15 Ağustos 2020 Cumartesi

MİRAS Cenâb-ı Hak, Nisâ Sûresi’nin 11. âyet-i kerîmesinde şöyle buyuruyor (meâlen): “Allah size (miras hükümlerini şöylece) tavsiye (ve emr) eder; evlâtlarınız hakkında (ki hüküm) erkeğe iki kadının payı miktarıdır.” Miras âyet-i kerimesinin sebeb-i nüzûlünde Atâ (r.a.) şöyle rivâyet etmiştir: Sa’d bin Rebi’ (radıyallahü anh) şehit olmuş, iki kızı, bir zevcesi, bir de biraderi kalmıştı. Biraderi malın tamamına el koydu, kadın da Peygamber Efendimize (s.a.v.) gelerek “Yâ Resûlallah! İşte Sa’d’ın kızları. Sa’d şehit edildi, bunların amcası da mallarını aldı” diye hâlini arz edince Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) “Haydi şimdilik git. Ümit ederim ki Hazret-i Allah bu husustaki hükmünü yakında bildirecektir.” buyurmuşlardı. Bir müddet sonra kadın tekrar geldi ve ağladı. Bunun üzerine bu âyet-i kerîme nâzil oldu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kızların amcasını çağırdı ve “Sa’d’ın iki kızına terikenin (kalan malın) üçte ikisini, kızların annesine de sekizde birini ver, gerisi de senin” buyurdu. İşte bu âyet-i kerîmenin hükmünce İslâm’da ilk taksim olunan miras bu oldu.” Müslümanların aldıkları mirastan hayır görmeleri ve âhirette de mes’ul olmamaları için dinimizin bu husustaki emirlerini aynı namaz, oruç, zekât, hac ve sair ibâdetler gibi Allâh’ın emri olarak görüp onlar kadar mühim olduğunu ve hatta kul hakkı olması hasebiyle daha hassas olduğunu idrakten uzak tutmamaları ve hayatlarında tatbik etmeleri icap etmektedir. İslâm fıkhının mühim bir kısmını teşkil eden ölünün terikesine (bıraktığı şeylere) taalluk eden haklardan ve terikenin muayyen hisselere taksiminden bahseden ilme, Ferâiz ilmi denir. Vârislerin hisselerini bildirir. Ferâiz’in hükümleri 15 olup 7’si Allâh’ın kitabı Kur’ân-ı Kerîm, 5’i Resûlullâh’ın sünneti ve 3’ü müctehidlerin icmâı ile sabittir.

 Fotoğraf açıklaması yok.Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Muhammed Beşinide şu yaşamaya devam ediyoruz! ibn-i -radıyallâhu tarafından rivayet edilmiştir. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi elem- yönelerek buyurdu: Muhacirler şey ki, mübtelâ olacağınız zaman sizlerin şeylere erişmenizden Allâh'a sığınırım. Onlar şunlardır: Bir içinde nihayet olarak işlediğinde, mutlaka içlerinde hastalığı milletlerde vuku bulmamış hastalıklar yayılır. yapan kıtlık, sıkıntısı başlarındaki hükümdarların zulmü ile cezalandırılırlar. Mallarının vermekten kaçan mutlaka yağmurdan menedilir (kuraklık cezası ile cezalandırılır) hayvanları olmasa (Allâh hayvanlara yağdırmaz. 4- Allâh'ın ahdini (emirlerini) Rasûlün sünnetini milletin başına kendilerinden ve düşman milletin lindeki-avucundakilerin bir kısmını 5- İmamları (yâni devlet adamları) Allâh'ın Kitabı ile etmeyip Allâh'ın hükümlerden onların kendi aralarında görür." 22)'

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı '""Hâsılı; kendi yoluna başka yollar ekleyen, ne kendi yolundan ne başkasınınkinden bir şey elde edebilir! "Cenab-ı Mevlâ hiç kimseyi "İki câmi arasında kalmış bî-namaz" konumunda bırakmasın. Şaşkın ördek misâli engin sulara şuursuzca daldırmasın. Hop oturup, hop kaldırmasın. Yürüdüğümüz feyz-i Muhammedì yolunda sabit kadem kılsın. Kendini sanıp aldananlardan eylemesin. Rabbim celle şânuhu cümlemize, üzerinde yürüdüğümüz sırat-ı müstakiminde, feyz yolunda istikamet ve sadakatle, teslimiyet ve itaatle ber-hayat olup, kâmil bir imanla teslim-i ruh edebilmeyi nasip ve müyesser eylesin.'Fotoğraf açıklaması yok.

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'HARAMDAN SAKINMAK Akıllı kimse haram kazançtan ve haram yemekten son derece sakınmalıdır. Çünkü haram, maddî- mânevî cezâlara, acılara ve kıyâmet gününde de azâba sebep olur. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: "Haramla gıdâlanan hiçbir vücut (cehennem ateşiyle temizlenmedikçe) cennete giremez. Haramdan beslenen her vücuda lâyık olan cehennem ateşidir."'Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'İmam-ı Rabbani hazretleri buyurmuşlardır ki; İnsan çok bozuk olabilir, patavatsız olabilir, edepsiz olabilir,şu veya bu olabilir, ama bu büyüklerin yolundaysa, yol çok sağlam ve çok kıymetli olduğu için, o kişi yine makbuldür, azizdir. Bu kendisinden dolayı değil, yolun özelliğinden dolayıdır. Büyüklerimiz, ya Rabbi, bu yola mensup olanlar, eninde sonunda senin rızana kavuşsunlar diye dua etmişlerdir. Bu yol öyle bir yoldur ki, zerre kadar muhabbeti olan, mutlaka rıza-ı ilahiyyeye kavuşur. Hasbel kader bozuk bir insansa, dünyada kavuşamazsa, ölürken kavuşur. Orada kavuşamazsa, kabirde kavuşur. Orada kavuşamazsa, mahşerde kavuşur. Orada kavuşamazsa, cennette kavuşur. Eninde sonunda muhakkak kavuşur. Çünki yol mutlak kavuşturucudur.'


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder