16 Kasım 2020 Pazartesi

Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.v. bir gün); “Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belânın gelmesi vâcip olur!” buyurmuşlardı.(Yanındakiler:) - “Ey Allah'ın Rasûlü! Bunlar nelerdir?” diye sordular. Efendimiz (s.a.v.) saydı:


- Ganimet (yani millî servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında dolaşan) tedavül eden bir metâ haline gelirse,

- Emanet (edilen şeyleri emânet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerine tutup, yağmalayıp nefislerine helal) kıldıkları zaman,

- Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telâkki ettikleri zaman.

- Kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği;

- Babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı;

- Mescidlerde (rıza-yı ilâhi gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence ve siyâsiyâta vs. müteallik) sesler yükseldiği zaman.

- Kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu;

- (Devlet otoritesinin yetersizliği sebebiyle tedhiş ve zulümle insanları sindiren zorba) kişiye, zararı dokunmasın diye hürmet edildiği;

- (Çeşitli adlarla imal edilen) içkiler (serbestçe) içildiği;

- İpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği;

- (San'at, bale, konser gibi çeşitli adlar altında; bar, gazino, dansing ve salonlarda ve hatta televizyon ve filim gibi çeşitli vasıtalarla yaygın şekilde) şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri edinildiği;

- Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakâret ettiği zaman artık kızıl rüzgârı, (zelzeleyi), yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) veya gökten taş yağmasını (kazfi) bekleyin.”.... [Tirmizi, Sünen, Fiten 39, Hadis no: 2211]



15 Kasım 2020 Pazar

Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi ye çadırda kalma size saray yapalım diyen halkına; kudüs esaret altında iken ben saraylarda oturamam demişti.

Peygamber efendimize Cebrail aleyhisselamın Rukye yapması


910. Ebû Said el-Hudri radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Cebrail Aleyhisselam, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e gelerek : Ey Muhammed, hasta mısın ? diye sordu. Hz Peygamber de : Evet, dedi. Cebrail Aleyhisselam: "Allah'ın ismiyle seni rahatsız eden her şeyden sana okurum. Her nefsin veya hasetçi her gözün şerrinden Allah sana şifa versin. Allah'ın adıyla sana okurum" diye dua etti. Açıklamalar Hastalık ve sıkıntılar insanlar içindir. Resûl-i Ekrem Efendimiz de her şeyden önce bir insandır. Binaenaleyh onun da diğer insanlar gibi zaman zaman hastalanması pek tabiidir. Hatta ona bazı kimselerin zarar vermesi de mümkündür. bu durum hiçbir zaman "Allah seni insanların vereceği zarardan korur" [Maide suresi (5),67] ayetindeki ilahi garantiye ters düşmez. Bu teminat, can tehlikesine karşıdır. Onlar sana hiçbir şekilde zarar veremezler demek değildir. Yine bilinen bir gerçektir ki, en şiddetli sıkıntıları peygamberler çekmişlerdir. Rukye yukarıda geçtiği gibi halkımızın tabiri ile hastayı okumak demektir. Burada bizzat Cebrail aleyhisselamın Hz. Peygambere Rukye yaptığını yani okuduğunu görmekteyiz. Manası bilinen kelimelerle ve şirk unsuru taşımayan sözcüklerle bilhassa ayeti kerimelerle Rukye yapmak caizdir. Yasaklanmış olan Rukye, Cahiliye dönemindeki gibi, birtakım tılsımlı ve bozuk manalı kelimeler ile yapılan Rukyelerdir. Hz. Clear, Peygamber Efendimiz'e ismiyle "Ya Muhammed" diye hitap etmesi, "Peygamberi birbirinizi çağırdığınız gibi çağırmayın" [Nur suresi (24), 63] yasağının insanlar ve cinlere yönelik olduğunu gösterir. "Hasetçi her göz" ifadesi, Nazar değmesinin gerçek olduğunu gösterir. Nazardan ve zarar vermesi muhtemel her şeyin şerrinden Allah'a sığınmak gerekir. Zira hayrı da şerri de yaratan O'dur. O'nun iradesinin ve kudretinin üzerinde asla bir güç yoktur. O halde böylesi bir güce sığınıp dayanmak, kötülüklerden emin olmanın en sağlam yoludur. Cebrail aleyhisselam'ın iki kez "Allah'ın ismiyle sana okurum" demesi de, bu tür hallerde Allah'a sığınmanın ve sadece ondan yardım beklemenin, olan her şeyin O'nun dilemesiyle olacağına inanmanın pekiştirilmesi anlamına gelmektedir. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Hasta ziyareti sırasında ve sorulması halinde şikayet etmeksizin hasta olduğunu söylemek caizdir. 2. Hastaya bazı ayet, zikir ve dua cümleleriyle, Allah'ın güzel isim ve sıfatlarıyla okuyup şifa dilemek caizdir. 3. Nazar (göz değmesi) haktır. 4. Her çeşit kötülükten ve şerden Allah'a sığınmak gerekir. Bunun en uygun yolu da muavvizeteyn denilen Felak ve Nas surelerini okuyarak Allah'a sığınmaktır. Müslim, Selam 40 Riyazüs Salihin Cilt-4

Sabah kalkınca yapılacaklar…


Her sabah kalkınca şunları yapmalıdır: 1- Kalkar kalkmaz Allahü animal! 2- Durumuna uygun şekilde giyinmeli! 3- Abdest almalı! Hep abdestli durmaya
çalışmalı! 4- Namazı vaktinde ve noksansız kılmalı! 5- Rızkı Allahü verdiğine inanıp helalden talep etmeli! 6- Allahü taksimatına razı olmalı, verdiklerine kanaat etmeli! 7- Allahü teâlâya tam tevekkül etmek. 8- Allahü takdirine razı olarak sabretmeli! 9- Onun verdiği bütün nimetlere şükretmeli! En büyük nimet müslüman elili sünnet olmaktır. 10- Helalinden kazanıp helalinden yemelidir! (T. Gafilin)