“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
8 Kasım 2020 Pazar
🌷YUNUS ALEYHİSSELAM'IN DUASI VE BİZE VERİLEN DERS🌷
Lâ ilâhe illâ ente, sübhâneke, innî küntü mine’z-zâlimîn”
Sebepler sukut edip, yapacak bir şey kalmadığında her şeyin hâkimi ve sahibi, Müsebbibü’l-Esbab’a teveccüh etmek Kur’an’ı kerimin bize öğrettiği edeptir.
Karanlık ve fırtınalı bir denizin ortasında, büyük bir balığın karnında çaresiz kalmış bir ızdırar halini resmeder Kur’an-ı kerim, Yunus Peygamberin (as) üzerinden. Ve bize bir şey talim buyurur. Hem bir duadır o zikir, hem muhasebedir.
Kendiyle hesaplaşma ve hükmü hem geceye, hem denize hem de balığa geçen Kudret Sahibi’ni her türlü noksandan tenzih etmedir. İçten bir yakarıştır.
Çaresizliğin lisanıyla yürekten sesleniştir. Bu sebeple kendini balığın karnında hisseden herkesin okuması gerekir o virdi. Karanlık görünen istikbali nurlandıracak, şu sergerdan zemin yüzünde insanı huzura kavuşturacak, ümitlere fer verecek ilahi bir iksirdir “Lâ ilâhe illâ ente, sübhâneke, innî küntü mine’z-zâlimîn” duası…
Her zaman okunması tavsiye edilen Âyet-el kürsinin [Bekara 255] fazileti nedir? CEVAP Âyet-el kürsinin fazileti çoktur. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir: (Âyet-ül kürsi âyetlerin seyyididir. Bir yerde okununca şeytan orada tutunamayıp mutlaka çıkar.) [Hâkim] (Âyet el kürsi, Kur’an-ı kerimin dörtte biridir.) [Ebu-ş-şeyh]
(Evinde, Fatiha ve Âyet-el kürsi okuyana, o gün cin ve şeytan zarar veremez. Nazar değmez.) [Deylemi]
(Yatarken Âyet-el kürsi okuyana, şeytan yaklaşamaz.) [Şevahid-ün-nübüvve]
(Her farz namazdan sonra Âyet-el kürsiyi okuyanın Cennete girmesi için hiçbir engel yoktur.) [Nesai, İbni Hibban, Beyheki Taberani]
(Evinden çıkarken Âyet-el kürsi okuyana, yetmiş melek, evine dönünceye kadar dua ve istigfar eder.) (Araçlara binince de Âyet-el kürsi okumak kazayı belayı önler.)
Âyet-el kürsiyi ihlas ile okuyanın, insan ve hayvan hakları ve farz borçlarından başka bütün günahları af olur. Yani tevbeleri kabul olur. (İslam Ahlakı)
Hazret-i Ali, (Kabir azabından kurtulmak için, Âyet-el-kürsiyi çok okumalı) buyuruyor. (Zühre-tür-Riyaz)
(Namazdan sonra, Âyet-el kürsiyi okuyana her harfi için 40 sevap verilir.)
(Bir kişi namazdan sonra hemen bir defa Âyet-el kürsiyi okusa, o âyet Arş-ı alaya kadar gider ve orada durmadan hareket ederek "Ya Rabbi, beni okuyan kulunu affet!" der. Hak teâlâ, mekandan ve cihetten münezzeh olarak "Ey meleklerim, şahit olun, namazdan sonra Âyet-el kürsiyi okuyan kulumun günahlarını affettim" buyurur.)
Şanlı Peygamberimizin sav. Düşmanlarıı.................Müşriklerin Elebaşıları Ebû Cehil: Ebû Cehil, Müslümanların en büyük, en azılı düşmanı, küfrün önderi idi. O, varlıklı, güçlü kuvvetli ve istediği zaman bütün Kureyş halkını kendi etrafında toplayacak bir güce sâhipti. Müslümanların, onun elinden ve dilinden çekmediği kalmadı. Öyle ki, Müslümanlara işkencenin en ağırını yapıyor ve yaptırıyor, İslâmiyetin yayılmasını önlemek için her çâreye başvuruyordu. Ebû Leheb: Peygamber Efendimiz'in öz amcalarından birisi olmasına rağmen, İslâmiyetin en azılı düşmanlarındandı. Karısı Ümmü Cemile de kocası gibi düşman, Peygamber Efendimiz'e eliyle diliyle ezâ verenlerden biriydi. Ebû Leheb hasta olduğundan Bedir harbine gidememiş, bedel göndermiş, Bedir'de Müslümanların gâlibiyet haberini yatağında duyunca, iki kere ölmüştü. Velid ibn-i Muğîre: Kureyş'in nüfuzlularındandı. İslâmın azılı düşmanlarından, nesebi gayri sahih soysuzun birisiydi. Âs ibn-i Vâil: İslâmiyet ve O'nun Peygamberi ile acı acı alay eden, Peygamber Efendimiz'in oğlu Kâsım vefât ettiği zaman, «Muhammed ebterdir, erkek evlâdı yaşamıyor, O'nun sonu yoktur» diyen bu adamdır. Evlat acısıyla yüreği kanayan bir babayı teselli edecek yerde, o böyle acı sözler söyleyecek insafsızın birisidir. Fahri Kâinât'ın düşmanları, ictimâî mevkiileri ne olursa olsun, işte böyle insanlıktan uzak kimselerdi. Cenâb-u Hakk, Kevser Sûresi'nin son âyetiyle, «Âsıbni Vâil'in kendisinin ebter olduğunu» beyânla zemmetmiştir. Ölümü şöyle oldu: Bir defasında eşeğine binmiş Mekke civarında bir dağ geçidinden geçerken, eşeği onu yere düşürüp bacağını ısırdı. Bu yara bacağının şişmesine ve ölümüne sebep oldu. Nad'ribni Hâris: Peygamber Efendimiz'e ve Müslümanlara ençok ezâ ve cefâ edenlerden biri de bu adamdı. Acem hikayelerine vâkıftı. "Muhammed size esâtir-i evveliyni (Hâşâ, geçmişlerin masallarını) söylüyor." derdi. Bunun hakkında birkaç âyet nâzil oldu. Bedir harbinde esir alınıp Rasûlüllah'ın emriyle öldürüldü. Diğer Düşmanlar: Ümmiye'tibni Halef, Utbe ibn-i Rebîa, Übeyy'ibn-i Halef, Hubeyre ibn-i Ebi Vehb, Hakem ibn-i Ebül As ... vs.dir. Hasan Arikan - Muhtasar Islam Tarihi
SAV. : yıllarca «Yahûdî kadının zehirleyip sunduğu koyun etinden ağzıma aldığım lokmanın acısını duyuyorum.» dediği olmuştur.
........... Bir Yahûdî Kadının Peygamberimiz'i Zehirlemek İçin Yaptığı Sûikast..........Yahûdîler, yenildikleri halde hâlâ düşmanlıklarını yapmak, yaymak ve sürdürmek istiyorlardı. O sırada, bir Yahûdî kadını Peygamberimiz'e, kızartılmış bir koyunu takdim ve hediye etti. (Bu koyun, zehir sanatını her milletten daha iyi bilen Yahûdîlerin, bütün ilimlerini kullanarak ölüm acılığına buladıkları, sûikast yemeği idi.) Peygamber Efendimiz, onu yemek üzere Eshâbıyla sofraya oturdu. Bir parça aldıktan sonra ağzından çıkarıp attı ve koyunun zehirli olduğunu, yememelerini söyledi. Fakat, bundan bir lokma yutmuş olan Eshâbdan Bişr, kurtulamıyarak öldü. Peygamber Efendimiz, zehrin te'sirinden kurtulmak için iki kürek kemiği arasından kan aldırdı. Peygamber Efendimiz, yıllarca «Hâlâ o Yahûdî kadının zehirleyip sunduğu koyun etinden ağzıma aldığım lokmanın acısını duyuyorum.» dediği olmuştur. Zehiri veren Yahûdî kadını, vefât eden Eshâbın yerine idam edildi.
Hasan Arikan - www.ihya.org - Muhtasar Islam Tarihi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)