- Ganimet (yani millî servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında dolaşan) tedavül eden bir metâ haline gelirse,
- Emanet (edilen şeyleri emânet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerine tutup, yağmalayıp nefislerine helal) kıldıkları zaman,
- Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telâkki ettikleri zaman.
- Kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği;
- Babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı;
- Mescidlerde (rıza-yı ilâhi gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence ve siyâsiyâta vs. müteallik) sesler yükseldiği zaman.
- Kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu;
- (Devlet otoritesinin yetersizliği sebebiyle tedhiş ve zulümle insanları sindiren zorba) kişiye, zararı dokunmasın diye hürmet edildiği;
- (Çeşitli adlarla imal edilen) içkiler (serbestçe) içildiği;
- İpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği;
- (San'at, bale, konser gibi çeşitli adlar altında; bar, gazino, dansing ve salonlarda ve hatta televizyon ve filim gibi çeşitli vasıtalarla yaygın şekilde) şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri edinildiği;
- Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakâret ettiği zaman artık kızıl rüzgârı, (zelzeleyi), yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) veya gökten taş yağmasını (kazfi) bekleyin.”.... [Tirmizi, Sünen, Fiten 39, Hadis no: 2211]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder