31 Temmuz 2022 Pazar

Akü ve pille çalışan her âlet şarj olmaya, elektrik akımından istifadeye muhtaçtır! Şarj almayan alet var olsada kullanılıp ise yaramadığı ve atık çöp hükmünde olduğu gibi, Kalb aküsünü Allah'tan Resulune,ondan silselei zeheb trafoları vasıtasıyla gelen ve son trafo mesabesinde olan sahibi zamanın kalbinden kendi kalbine o nuru akıtıp şarj etmiyenler, şeriatı garrai Ahmediye yi tam anlayıp, yaşamaları ve imanlarını sûri olmaktan çıkarıp imanı hakikiye ulaşmaları hele bu zamanda mümkün değildir! Bu kalbini Allah'ın nuru ve ceryaniyla şarj edemiyenler ğafil ve meyyiti muteharrik olarak bu dünyadan giderler!

KA’BE-İ MUAZZAMA Neden bu kadar şerefli, saymak mümkün mü? Bir bina ki, onun yapılmasını emreden bizzat Hz. Allah… O emri tebliğ eden ve mimarlığını-mühendisliğini yapan bizzat Cibril (a.s.)… Onu yapan usta Halîlu’r-Rahman İbrahim

 KA’BE-İ MUAZZAMA

Neden bu kadar şerefli, saymak mümkün mü?
Bir bina ki, onun yapılmasını emreden bizzat Hz. Allah…
O emri tebliğ eden ve mimarlığını-mühendisliğini yapan bizzat Cibril (a.s.)…
Onu yapan usta Halîlu’r-Rahman İbrahim (a.s.)…
Yardımcısı-çırağı-kalfası ise, yine onun gibi peygamber olan oğlu İsmail (a.s.)…
Hal böyle olunca; söyleyin, dünyada bundan daha şerefli bir bina olabilir mi?..
Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.),
“Muhakkak ki sen, yeryüzünde Allah’ın en hayırlı yerisin. Ve ey Mekke sen, bana Allah’ın en sevimli beldesisin. Eğer o müşrikler beni çıkartmasaydı, senden asla çıkmazdım” deyip Hicret’te Mekke’den öyle ayrılmıştır. (11)
Ve yine buyurmuşlardır ki: “Allahu zû’l-Celâl şu Mekke’yi ve Harem’i bir toprak parçası olarak haşr edecek… ve bu Harem’den yüzleri, ayın bedir olduğu zaman (14’ü) gibi parlayan yetmiş bin kişi haşr edecektir. Onlar cennete hesapsız girecekler ve o yetmiş bin kişiden her biri bir yetmiş bine daha şefaat edecekler. Onların yüzü de bedir gecesindeki ay gibi olacaktır.” (12)
Evet, Allah’ın evi Ka’be’den ve onun bulyunduğu kutlu şehir Mekke’den bahsediyoruz.
Bir mahal ki;
- Âdem aleyhisselâmın dolayısıyla insanlığın toprağı oradan alınmış olsun.
- Âdem’in (a.s.) ve evlatlarının tevbeleri orada kabul edilmiş olsun.
- Bir çok peygamber hassaten Peygamberler Peygamberi orada dünyayı teşrif etmiş olsun.
- Mahşer denen o müthiş âlem de orada kurulacak olsun.
- Dünya’da mahşerin bir misâli ve yegâne tatbikat yeri orası olsun.
- Dördüncü kat semaya Nuh tufanında ref edilmiş (yükseltilmiş) ve meleklerin Ka’be’si Beyt-i Ma’mur ile (Ka’be’nin) manen irtibatı bulunsun.
- Hakkında, bizzat âlemlerin Rabbi tarafından “Ona giren emin olur” (13) buyurulmuş olsun.
Dünyada o mahalden daha şerefli bir yer olabilir mi?

Allahin dinini dert edinenin ozel dertlerini Allah satin alir, Allahin dinini dert edinmeyeni Allah kendi dertleriyle bas basa birakir. H.Serif

**ÇAY Deyipte Geçmeyin** Ahmed Yesevi Hazretleri, Çin hududundaki Hıtay (Çin demek) adında bir yere gidiyor.

 **ÇAY Deyipte Geçmeyin**

Ahmed Yesevi Hazretleri,
Çin hududundaki Hıtay (Çin demek) adında bir yere gidiyor.
Çok sıcak bir günde yol kenarında dinlenirken, bir köylü, doğum yapmakta olan zevcesi için dua istiyor.
Hoca, dua ediyor ve doğum kolay oluyor.
Bunun üzerine köylü kendisine çay ikram ediyor...
Hoca Yesevi,o zamana kadar hiç görmediği çayı içince rahatlıyor ve harâreti gidiyor.
Ellerini açıp dua ediyor;
-"Ya Rabbi bu içeceğe revaç ver. Bizi sevenler içsin, faidelensinler."
Çayın Türkistan'da bilhassa tasavvuf erbabı arasındaki rağbetini bu duaya bağlarlar.
Dervişleri uyanık ve zinde tuttuğu için "Evliya Çorbası" da denir.."
Çay içelim, çay içelim,Nefsü hevadan geçelim" diye ilâhiler bile vardır.
Ehl-i dil; "Çay, Peygamber efendimiz zamanında olsaydı, Allahü Teala bilir ya sünnet olurdu.
Zirâ çay sohbete sebeptir." demişler.
Çaya çay demek için içme şartlarına riayet edilmelidir.
“Çay kadehde dide-efrûz olmalı,
Lebrengü lebrizû lebsûz olmalı."
-Şu halde çay, küçük ve şeffaf bardakta göz doldurmalıdır.
Dudak renginde,dudağına kadar dolu ve yakıcı olmalıdır.-
Yarısına kadar konmuş çay bardağını görüp, kahveci çırağına;
-"Bu ne oğlum?" diye sorup da; -"Dudak payı" cevabını alan müşterinin;
-"Yavrum ben de deveye benzer bir hâl mi var?
Benimkini kulaklarına kadar doldur" dediği meşhurdur.
Çayın haddi yoktur.
1 çay beyhûde,
2 çay faide,
3 çay kaide,
iç 4'ü at derdi,
madem çıktın 5'e,
sürgit 15'e".
Sohbet-i erbâb-ı dil bir lafza sensiz olmasın.
Hürmetin inkar eden, dünyada hürmet bulmasın.
Bu beyit de çay için söylenmiştir.
İnsan çaya benzer; sıcak suyun içinde demlenene kadar gerçek rengini bilemezsiniz.
Çayı közde, sevgiyi gözde, tebessümü yüzde, adamlığı özde, mutluluğu azda arayın.
Yalnızların yarenidir çay.
Geleydin bir çay içimi; sen çay dökerdin, ben de içimi…
Çay henüz her şey bitmedi demektir…
Bir çay içecek dostu olanlara selam olsun
Rabbim bizlere tekrar toplanıp bir araya gelip feyizli çaylar içmeyi tez zamanda in'aam ve ihsan eylesin
Fİİ EMÂÂNİLLÂÂH🌹🌹🌹🌹🌹🌹