede,sağlam itikat amel sahibi olun ve kurtulun!

Allahu Teâlâ (c.c) dört kimseyi dört şey için delil sayar, huccet tutar: 1- Zenginlere Süleyman Peygamber (a.s) Delil Getirilir:Zengin der ki:– Zenginlik, beni sana ibadetten aldı. Allahu Teâlâ (c.c) şöyle buyurur:–Sen Süleyman’dan daha zengin biri değildin. Ama zenginliği onu ibadetimden almadı. 2- Kölelere Yusuf Peygamber (a.s) Örnek Gösterilir:Köle der ki:– Ben köleydim. Bu kölelik sana ibadete engel oldu. Allahu Teâlâ (c.c) şöyle buyurur:– Yusuf da köle oldu. Ama kölelik onu bana ibadet etmekten almadı.. 3- Fakirlere İsa Peygamber (a.s) Örnek Gösterilir: Fakir der ki:– İhtiyacım sana ibadetten beni aldı..Allahu Teâlâ (c.c) sorar:– Sen mi daha çok muhtaçtın yoksa İsa mı? Fakirliği, İsa’yı bana ibadetten almadı.. 4- Hastalara Eyyûb Peygamber (a.s) Örnek Gösterilir: Hasta der ki:– Hastalık beni sana ibadetten aldı..Allahu Teâlâ (c.c) sorar:– Senin hastalığın mı zordu yoksa Eyyûb’ün hastalığı mı? Hastalığı, onu bana ibadetten almadı..Kısaca ifade etmek gerekirse, Allah (c.c) katında hiç kimsenin beyan edecek bir özrü kalmaz. Tembîhü’l- Gâfilîn / Ebu’l-Leys Semerkandî..ihya.

Ayasofya nın efendimiz s.a.v. zamanın da bir deprem oluyor bu deprem de Ayasofya'nın kubbesi hasar görüyor çok uğraşsalarda yapmak için yapamıyorlar Zaman'ının bir Bilgin'in işaretiyle bu kubbe ahir Zaman Peygamber'inden alınan tükürük le ayakta kalacağını öğreniyorlar. Rumlar sav efendimize haber göndererek durumu anlatıyorlar ve efendimizden sav den alınan tükürükle harcın içine katıp kubbe onarılıyor ((zamanın Ali'mi de Hızır as Mış)) bu kubbe de kıble tarafında 32 nakışlı diye bilinen yerdedir Hatta bunun üzerine sahabeyi kiram üzülür EFENDİMİZ sav neden kilise ye tükürüğü verir diye sav EFENDİMİZ bunu görünce "" beni kiliseye değil ümmetime hediye olarak gönderdim buyurur ve muhakkak Kostantin feth olacak onu feth eden komutan ne güzel komutan onu feth eden asker ne güzel asker buyurmuştur Ayasofya müslümanlar için çok önemli anlasalar

💠Bidat ehlinden ilim öğrenmeye çalışmak Kıyâmet alâmetlerinden dir..! #Taberânî#

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Misafirliğe Gitiğinde Kör οι Misafirlikten Çıktığında Dilsiz Οι Gittiğin evde Kusur Görme Görürsende Kimseye Söz Etme'

Yüce Allah Kıyâmet Günü Levh-i Mahfûz’a Şöyle Buyuracak: ▬ “Ey Levh! Sana Bıraktığım Kur’an Nerede? Ona Ne Yaptın?” Levh Şöyle Diyecek: ▬ “Onun İçin İsrâfil’i Vekîl Ettim, Kendisine Teslim Ettim...” Bunun Üzerine Allahû Teâlâ İsrâfil’e Soracak: ▬ “Ey İsrâfil! Emânetimi Ne Yaptın?”


İsrâfil Aleyhisselâm Şöyle Diyecek:

▬ “Yâ Rabbi... Onu Mikâil’e Teslim Ettim...

Mikâil Aleyhisselâm’a Sorduğu Zaman Şöyle Diyecek:

▬ “Yâ Rabbi... Onu Cebrâil’e Teslim Ettim...”

Cebrâil Aleyhisselâm’a Sorduğu Zaman Şöyle Diyecek:

▬ “Yâ Rabbi... Onu Habîbin Muhammed’e Teslim Ettim...”

Bundan Sonra Allahû Teâlâ Hazretleri Şöyle Buyuracak:

▬ “Habîbim Muhammed’i Şefkâtle Getirin...”

Cebrâil Aleyhisselâm, Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem’e Gelerek Şöyle Der; Hazırlan, Huzura Çıktığın Zaman Allahû Teâlâ Şöyle Buyuracak: Cebrâil Emâneti Sana Ulaştırdı mı? Rasülullah Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Şöyle Anlatacak:

▬ “Evet, Cebrâil Kur’an’ı Bana Ulaştırdı Yâ Rabbi...”

Allahû Teâlâ Tekrar Soracak:

▬ “Peki, Sen Onu Ne Yaptın?”

Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz:

▬ “Yâ Rabbi... Bana Ulaştırdığın Gibi Ümmetime Ulaştırdım...”

Allahû Teâlâ Hazretleri Meleklere Şu Emri Verecek:

▬ “Ey Meleklerim! Habîbim Muhammed’in Ümmetini Getirin, Emâneti Ne Ettiklerini Onlara da Sorayım...”

Bunu Duyan Rasülullah Sallallâhû Teâlâ Aleyhi ve Sellem Efendimiz:

▬ “Yâ Rabbi... Ümmetim Zayıftır, Huzuruna Gelip Cevap Vermeye Güçleri Yetmez...”

Sonra Niyâzda Bulunur:

▬ “Yâ Rabbi... Bana İzin Ver, Âdem’e Gideyim?”

Allahû Teâlâ Hazretleri İzin Verir, Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Âdem Aleyhisselâm’a Gider ve Şöyle Der:

▬ “Ey Âdem! Sen Beşerin Babasısın, Ben de Onların Peygamberiyim. Onlara Bir Hastalık Gelse, Yine Biz Üzüleceğiz. Şimdi, Ümmetimin Yarı Günâhını Sen Al Yarısını da Ben Alayım. Onlar da Sorguya Çekilmekten, Hesap Vermekten Kurtulalar...”

Âdem Aleyhisselâm Şöyle Der:

▬ “Yâ Muhammed! Ben Kendi Canımın Derdine Düşmüşüm. Böyle Şeye Gücüm Yetmez...”

Bundan Sonra Rasülullah Efendimiz Döner Arş’ın Altına Gelir, Başını Secdeye Koyar, Çokça Ağlar. Allahû Teâlâ’ya Şu Şekilde Yalvarır:

▬ “Yâ Rabbi... Ben Senden Canımı Dilemiyorum, Kızım Fâtıma’yı, Torunlarım Hasan ile Hüseyin’i de İstemiyorum. Senden Ümmetimi Diliyorum...”

Bunun Üzerine Allahû Teâlâ Hazretleri Şöyle Buyurur:

▬ “Yâ Muhammed Başını Kaldır! Dilediğini İste, Sana Verilecek. Şefaât Et, Şefaâtin Makbûl Olacak. İstediğin Şekilde, Hattâ İstediğinden de Fazla Ümmetini Sana Verdim...”

Nitekim Bu Manâda Duha Sûresinin Beşinci Âyetinde Şöyle Buyuruldu:

Mutlaka Rabbin Sana Karşılıksız Verecektir. Hem de, Sen Hoşnut Oluncaya Kadar..