Bebek 40'lamak"
“Bebek Kırklama” denilen âdet, dini-ilmi müstenidatı olan bir uygulama değildir, tamamen İslâm’dan önceki örfe dayanmaktadır. Akla-mantığa sığan bir tarafı da yoktur. Ama maalesef toplumumuzda az da olsa halen görülebilen âdetlerdendir, bid’attir, kaçınmak gerekir.
Ve yine bebeğin göbeğini toprağa gömmemek… Sırtı sağlam olsun, ömrü uzun olsun diye sırtını un çuvalına dayamak ve saçını unlamak… Gözü tok olsun diye yarı kırkında yumurta ve soğan dağıtmak… Çocuğun ilk tırnağının baba tarafından kesilmesi… Bebeğe atleti ters giydirilirse nazar değmeyeceğini düşünmek… Bebek beşiğini boşken sallamamak gibi inanışların birçoğu da İslam diniyle irtibatlandırılıyor. Halbuki bunların da hiç birisinin “Bebek Kırklama” âdeti gibi, dinle ilgisi yoktur, hepsi de hurâfedir. Bu gibi geleneklere dinîlik kisvesi giydirilmesinin sebebi, herhalde Müslüman cemiyetlerin bütün referanslarını İslam’dan almak isteği-arzusu olabilir. Ama sebep ne olursa olsun, yanlış, yanlıştır.
Ancak her âdeti-geleneği de hemen bir kalemde silip atmak çok doğru olmaz. Çünkü rasyonellik / akla uygun olup olmama adına reddedilen pek çok şeyin, sonradan doğru olduğu da anlaşılabiliyor. Mesela yaygın olan âdetlerden-geleneklerden biri olan tahnik, yani yenidoğan bebeğin damağına hurma, o yoksa başka tatlı bir şeyler, sürmek aslında bir sünnettir, müstehaptır. İmam Mâlik’in (rh.) el-Muvatta’ında Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) yeni doğan bir bebeğin ağzına hurma sürdüğü rivayet edilir. [Ayrıca bkz. Buhâri, Sahih, Hadis no: 5467, 5470; Müslim, Sahih, Hadis no: 2144, 2145]
Keza toplumda, birçok doğru geleneğin ise yanlış idrâk etme (anlama-algılama) ve aktarma sebebiyle farklı şekiller aldığını da görüyoruz. Bunları da elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce düzeltmeye gayret etmemiz lazım.
Maamafih sahih kaynaklarda geçmeyen ve İslam dinine atfedilen birçok âdetin hurâfeden ibaret olduğunu da görüyoruz. Bebeğin başına soğan koymak, doğumun 20. gününde soğan dağıtmak ve yukarıda saydığımız türden âdetler gibi… O bakımdan bunların tefrikinin / ayırımının da iyi yapılması gerekir.
Allah (c.c.) cümlemizi ve bilcümle Ümmet-i Muhammed’i ve evladını, hakkı hak bilip hakka ittibâ, bâtılı bâtıl bilip bâtıldan içtinâb eden kullarından eylesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder