6 Nisan 2021 Salı

MİYOM KİST SORUNLARINIZDAN EBEDİYYEN KURTULUN

 

7s 
Sadece ben ile paylaşılıyor
Sadece ben
MİYOM KİST SORUNLARINIZDAN EBEDİYYEN KURTULUN M.ulaş
Miyom kist hormon bozukluğuna karşı tere tohumu çayı adaçayı civanpercemi çayı aslan pençesi ve hayıt suyu ve çoban çantası çaylarını demleyin sabah akşam için 3 ay kadar karaciğer tedavinizide yapın aynı zamanda
Devedikeni enginar tohumlarını çektirin sabah akşam 1 rer tatlı kaşığı için yemekle karahindibağ sinirli ot çayları için 1 rer su bardağı sabah akşam için kurtulun tüm sorunlarınızdan geçmiş olsun şifa Allah tan saygılar m.ulaş

NAMAZ VE İMSAK VAKİTLERİ HAKKINDA: Takvimimizdeki namaz vakitleri, fıkhî esaslara göre hesaplanırken arz derecesi (enlem), tûl (boylam), saat dilimi, yükseklik, arazi genişliği gibi birçok astronomik, klimatolojik ve jeolojik unsurlar hesaba dâhil edilmektedir.

 

NAMAZ VE İMSAK VAKİTLERİ HAKKINDA: Takvimimizdeki namaz vakitleri, fıkhî esaslara göre hesaplanırken arz derecesi (enlem), tûl (boylam), saat dilimi, yükseklik, arazi genişliği gibi birçok astronomik, klimatolojik ve jeolojik unsurlar hesaba dâhil edilmektedir.
Bir yerin namaz vakitlerinin doğru olarak hesaplanabilmesi için “geometrik değerler” değil, fıkhî ölçülere uygun olan “görülen değer” neticeleri esas alınır. Mesela, güneşin doğuş-batışı için ‘geometrik doğuş-batış’ değil, çıplak gözle gözlenebilen ‘görülen doğuş-batış’ asıldır. Sadece geometrik değerlerin hesaplanması ile elde edilen değerler -bunların sapmasına sebep olan pek çok unsurdan dolayı- gerçek değerleri karşılayamamaktadır. Bu sebeple İslâm âlimleri bazı zarûrî tedbirler almışlardır. Bu tedbirlere, düzeltmelere “temkin” adı verilmektedir. Temkin, daha ihtiyatlı olmak için yapılmış bir düzeltme değil, fıkhî olarak yapılması zarûrî bir düzeltmedir. Bu düzeltmelerden sonra ortaya çıkan değerler fıkhî ölçülere uygun hâle gelmiş olur. Binâenaleyh temkinsiz vakitlerin kullanılması mahzurludur.
Enes bin Mâlik (r.a.) rivâyet ediyor: Zeyd bin Sâbit (r.a.) dedi ki: Peygamber Efendimizle (s.a.v.) sahur yaptık. Sonra namaza durdu. Ben, Zeyd’e sordum: “Ezan ile sahur arasında ne kadar vakit vardı?” Zeyd Hazretleri: “Elli âyet okuyacak kadar” buyurdu. (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercümesi’nde, elli âyet okunacak vakit, 18 dakika olarak yazılmıştır; c. 6, s. 268-269) Bundan temkine riâyetin ehemmiyeti anlaşılmaktadır.
Temkin ve diğer ilmî yollarla, sapmaları zarûrî olarak düzeltilmiş vakitler, asırlardan beri İslâm âleminde kullanıldığı gibi Türkiye’de de 1982 yılına kadar -Diyânet dâhil- bütün takvimlerde kullanılmıştır. Fazilet Takvimi, hâlen bunu kullanmaya devam etmektedir. Bu sebeple:
Takvimimizde verilen vakitlere riâyet etmeli,
Namazları vaktin sonuna kadar geciktirmemeli,
Oruca başlarken ve iftar yaparken, takvimimizdeki vakitlere riâyet etmeli,
Sabah namazını ise takvimimizde yazan, “Sabah” vaktinden itibaren kılmalıdır.
/ FAZİLET TAKVİMİ 06 Nisan 2021, SalıNAMAZ VE İMSAK VAKİTLERİ HAKKINDA: Takvimimizdeki namaz vakitleri, fıkhî esaslara göre hesaplanırken arz derecesi (enlem), tûl (boylam), saat dilimi, yükseklik, arazi genişliği gibi birçok astronomik, klimatolojik ve jeolojik unsurlar hesaba dâhil edilmektedir.
Bir yerin namaz vakitlerinin doğru olarak hesaplanabilmesi için “geometrik değerler” değil, fıkhî ölçülere uygun olan “görülen değer” neticeleri esas alınır. Mesela, güneşin doğuş-batışı için ‘geometrik doğuş-batış’ değil, çıplak gözle gözlenebilen ‘görülen doğuş-batış’ asıldır. Sadece geometrik değerlerin hesaplanması ile elde edilen değerler -bunların sapmasına sebep olan pek çok unsurdan dolayı- gerçek değerleri karşılayamamaktadır. Bu sebeple İslâm âlimleri bazı zarûrî tedbirler almışlardır. Bu tedbirlere, düzeltmelere “temkin” adı verilmektedir. Temkin, daha ihtiyatlı olmak için yapılmış bir düzeltme değil, fıkhî olarak yapılması zarûrî bir düzeltmedir. Bu düzeltmelerden sonra ortaya çıkan değerler fıkhî ölçülere uygun hâle gelmiş olur. Binâenaleyh temkinsiz vakitlerin kullanılması mahzurludur.
Enes bin Mâlik (r.a.) rivâyet ediyor: Zeyd bin Sâbit (r.a.) dedi ki: Peygamber Efendimizle (s.a.v.) sahur yaptık. Sonra namaza durdu. Ben, Zeyd’e sordum: “Ezan ile sahur arasında ne kadar vakit vardı?” Zeyd Hazretleri: “Elli âyet okuyacak kadar” buyurdu. (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercümesi’nde, elli âyet okunacak vakit, 18 dakika olarak yazılmıştır; c. 6, s. 268-269) Bundan temkine riâyetin ehemmiyeti anlaşılmaktadır.
Temkin ve diğer ilmî yollarla, sapmaları zarûrî olarak düzeltilmiş vakitler, asırlardan beri İslâm âleminde kullanıldığı gibi Türkiye’de de 1982 yılına kadar -Diyânet dâhil- bütün takvimlerde kullanılmıştır. Fazilet Takvimi, hâlen bunu kullanmaya devam etmektedir. Bu sebeple:
Takvimimizde verilen vakitlere riâyet etmeli,
Namazları vaktin sonuna kadar geciktirmemeli,
Oruca başlarken ve iftar yaparken, takvimimizdeki vakitlere riâyet etmeli,
Sabah namazını ise takvimimizde yazan, “Sabah” vaktinden itibaren kılmalıdır.
/ FAZİLET TAKVİMİ 06 Nisan 2021, Salı





BÖBREKLERİNİZDEKİ TAŞLARINIZI VE EKLEMLERİNİZDEKİ KİREÇLENMELERİNİZDEN BASİTÇE KURTULUN

 












Böbreklerinizdeki taşlarınızdan ve eklemlerinizdeki kireçlenmelerinizden basitçe yok edin kurtulun bir tutam pelinotu bir soğanın kabuklarını 2 su bardağı suda 1 dakika kaynatın 1 su bardağı bu çaydan sabah aç olarak için 2 saat aç durun akşam aç olarak için 2 saat aç durun 20 gün devamedin böbrek taşlarınızdan kurtulun aynı zamanda vücudumuzdaki kireçlenmelerdende kurtuluyoruz boşuna çekmeyin basit tedaviler şifa oluyor şifa Allah tan kul vesile saygılar hepinize 🤲🤲🤲🤲🤲selam ve dua ile m.ulaş



“İbadet on kısımdır; dokuzu helâl rızık taleb etmek, biri ise diğer amellerdir.” (Hadîs-i Şerîf, Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, III, 107/4062)

 


4 Nisan 2021 Pazar

Hırsızlıkta insanların en kötüsü



Hadis-i Şerif : Ahir zamanda, âlim azalır, cahillik artar. Âlim kalmayınca da, cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, hem kendilerini, hem de başkalarını saptırırlar.... [Buhari]

 


tv, bilgisayar,vb. Kur’an dinlemek zararı bahis mevzuudur. Okuyan da çok fena zarar görür. Dinlemek de pek o kadar iyi değildir.

 Ehl-i Sünnet Hanefi

.................. Her zaman ve mekânda tv, bilgisayar-telefon, radyo, teyp gibi aletlerden Kur’an dinlemenin faydası bir yana zararı bahis mevzuudur. Çünkü bu bir aks-i sadâdır,yankıdır. “…Okuyan da çok fena zarar görür. Dinlemek de pek o kadar iyi değildir…”[ nakleden Ziya Sunguroğlu, Notlarım, s. 119] Tavsiye edilmiyor. Bu hususta Elmalılı Hamdi Efendi merhum da, A’raf suresinin 204. âyetinin tefsirinde şu açıklamalara yer veriyor: “Kıraat, bir ihtiyarî iştir ki, akıllı ve konuşan bir insanın ağzından çıkanı anlamaya ve anlatmaya yönelik bir maksat taşıyan sesli olarak okumak demektir. Akıllı olmayandan ve cansız varlıklardan çıkan seslere kıraat denilemeyeceği gibi, aks-i sadâdan yani sesin yankılanmasından meydana gelen şeye de kıraat denilemez. Bunun içindir ki, fakihler bir kıraatın yankılanmasından hâsıl olan yankıya kıraat ve tilâvet hükmü terettüp etmeyeceğini... ve mesela tilâvet secdesi lâzım gelmeyeceğini beyan etmişlerdir. Bir kitabı sessiz olarak okumaya kıraat denilemeyeceği gibi, çalan veya çınlayan, yankı yapan bir sesi dinlemek de kıraat değildir, bir çınlamayı dinlemektir. Kur’an okuyanın sesini aksettiren gramofondan (teyp, bilgisayar, tel., tv) veya radyodan gelen sese de kıraat denilemez. Bunun gibi sesler bir kıraat değil, bir kıraatın yankısı ve yansımasıdır; bunlara susup dinleme emrinin hükmü terettüp etmez." [Hak Dini Kur’an Dili, Eser Kitabevi, İstanbul, 1971, 4, 2361]

...........yurtlarda mescit olarak kullanılan bir katta cemaatle namaz kılınırken, bu kat cemaati almadığı takdirde, alt veya üstten bu kata bitişik katlarda duran cemaatin, müezzinin tebliği ile imamın intikallerinden (ara tekbirlerden) haberdar olmaları / duymaları halinde, imama uymaları sahihtir. İmamı veya imamı görenleri görmeleri, âdap bakımından güzel olmakla beraber, şart değildir. Ses bağlantısının kesilmesi durumunda ise, imamın hareketlerinin takip edilememesi sebebiyle imama uyanların namazları bozulur. [İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, 1, 369-370, 394; Abdurrahman el-Cezîrî, Kitâbu’l-Fıkhi ale’l-Mezâhibi’l-Erbea, 1, 415] imamın sesinin cemaate ya müezzin ya da başka bir kimse tarafından ulaşması gerekir. İmamın sesi ulaşmazsa cemaat neye göre imama uyacak..? Öyle değil mi? Binaenaleyh herhangi bir sebeple imamın sesi kesilip, cemaat de imamı takip edemiyorsa, imama uyma özelliği kaybolmuş demektir. Dolayısiyle iktida da namaz da sahih olmaz.