SÜLEYMANİYE'NİN TEMELLERİ ATİLDİKTAN SONRA, İYİCE OTURMASİ İÇİN YAPİYA ARA VERİNCE, YUKARİDA DA SÖYLEDİGİMİZ GİBİ, AGİR MASRAFLAR YÜZÜNDEN İNSAATA ARA VERİLDİGİNİ SANANLAR OLMUSTU. BÖYLE ZANNEDENLERDEN BİRİ DE IRAN SAHİ TAHMASP HAN İDİ. ONA ADAMLARİ BÖYLE HABER VERMİSTİ. OYSA O BU HABERİ ALDİGİ ZAMAN, MİMAR SİNAN'İN TEMELİN OTURMASİ İÇİN HESAPLADİGİ SÜRE DOLMUS, İNSAATA BASLANMİSTİ. YÜZLERCE AMELE, USTA VE SÜSLEME İSİNİ YAPAN SANATKARLAR, HARİL HARİL ÇALİSİYORDU.
BUNDAN HABERSİZ OLAN SAH TAHMASP, İNSAATİN DEVAMİ İÇİN MALİ YARDİMDA BULUNMAK İSTEDİ. ISTANBUL SEFİRİ İLE, KİYMETLİ MAL YÜKLÜ BİR KERVANİ VE İÇİ DEGERLİ TASLARLA, MÜCEVHERLERLE DOLU BİR KUTUYU KANUNİ SÜLEYMAN'A GÖNDERDİ.
GÖRÜNÜSTE DOSTÇA BİR YARDİM OLAN BU DAVRANİSİ İLE. KENDİ KUDRET VE ZENGİNLİGİNİ GÖSTERMEK, SONUNDA BÜYÜK ESERİN ANCAK KENDİ YARDİMİ İLE MEYDANA GELDİGİNİ SÖYLEMEK, ÖVÜNMEK İSTİYORDU. KANUNİ'YE BU HEDİYELERİ GÖNDERME SENEBİNİ AÇİKLAYAN MEKTUBUNDA DA SUNLARİ YAZİYORDUÇ
''…HABER ALDİK Kİ CAMİYİ TAMAMLAMAYA KUDRETİNİZ YETMEYİP, YAPİLMASİNDAN FERAGAT ETMİSSİNİZ. SİZE, DOSTLUGUMUZA DAYANARAK BU KADAR MAL VE HAZİNE VE BU KADAR CEZAHİR GÖNDERDİK. BU MÜCEVHERLERİ İNSAATİNİ BİTİRMEYE ÇALİSAN Kİ BİZİM DAHİ HAYRATİNİZDA HİSSEMİZ OLA.''
BU MEKTUBA, MEKTUPTAKİ USLUBA SÜNÜRLENEN KANUNİ. GETİRİLEN MALLARİ ELÇİNİN GÖZLERİ ÖNÜNDE BAHSİS OLARAK DAGİTTİKTAN SONRA, MÜCEVHER DOLU KUTUYU DA MİMAR SİNAN'A VEREREK SÖYLE DEDİ:
''..BU GÖNDERDİGİ TASLAR BENİM CAMİİMİN TASLARİ YANİNDA PEK KİYMETSİZDİR. TEZ BUNLARİ EL, ÖTEKİ TASLARA KARİSTİRİP BİNA EYLE!''
IRAN SEFİRİ GÖRDÜKLERİNE VE DUYDUKLARİNA SASİP KALMİSTİ (AKİL DAİREDİNDEN MEPHUT VE MÜTEHAYYİR KALDİ). GETİRDİGİ MEKTUBUNUN CEVABİNİ BÖYLECE ALARAK REVAN'A DÖNDÜ.
ÖTE YANDAN MİMAR SİNAN, PADİSAHİN EMRİNİ YERİNE GETİRMİS, DEGERLİ MÜCEVHERLERİ MİMARELERDEN BİRİNİN TASLARİ ARASİNA MAHARETLE YERLESTİRMİSTİ. GÜNES İSİGİNDA ELMASLAR PİRİL PİRİL PATLADİGİ İÇİN BU MİNAREYE ''CEVAHİR MİNARESİ'' ADİ VERİLDİ. EVLİYA ÇELEBİ BU TASLARİN ZAMANLA ''HARARET SİDDETİNDEN BOZULDUGUNU VE PİRİLTİLARİNİN KAYBOLDUĞUNU'' YAZİYOR.
ALINTI
&
RUHLARI AYDINLATAN SÜSLER
Süleymaniye elbette sadece bir heybet, sadece bir mimarlik saheseri degildir. Içerideki süsleri ile de bir harikadir. Minber ve mihrap mermer oymaciliginin; vaiz kürsüsü ve abonoz kapilar tahta oymaciliginin en güzel çrnekleridir. Askilar, billur kandiller, tunç samdanlar essiz güzelliktedir.
caminin 138 penceresimden giren isik, ''Sarhos Ibrahim'' adiyla anilan ünlü sanatkarin döktügü renkli camlardan içeriye süzlüyor ve anlatilmiz bir sekilde insanlari büyülüyor.
Mihrabin iki yanini süsleyen Kütahya çinileri de çol güzeldir. Hele katahisarli Semseddin Ahmet Efendi'nin kubbeyi isildata hatti ruhlari da aydinlatiyor. Bu har, ''Allah gökleri aydinlatmistir'' mealindeki ayetin yazisidir.
Bu yazilara göz nuru döken büyük sanarkar, ayetin anlamaindan ve kubbeye verdigi ihtisamdan gözleri kamasmis gibi, isinin sonlarina dogru iyi göremez oldu. Yazilari, onun ögrencisi olan Hasan Çelebi tamamladi.