5 Ağustos 2020 Çarşamba

MANEVİ TEMIZLIK: !!!! Binaenaleyh bir Müslüman yediği gıdaların maddi temizliğine dikkat ettiği gibi, manevi temizliğine / helal olup olmadığına da dikkat etmelidir. Manevi temizlik haram ve şüpheli şeylerden kaçınmakla mümkün olur. Çünkü bunlar, insanın yaptığı ibadetin kabulüne büyük bir engeldir. “” Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.), “…Muhammed’i kudret ve iradesiyle yaşatan Allah'a (c.c.) yemin ederim ki, midesine haram bir lokma indiren kulun kırk gün hiçbir ameli kabul edilmez…” [Taberani] buyurmuşlardır. “” İmam Gazalî hazretleri, “Kırk gün şüpheli lokma yiyenin kalbi kararır ve lekelenir” demiştir. “” Abdullah b. Ömer’den (r.anhuma) gelen bir rivayet ise şu mealdedir: “Namaz kılmaktan yay gibi, oruç tutmaktan çöp gibi kalsanız da, haram ve şüpheli şeylerden kaçınmazsanız, Allah o ibadetleri kabul etmez.” “” Keza Abdullah b. Abbas (r.anhuma) da, “Midesinde haram lokma olan kimsenin ibadetlerini Allah kabul etmez.” demiştir.

HARAM LOKMA: !!!!!!!!!!! Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.), “…Muhammed’i kudret ve iradesiyle yaşatan Allah'a (c.c.) yemin ederim ki, midesine haram bir lokma indiren kulun kırk gün hiçbir ameli kabul edilmez…” [Taberani] buyurmuşlardır.
İmam Gazalî hazretleri, “Kırk gün şüpheli lokma yiyenin kalbi kararır ve lekelenir” demiştir.
Abdullah b. Ömer’den (r.anhuma) gelen bir rivayet ise şu mealdedir: “Namaz kılmaktan yay gibi, oruç tutmaktan çöp gibi kalsanız da, haram ve şüpheli şeylerden kaçınmazsanız, Allah o ibadetleri kabul etmez.”
Keza Abdullah b. Abbas (r.anhuma) da, “Midesinde haram lokma olan kimsenin ibadetlerini Allah kabul etmez.” demiştir.

Peki bu durumda Müslüman bir kişi faraza günah işledi ve / veya alkol aldı diyelim. 40 gün namaz kılmaması mı gerekir? Zaten ibadeti kabul olmayacaksa niye ibadet etsin 40 gün boyunca?.. 
Hayır, biraz önce de belirttiğimiz gibi ibadetlerini ihmâl etmemesi lazımdır. Zira bir ibadetin sahih olması (borcun ödenmesi) ayrı şeydir, makbul olması (karşılığında ecre-mükâfata kavuşulması) ayrıdır.
Yukardaki hadiste bildirilen "kırk gün hiçbir ameli kabul edilmez" ibaresi "Kırk gün boyu, kıldığı namazların ecrinden-sevabından mahrum kalır" demektir. Ulema bu görüşte ittifak etmişlerdir.
Amelin sıhhati (geçerliliği), şartlara ve rükünlere uymaya bağlıdır. Sevaba gelince, o, kişinin niyet ve azîmetinin sıhhatli oluşuyla alakalıdır. Yani günahlardan kaçınması ve farzları-sünnetleri-müstehapları yerine getirmesiyle irtibatlıdır.
Haram yemiş günahkâr bir kimse namazı şartlarına göre kılsa, namazı sahih olur yani namaz borcunu öder. Fakat kıldığı namaz makbul olmaz. Yani "Allah tarafından râzı olunan, beğenilen, sevaba-mükâfata lâyık" bir amel olmaz. Dolayısıyla bir kimse zaten kabul olmayacak diyerek ibadetlerini terk edemez, etmemelidir. İşlemiş olduğu haram fiilden dolayı da tevbe-i nasûh ile tevbe etmesi (yaptıklarından pişman olup, tevbesini bozmaması) ve ibadetlerinin makbuliyeti için Cenab-ı Hakk'a ilticada bulunması gerekir.


HARAM Ve ŞÜPHELİ ŞEYLER: !!!!!!!!!!!!!!! Muhakkak ki helâl belli, haram da bellidir. İkisinin arasında çok kimselerin bilemeyecekleri (birtakım) şüpheli şeyler vardır. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını kurtarmış olur. Kim şüpheli şeylere dolarsa, korunun etrafında (sürüsünü) otlatan çoban gibi, çok sürmez içine düşer. Haberdâr olun! Her hükümdârın bir korusu vardır. Dikkat edin / uyanık olun, Allah'ın yeryüzündeki korusu da haram kıldığı şeylerdir. Haberiniz olsun! Cesed içinde bir parça et vardır ki, o iyi olursa bütün cesed iyi olur. O bozuk olursa bütün cesed bozuk olur. Biliniz ki o (et parçası), kalbdir!" [Nevevî (H.631-M.1233 / 676-1277), Riyâzu’s-Sâlihîn, Hadis no: 586]
"Kişi mahzurlu olan şeyden korkusu ile mahzursuz olanı terk etmedikçe gerçek takvâya vâsıl olamaz." [Bk. Tirmizî, Sünen] Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) bu hadîs-i şerîflerinde de mubahlarla fazla meşguliyetin harama davetçi olduğunu, buna dikkat etmedikçe hakiki takvâya ulaşılamayacağını haber vermektedir.


HARAM: !!!!!!!!!!!!! Yahya b. Muaz hazretleri şunları söylemiştir: “Tâat, Allahu Teâla'nın hazinelerinden bir hazinedir. Onun anahtarı duadır. Bu anahtarın dişleri de helâl lokmalardır”.

İbn Abbas (r.anhuma), “Allah, karnında haram bulunan kimsenin namazını kabul etmez” buyurmuştur.

Sehl et-Tüsterî (k.s.) demiştir ki: “Kendisinde şu dört haslet bulunmayan kimse, imanın hakikâtine / kemâline varamaz:
1. Farzları, sünnet-i seniyye şekilde edâ etmek,
2. Takvâya riayetle helâlinden yemek,
3. Haramların / yasakların gizli ve açıklarından kaçınmak,
4. Bu hasletler üzerinde, ölüme kadar ısrarla sabır göstermek

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Biz, harama düşmek korkusuyla helâlin de onda dokuzunu terkederdik. (Hz. Ömer) www.ilahi.wordpress.com'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder