19 Ekim 2020 Pazartesi

Kafa süpürgesi denilen ot karabaş otudur.


-‘Kafa süpürgesi denilen ot karabaş otudur. Kafa süpürgesi adını tıpça meşhur İbn-i Sina koymuş. Birçok baş ağrısına sebep olan beyindeki tıkalı kılcal damarları açarak ağrıyı kesip rahatlattığı için bu ismi vermiş’
-Sözlerinden Bir Demet:
• Besmele ve yedi Fatiha-i Şerife, bütün hastalıklar için şifaya vesiledir.
• Besmele, cifrî hesabı miktarı (786) çekildiğinde her ne istenirse yerine getirileceğine kefil olabilirim.
• Bismillahirrahmanirrahim ilahî bir şifredir. Allah “acz”, Rahman “fakr”, Rahim “şefkat”in anahtarıdır.
• 19 euzü çekilirse kayıp bulunur.
• Dışarıdan gelen vesveselere 11 Felak okunmalı, nefisten gelen vesveselere 11 Nas okunmalı.
• Cimriliğe karşı 11 defa Maun Suresi okunmalı.
• Şirke karşı 11 defa Kafirun Suresi okunmalı.
• 11 sayısı esma-i ilahiyeye merdivendir.
• Fatiha’da Hayy sırrı var. Okunduğunda akım değişiyor.
• İsm-i Azam dokuz tanedir: Allah, Rahman, Rahim, Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl, Kuddüs.
• Kabristandan meyve yemek, mezar taşı okumak vesvese verir.
• Tıbb-ı Nebevî’de ameliyat yok. Kâinatta ölümden başka her derdin devası vardır. Hasta olan hücre kâinatta yaratılan bitkiyle, madenle, mineralli sularla, hayvan organlarıyla tedavi edilebilir.
• 10-21 Mayıs arası bir yıldız doğar, insanların hastalıkları kalkar. Bu yıldız 10- 21 Aralık’ta batar. Her yıldızın neşrettiği bir şua var. Dünyada sıklet, ağırlık teşkil eden maden demirdir.
• Migrene karabaş balı kullanılmalı. Karabaş balı, beyin hastalıklarında damar açıcıdır. Karabaş otu (kafa süpürgesi) dağlarda kar sularıyla yetişir. Senirkent yöresi dağlarında yetişir.
• Kuyruk yağı romatizma, bel ve boyun ağrılarına iyi gelir.
• Kemik erimesine karşı kuyruk haşlanıp aç karnına yenmeli, belden alt kısmına tırnaklara kadar sürülmeli.
• Kalp damar tıkanıklıklarına karşı karabaş balı yenmeli.
• Suyun bulunduğu yerde hangi maden varsa, o maden suya geçer ve insan o suyu içtiğinde ona tesir eder.
• Kudret narı yağı, güzelleştirir, yüzde leke koymaz. İçilir ve hastalıklı yere sürülürse sedef hastalığını ve kaşıntıları yok eder.
• Kâinatta ne kadar alet varsa insanda numunesi vardır. İnsan kâinat kadar frekansa, anahtara sahiptir.
• Bitkilerin şeklinden aldığı şifreyi çözmek hikmetü’l-eşyadır.
• Beş saatte bir saat nefsin ihtiyacı var.
• Yaylada otlamış koyunun kuyruk kısmı haşlanıp yılda bir defa aç karnına yenmeli. O noksanlaştı mı kireçlenme başlar.
• Ardıç yağı, antibiyotik yerine geçer. Ardıç yağına demiri koysan eritir, ama vücuda zarar vermez. Vücuttaki cerahati, iltihabı çıkarır, temizler. Vücut dengesini temin eder. Antibiyotikten daha kuvvetlidir.
• Saf zeytinyağı ve kantaron, iç ve dış kanamaları önler, hücreleri yeniler, sinir uçlarını tamir eder. Kantaron yağı kanser ağrısını yok eder.
• Ağrı için ardıç yağı ve kantaron karışımı sürülür.
• Elmayı kabuğuyla yemek yüz güzelliği yapar.
• Çayı limonla içmek, çayın kan yapıcı özelliği yok etme keyfiyetini giderir.
• Saç için, kekik suyu ile saçlar yıkanır, dibine lavanta yağı sürülür. Kantaron yağı sürülür, saç diplerindeki cerahat boşalır, dibinden saç çıkar.
• Günlük 21 tane kuru üzüm hafızayı açar. Her birini besmele çekerek yemeli.
• Çörek otu baş ağrısını keser.
• İnsan öldükten sonra cesedinden “acbüz-zeneb” kalır. Ateşte yanmaz, asitte erimez.
• Taşın neşrettiği şua vücutta eksik olan madeni tamamlar.
• Zümrüt, nazarı etkileyen taştır.
-“Ali İhsan Ağabey’de kalpten geçen sorulara cevap verme özelliği vardır. Artık oradan mı çıkardı bilmiyorum, “Şam’a girdiği anda İsrail bitecek” dedi. “Her taş, arkamda bir Yahudi var diyecek” dedi. Kardeşler, “Bunun tarihi kaç?” diye sordular. O tarihi size verebilmem için bu kitapların hepsini okumam lazım” dedi. Oradan çıkınca bazı kardeşler Golan Tepeleri İsrail ile Şam arasındadır. Acaba buradan mı kaynaklanıyor diye yorumlar yaptılar. Ama Ali İhsan Ağabey’in söylediği buydu.
-“2012 sıkıntılı geçecek, sonra devamlı yükseliş olacak” dedi. Bunu sadece Türkiye olarak düşünmemeli, bütün İslam dünyası olarak düşünmeli. Nitekim şu anda İslam dünyası büyük sıkıntı ve bir inkıbaz içinde, doğum sancıları geçiriyor.”
-“Yeni evlendiğimde bazı sıkıntılarım vardı. Felak-Nas yazdırmıştı. “Bir yazmak on okumaya bedeldir” diyordu. Kur’an’ın yazılmasını çok teşvik ediyordu. Felak-Nas yazmaya başladıktan sonra mucizevari değişiklikler gördüm. Besmele yazılmasını da isterdi. Hatta kendisi boş bir kâğıt bulduğunda yüz tane, doksan tane, elli bir tane besmele yazardı. Müsvedde kâğıtlarını bile değerlendirirdi.”
-“BİR GÜN ÜÇ ARKADAŞ yanına gittik. Sinüzit benzeri rahatsızlıklarımız vardı. Kucağına tek tek yattık. Burnumuza karabaş yağından birkaç damla damlattı. İki arkadaş dengeyi kaybetti, bir oraya bir buraya gidip geliyorlar. Ben bunları görünce yaptırmayayım dedim. Sonra ben de yaptırdım, aynen onlar gibi oldum. O sadece gülüyordu. Çünkü biliyordu ki iyileşiyorlar. Beyindeki ve kafadaki bütün birikintileri o yolla atıyormuşsun. Bir müddet sonra bütün burun, geniz ve alnımın komple açıldığını hissettim. Okula motorla gidip geldiğimden üşütmüş, sinüzit olmuştum. Hepsini temizledi.
Bizim hanımın kardeşi var. Kendisi çok sık sara nöbeti geçiriyordu. Ona karabaş balı verdi. Ondan sonra hiç nöbet geçirmedi. Küçükken havale geçirmişti. On yıldır o balı kullanıyor.
-Ardıç Yağının Şifalı Mahiyeti.
Ardıç yağından Amerika’nın kırk ton istediğini ve çok da para teklif ettiklerini anlatmıştı. Ama vermediğini, aleyhte kullanabileceklerini, yoksa bundan çok büyük para kazanabileceğini söylemişti. Bir defasında gittiğimizde konu bitkilerden açılınca, söz ardıca geldi. Mahiyetinin antiseptik bir madde olduğunu, bazı ilmî hususiyetlerini rakamlar vererek anlattı:
“Beyin tümörünün kökü saçaklıdır, ameliyatla kesseler de kökü kalabilir, hatta bazen daha da azdırabilir. Ameliyat esnasında beyni açtıklarında tümörün üzerine ardıç yağı dökseler, o kök kendini bırakır, yukarı çıkar. Ben bunu bizzat kendim yaptım. Buraya gözünde tümör olan bir hasta geldi. Adamın gözünü alacaklarmış. Ben gözü alınacak adama bir beze ardıç yağı döktüm verdim, gözünün üzerine koydu, saat tuttum, on iki dakika, baktık biraz daha kalmış, bir daha koymasını söyledim. Toplam on beş-on altı dakikada ameliyat olacak gözü ufak bir pansumanla halletti. Gözdeki tümörü temizledi.”
Keçiborlu suyundan yüksek tansiyonu olan birine verdi, dakika tuttu, on beş dakika sonra tansiyonunu tekrar ölçtüklerinde düştüğünü gördüler. Zaten son döneminde o suya çok emek verdi. O suyun hazine-i Rahman’dan geldiğini söylerdi. Beni Sandıklı’ya göndermişti. Orada da bir su vardı. Onda da kükürt ve demir vardı. Onunla diğer suyun karıştırılıp âlem-i İslam’ın menfaati için kullanılabileceğini söylemişti.
Bir keresinde bir bayan gelmişti. Göğsünde tümör varmış. Mavi akik vardı, o taşı kadının göğsüne koydurtmuş. Bizim hanım kendisi görmüş. Sanki gözyaşı döker gibi o taştan su akmış. Kadın, “Kurtuldum kurtuldum!” diye bağırmış. Zehirli guatra da yeşil kehribarın kullanılmasını tavsiye ederdi.”
-“Keçiborlu’daki Kükürtlü Su.
2005 yılında Keçiborlu’daki kükürtlü suyla ilgili bana bir görev verdi. “Amcam, bu proje bana Üstad’ın verdiği yüz projeden biri. Nasıl makinelerin benzine, mazota ihtiyacı varsa, tüm canlıların da bu suya ihtiyacı var. Bunu tüm dünyaya ulaştırmanız lazım. Ancak pahalı satmanızı kabul etmiyorum” dedi. Çok ortaklı olması için de tüm sülaleye duyurmamızı istedi.
-“Efendimizin (a.s.m.) “Haramdan şifa ummayın” hadisi üzerine bugünkü tıpta kullanılan yasak maddelere karşıydı. Hastalarına Tıbb-ı Nebevî’yi tavsiye ederdi. Mesela, “Kan aldırmayı Peygamber Efendimizin yaptırdığı zamanda yaptırın, yoksa maraz olur. Kur’an ayetlerine muhalefet olduğu gibi, tekvinî ayetlere de muhalefet vardır. Cereyanda durursanız hasta olursunuz” derdi. Margarini sevmez, margarinle yapılan hazır gıdaların alınmamasını tavsiye ederdi.
“Kur’an’la meşgul olanlar sığır eti yemesinler; sütü şifa, yağı gıda, eti maraz getirir” derdi. Ete baharat kullanmanın zararını engelleyeceğini söylerdi.”
-“Üstad, bir gün Ali İhsan Ağabey’e, “İnsanlar senin elinden şifa bulacak” buyurmuşlardı. Bu müjdeye mazhar olan Ali İhsan Ağabey, bu hususta da büyük hizmetler ifa etmekteydi. Eğer kendisine gelen bir doktor ise, hele kendi bilgisine güvenerek biraz da imtihan niyetiyle gelmişse, tababetle ilgili sohbette bulunur, insan anatomisini inceler, alternatif tıpla, Tıbb-ı Nebevî ile ilgili bilgiler aktarır, ona ancak kemal-i edeple Ali İhsan Ağabey’i dinlemek düşerdi.”
-“Sabah namazından sonra yatmazdı. Daima risale ve Kur’an yazardı. Abdestten önce misvak kullanırdı. Yemeklerde baharatı hiç eksik etmezdi. Dışarıdan gelen hediyeleri kabul etmez, etse bile dershaneye yollardı. Üstad’ın düsturu olan yediğimiz içtiğimiz şeylere dikkat etmemizi tavsiye ederdi.”
-“Sohbetlerinde sanki sır âlemine bakarak konuşurdu. Melekutî iklimlere girer, hissettiği manaları şifreler, kendisini dinleyenlere bir sır olarak anlatırdı.”
Çok defa müşahede edilmiştir ki, kalp gözü açık bir insandı.
Bunu buraya almamdaki sebep; Uğur Dündar-ın namaz kılan öğrencilere tahammül edemeyip teşhir edip suç unsuru göstermeye çalışmasıyla, manevi yıkımdaki rolünü siyah bir leke olarak tarihe tescillemek içindir.
-“Uğur Dündar’ın Oyunu.
Uğur Dündar, Ali İhsan Amca’nın gelenlere şifa dağıttığını duyup gelmiş, televizyonda haber yapıp güya onu rezil edecek. Aşağıda arabada durmuş, evine bir bayan göndermiş. Tabii Ali İhsan Amca ne maksatla geldiğini biliyor. “Bacağımın şurası ağrıyor, hocam bir ovuver de geçsin” demiş. Kadın eteğini, bacağını açmış. Ali İhsan Amca, “Lütfen doktora gidin” deyip elleriyle yüzünü kapatmış. “Ben arabayla geldiğinizi, dışarıda park edip seni gönderdiklerini biliyorum” demiş.
“Oğlum Aydın gel” diye çağırdı. O sırada ben içeri girince, “Ne oldu?” derken kadını işaret etti. “Çık dışarı” deyip kolundan tuttuğum gibi kapıdan atıverdim. Öyle kaç tane geldi. Sonra kadın geldi, “Ben bir şey yapmadım” diye özür diledi.
-Bütün hayatında en çok da bitkiler içerisinde; Karabaş otu ve özellikle Karabaş balı, Ardıç otu, Kantaron yağı üzerinde durmuştur.
– Klorda kısırlaştırıcı özellik vardır, der.
-Acaba Belediyeler toplumu kısırlaştırıyor mu?
Nasıl mı?
Şebeke suyuna attıkları klordan.
Prof. Dr. Osman Erk, suya katılan klorün ‘trhialometan’ adlı kimyasala dönüştüğünü söyledi. ‘Bu da kanserojen etki gösteriyor. Zehirli su sadece içmekle değil, sıcak duşla da vücuda girer’ diye uyardı.
Suları dezenfekte etmek için suya katılan kimyasal maddeler de sağlığı olumsuz etkilemektedir.[2]
Buna çözüm olarak; Kısırlığa ardıç yağını tavsiye eder.
Onun yerine çam çırasıyla dezenfekte yapılabilir.
-Diz ağrısına ise kuyruk yağını tavsiye der.
MEHMET ÖZÇELİK

BÖBREKLERİNİZİ TEMİZLEYİN ÖDEMDEN VÜCUDUNUZDAKİ TÜM İDRARYOLLARI SİSTİTEN BASİTÇE KURTULUN m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri

 

rozet simgesi
Yönetici
 3 Ekim 2019 

Avakado yaprağı kırkkilit otu altınotu kiraz sapı mısır püsgülü yakı otu bunların hepsinden 50 şer gr eşit miktarda un gibi yapılır aç karnına sabah akşam 1 tatlı kaşığı içilir veya aynı miktarda çayı demlenir içilir 30 gün kadar şifa Allah tan saygılar m.ulaş

YÜZYILIN ACI GERÇEĞİ Kendi sağlığını korumadığın sürece başkalarının senin sağlığını koruyaracağını düşünmenin ne kadar yanlış olduğunu hastalıkların çıkmasından anlıyoruz ilaçların bizi iyileştireceğini sanarak ömür boyu içiriliyoruz düşünülen bizim sağlığımızmı ilaç firmalarının para kazanmasımı her yeni çıkan hastalıktan ömür boyu ilaç yöntemiyle sağlığımız esir alınıyor ve ölüm tehdidiyle ilaç mahkumu ediliyoruz nerdeyse tüm hastalıklar çözümsüz gösterilip ilaçla ölümden beter yaşatılıyoruz adına yaşamak denirse tabiki

 

CANDİDA ALBİCANS VE Sebep Olduğu Hastalıklar

 

Candida albicans, vücudumuzdaki doğal mikrofloranın bir parçasıdır. Sindirim kanalında, ağızda ve vajinada bulunabilir. Bu mikroorganizma çoğu zaman sorun çıkarmaz, fakat aşırı derecede artması ve enfeksiyonlara neden olması mümkündür. Candida albicans, insanlarda mantar enfeksiyonlarının en yaygın nedenidir. Tür adı olan “ albicans” Latincede “beyaz” demektiir. Maya laboratuvarda kültüre alındığında beyaz renkte görünür. Pamukçuk gibi bazı enfeksiyonlarda beyaz lekeler oluşturur.
Candida albicans’ın sebep olduğu enfeksiyon türlerine ve nasıl tedavi edildiklerine daha yakından bakalım.
Candida Albicans Enfeksiyonlarının Çeşitleri
Aşağıda en sık görülen Candida enfeksiyonlarının dört tanesinin nedenlerini, belirtilerini ve tedavilerini inceleyeceğiz. Yazının devamında Candida albicansın neden olabileceği daha az yaygın olan enfeksiyonlar üzerinde duracağız.
1-Üriner Mantar Enfeksiyonu: Candida türleri üriner sistem ya da idrar yolu enfeksiyonlarından (İYE) biri olan mantarın en sık nedenidir. Candida idrar yolunun alt kısmına yerleşebilir veya bazı durumlarda böbreklere kadar ilerleyebilir.
Aşağıdakiler idrar yollarında Candida enfeksiyonu gelişme riskini artırabilir:
*Antibiyotik tedavisi almış olmak
*İdrar sondası gibi tıbbi bir cihazın takılı olması
*Şeker hastalığı
*Zayıf bir bağışıklık sistemi
Üriner Mantar Enfeksiyonu Belirtileri: Toplumda birçok kişi üriner mantar enfeksiyonu (idrar yolu enfeksiyonu) yaşasa da belirti göstermezler. Bazı kişilerde ise aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
*İdrar yapma ihtiyacının artması
*İdrar yaparken ağrı veya yanma hissi
*Karın veya pelvik bölgede ağrı
*İdrarda kan
Üriner Mantar Enfeksiyonlarının Tedavisi: Tedavi sadece semptomları hafifletmek için önerilir. Antifungal ilaç çeşitleri kullanılır. Hastada kateter takılıysa çıkarılmalıdır.
2-Genital Mantar Enfeksiyonu: Candida albicans genital mantar enfeksiyonlarının da en yaygın sebebidir.
Normalde lactobacillus adı verilen bir bakteri türü genital bölgedeki candida miktarını kontrol altında tutar. Bununla birlikte lactobacillus seviyeleri bir şekilde değiştiğinde candida aşırı artış gösterebilir ve bir enfeksiyona neden olabilir.
Belli cinsel aktivitelerde, özellikle de oral-genital temas içerenlerde genital candida enfeksiyonu gelişebilir. Sağlıklı bireyler genital candida enfeksiyonlarına yakalanabilir ancak aşağıdaki gruplar daha yüksek risk altındadır:
*Son zamanlarda antibiyotik almış kişiler
*Diyabeti kontrol altında olmayan kişiler
*Bağışıklık sistemi baskılanmış bireyler
*Hamile kadınlar
*Oral kontraseptif alan veya hormon tedavisi görenler
Genital Mantar Enfeksiyonu Belirtileri: Genital Candida ya da mantar enfeksiyonlarının belirtileri arasında şunlar olabilir:
*Seks yaparken veya idrar yaparken yanma hissi
*Vajina içinde veya çevresinde kaşıntı veya ağrı hissi
*Kızarıklık, tahriş veya vajina çevresinde şişlik
*Sulu veya kalın ve beyaz olabilen anormal vajinal akıntı
*Vajina etrafında döküntü
*Peniste döküntü
Bir kadın vajinal candida enfeksiyonu geçiriyorsa sıklıkla eşinin cinsel organları da candida ile enfekte olabilir. Enfeksiyon asemptomatik olabilir, ancak penis başı çevresinde kaşıntılı veya yanmaya neden olan döküntüler ortaya çıkabilir.
Genital Candida Enfeksiyonu Tedavisi: Hafif veya orta şiddette olan genital Candida enfeksiyonları reçetesiz satılan veya reçeteli antifungal krem, hap veya fitillerle tedavi edilebilir. Ayrıca hastaya flukonazol gibi tek dozluk bir oral antifungal ilaç verilebilir. Daha karmaşık enfeksiyonlar için krem, hap veya merhemleri içeren daha uzun listeli bir ilaç reçetesi verilebilir.
3-Oral (Ağızda) Pamukçuk: Ağzımızın mikroflorasının normal bir parçası olmasına rağmen candida albicansın aşırı miktarda çoğalması enfeksiyonlara neden olabilir. Enfeksiyon sadece ağızla sınırlı olmayabilir. Bademciklere ve boğazın arkasına, şiddetli enfeksiyonlar yemek borusuna yayılabilir. Oral pamukçuk gelişimi için yüksek risk altında olan kişiler şunlardır:
*Antibiyotik veya kortikosteroid ilaçlar kullananlar
*Tanısı konmamış veya kontrolsüz diyabeti olanlar
*Bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar
*Takma dişi (özellikle üstte) olanlar
Oral Pamukçuk Belirtileri: Oral pamukçukta sık görülen semptomlardan bazıları şunlardır:
*Ağızda pıhtılaşmış süt ya da çökelek görünümünde beyaz lekeler ve dokunulduğunda kanama olması
*Ağızda yanma veya ağrı hissi
*Ağzın içinde veya köşelerinde kızarıklık
*Yemek yeme veya yutma zorluğu
*Tat kaybı
*Ağzın içinde pamuk benzeri bir görüntü
Oral pamukçuk enfeksiyonu tedavi edilmezse özellikle zayıf bir bağışıklık sistemi olan kişilerde sistemik bir candida enfeksiyonuna yol açabilir.
Oral Pamukçuğun Tedavisi: Oral pamukçuk bir hap, sıvı veya pastil şeklindeki antifungal ilaçlarla tedavi edilir. Kullanılan ilaçların içinde nystatin veya clotrimazole bulunur. Daha ciddi vakalar için oral flukonazol kürü verilebilir.
4-Mukokütanöz Kandidiyazis: Candida türleri cilde, mukoza zarlarına ve tırnaklara bulaşabilir. Cilt mantar enfeksiyonlarının en sık nedeni candida albicanstır ancak diğer Candida’nın suşları da buna neden olabilir. Sıcak,nemli veya terli alanlar, mantarın gelişmesi için iyi ortamlar sağlar. Bu tür bölgelere örnek olarak koltukaltı, kasık, el ve ayak parmaklarının araları, ağzın köşeleri ve göğüs altındaki alanlardır. Candida cilt enfeksiyonuna zemin hazırlayan diğer risk faktörleri şunlardır:
*Sıkı veya sentetik iç çamaşırı giyilmesi
*İç çamaşırların hijyenik olmaması ya da nadiren değiştirilmesi
*Bebek bezlerinin seyrek değiştirilmesi
*Antibiyotik veya kortikosteroid ilaç kullanılması
*Şeker hastalığı
*Zayıflamış bir bağışıklık sistemi
Mukokütanöz Kandidiyazis Belirtileri: Candida cilt enfeksiyonunun en sık belirtisi etkilenen bölgede oluşan kırmızı döküntülerdir. Bazı durumlarda içi su toplayan kabarık lezyonlar oluşabilir. Ayrıca cilt kalınlaşabilir veya lor (çökelek) benzeri görünüme sahip olan beyaz bir madde üretebilir.
Mukokütanöz Kandidiyazis Tedavisi: Antifungal kremler genellikle cilt enfeksiyonunu temizlemek için verilir. Antifungal ilaçlar klotrimazol, mikonazol ve ekonazol gibi etken maddeler içerebilirler. Herhangi bir kaşıntı veya şişliği hafifletmeye yardımcı olması için bir steroid krem de verilebilir. İyileşme sırasında cilt kuru tutulmalıdır. Enfeksiyonun yaygın olduğu durumlarda oral flukonazol hapları reçete edilebilir.ALINTI

TIRNAKLARINIZMI BATIYOR VEYA DOLAMA O

 

TIRNAKLARINIZMI BATIYOR VEYA DOLAMA OLUYOR İLTİHAP TUTUYOR YARA OLUYOR İŞTE TEDAVİSİ BASİTÇE BOŞUNA ÇEKTİRMEYİN TIRNAKLARINIZI M.ulaş
Sağlığımızın müthiş şifreleri
Tırnağınızmı batıyor iltihap ödem yapmışsa tırnağınız 1 su bardağı kaynar suya 3 yemek kaşığı sodyum bi karbonat karıştırın .
Parmağı yakmıycak sıcaklıkta iken parmağınızı bu suya batırın ve 15 dakika tutun sabah akşam sıcak uygulayın 10 günde tedavi olur meraketmeyin bu arada ayak ve tırnak mantarınızdanda kurtulursunuz şifa Allah tan kul vesile. m.ulaş saygılar hepinize

Herkes bakır kaplarını satıp evi aluminyum kaplarla doldurmaya başladı.

Büyük kolaylıktı. Hafifti, ucuzdu, kalaylanma derdi yoktu!. Yıllar yılı alüminyum kaplarda pişmiş yemeklerle beslendi beyinlerimiz!

Derken çelik kaplar, teflon tencereler çıktı yakın yıllarda… Ve atıldı ortaya bir yeni keşif! “Alzheimer” yani ALUMİNYUM hastalığı!
Bu hastalığa yakalananların beyin hücrelerinde normalin 4 katına kadar alüminyum fazlalığı tespit oldu 1989 da.
Özellikle, beynin hafızayla alâkalı hippocampus bölgesindeki hücrelerde bu birikim çok fazla olarak bulundu. İnsanların farkında olmadan gıda ve diğer yollarla aldıkları fazla alüminyum beyni iflasa sürüklüyordu.
İsimleri, yerleri, kişileri hatırlamaz hâle getiriyordu “ALZHEİMER” hastalığı.
Ve bunda, kullanılan alüminyum kapların etkisi çok büyük!Yapılan araştırmalara göre, normal kapta pişen domatesteki aluminyum oranı, alüminyum kapta piştiğinde yüzde yüze yakın artıyordu.
Şimdi aluminyum tencereler kullanılmıyor pek ama tehlike geçti mi?
Bu defa da en başta aluminyum “kutu”larda saklanan, içilen konserve ve meşrubat türü gıdalar çıktı karşımıza! Bunların yanı sıra vücuda alınan bazı ilaçlara da dikkat edilmeli sanırım!
Meselâ, stresli toplumlar sürekli mide yanmalarına karşı antiasid almaya başladılar.
Ki alınan antiasid hap veya şurupların pek çoğunda yoğun miktarda alüminyum hydroxid ve alüminyum tuzları bulunmakta!
Yanı sıra ishal kesici (antidiarrheal) haplar dahi alüminyumlu maddeler ihtiva etmekte. Bir kısım ağrı kesici aspirinler, kepek olmasını önleyici bazı şampuanlar, bazı deodorantlar, hep beynimizin belâsı alüminyumu ihtiva etmekte.
Bilmem alüminyumlu nesnelerden uzak durmamız gerektiğini yeterince anlatabildim mi?.
Yanı sıra kesinlikle LIGHT ve DIET yazan yenecek ve içeceklerden uzak durmak gerekiyor.
Rafine beyaz şeker ise beyni “turn-OFF” yapan (çalışmasını durduran) madde olarak adlandırılıyor.
Prof. Dr. Turan GÜVEN - Öğretim Üyesi

oğlumun 1 ayda badamcikleri çok şişti ilkinde kriptik tonsilitti yani iltahaplıydı iğne yapıldı şimdi ise çok kızarık ve şiş cevap

 gümüşsuyu kullansın dıştan sürü.vede içsin saygılar