8 Kasım 2020 Pazar

KADIN MAHREMSİZ YOLCULUĞA ÇIKABİLİR Mİ?

KADIN MAHREMSİZ YOLCULUĞA ÇIKABİLİR Mİ?
Günümüzde yolculuk şartları kolaylaştı ve emniyet sağlandığı için kadınların yolculuk yapmasında sakınca yok denmekte ve bu konudaki rivâyetler o dönem için geçerli sayılmaktadır. Nebî (s.a.v.)’nin kadının kendi başına emniyet içinde yolculuk yapacağı günlerin geleceğini müjdelediğini söyleyerek kadının mahremsiz yolculuğa çıkamayacağını beyan eden hadîslerin o dönemde geçerli olduğu, bazı kimseler tarafından dillendirilmektedir. Bu iddiaların cevabı nedir?
İmâm Tirmizî; “Kadının tek başına yolculuğa çıkmasının mekruh olması hakkında gelen hadîsler” adında ayrı bir bölüm açmış ve şu hadîsi nakletmiştir.
Ebû Sa’îd el Hudrî’den şöyle dediği rivâyet olunmuştur. Resûlullah (s.a.v.) şöyle dedi: “Allah (c.c.)’a ve âhiret gününe îmân eden bir kadın için; beraberinde babası, erkek kardeşi, kocası, oğlu veya kendi mahremi olmaksızın üç veya daha fazla gün mesafesi olan sefere (90 km uzağa) çıkması helâl olmaz.”
Bu mevzuda; Buharî ve Müslim’in, Ebû Hureyre, İbn Abbas ve İbn Ömer (r. anhum)’den rivâyetleri vardır.
El-Hidâye’de, müellif şöyle demiştir: “Mahremsiz kadın üzerine fitneden korkulur. Çünkü kadın, kendisi için istek duyulan ve erkeklere çekici gelen bir mahaldir. Seferlerde; sefih ve düşük ahlâklı, dîni ve mürüvveti az, hıyanet sahibi insanlar bulunabilir. Ayrıca kadın, vasıtaya binerken ve inerken yardıma ihtiyaç duyabilir; bu da ancak mahrem ve kocaya helâldir. Bazı kadınların bunu becerebiliyor olması neticeyi değiştirmez. Zîrâ asıl olan yardıma ihtiyaç duyması ihtimalidir. Bunun haricinde kadının seferde (mahremsiz) kandırılıp (hileye düşüp oyuna gelerek) ifsada düşme ihtimali de vardır.”
Kadının mahremsiz yolculuk yapacağı günlerin geleceğini müjdeleyen hâdise gelince: Bu hadîsi Buharî ve Müslim, Adiyy ibn Hâtim’den rivâyet etmiştir. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Hîre’den, Beytullah’ı kasd ederek, yanında kendisine eşlik eden birisi olmaksızın, Allah (c.c.)’tan başka hiçbir şeyden korkmadığı hâlde hicret edecek kadının çıkması yakındır.”
Bu hadîste, cevaza delalet eden bir şey yoktur. Burada; Hîre’den Beytullah’a çıkmanın hükmünün ne olduğu ve bu çıkmanın neyi gerektirdiği beyan edilmemiştir. Belki emniyetin yayılacağını ve bugünlerin geleceğinin beyanı vardır. Hadîs-i şerifleri tek başına değerlendirmemeli, diğer hadîs-i şerifleri ve âlimlerin bu hadîslerden çıkardıkları hükümleri de dikkate almak gerekir.
(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)
MAHREMSİZ KADININ HACCA GİTMESİ
Müslüman bir kimseye –kadın olsun erkek olsun- haccın farz olabilmesi için “hür, âkil, mükellef, sahih olması şartları vardır. Bu şartlar bir kimse üzerinde tahakkuk etmeksizin o kimse hac vazifesiyle sorumlu tutulmaz. Sayılan bu şartlara ziyade olarak kadın da aranan bir şart daha vardır ki o da yanında kendisini götürüp getirebileceği mahreminin bulunmasıdır.
Ancak bu şartın vücupla alakalı bir şart mı olduğu yoksa haccın edasıyla mı alakalı olduğu tartışmalıdır. Bir kısım metinlerde kadının kocası olmaksızın hac yapamayacağını söylemesinden anlamaktayız ki sanki bu metin sahipleri kadın için mahrem bulunması gerektiğini haccın edası için gerekli saymaktadırlar. Diğer bir kısım ulema ise kadınla birlikte zevcesinin veya mahremi olan birisinin bulunmasını haccın bunlar üzerine farz olabilmesinin gerekçesi saymaktadırlar. Bir kısım metinler de “şart” olduğu şeklinde genel bir ifade kullanmaktadırlar. Bu ihtilafın semeresi vasiyyet meselesinde çıkmaktadır. Şöyle ki; kadınla birlikte kocasının bulunmasını nefsu’l-Vücubun şartı görenler kadın için mahrem bulunmaması durumunda haccın ona farz olmayacağını ve bu yüzden şayet ölmesi durumunda kendisi adına hac yapılması için vasiyyet etmesinin gerekli olmadığını söylemektedirler.
Ancak bunu vücubu’l-eda yani haccın yerine getirilebilmesinin gerekliliğinin şartı kabul edenler bu şekildeki bir kadına haccın farz olduğunu ve bu yüzden ölmesi durumunda vasiyyet etmesinin lazım olduğunu söylemektedirler. “Ahkamu’l-Kuran” sahibi el-Cessas’ a göre kadının mahreminin bulunması eda şartlarındandır.
Son olarak şunu da belirtelim ki kadının hacca mahremsiz olarak gidememesi iskan ettiği mahallin Mekke’ ye seferi olacak derecede uzak olması durumundadır. Aksi halde böyle bir mani’ den söz edilemez. Bunun da sebebi Efendimiz Aleyhissalatü vesselam’ ın:
لا تحج المرأة الا و معها زوجها او ذو رحم محرم منها
“Bir kadın yanında kocası ol veya mahremi olmaksızın hac yapamaz” şeklindeki hadis-i şerifidir.
*ÖMER FARUK KORKMAZ
[1] Ebu’l-Berekât en-Nesefî, Kenzu’d-Dekâik, s. 93 Daru’l-Beyrûtî, Dimeşk 2009 B.1
[1] Mesela Bkz. El-Mevsili, el-İhtiyar, I/ 438 Er-Risaletu’l-Âlemiyye, B.1 2009
[1] Alâuddin El-Kâsânî, Bedaiu’s-Sanai’, II/ 189 Daru’l-Fikr, Beyrut-Lübnan, B.1
[1] Bkz. İbn Saatî, Mecmau’l-Bahreyn, s. 217, Daru’l-Kütubi’l-İlmiyye, Beyrut-Lübnan 1426, B.1
[1] Ali el-Kârî, Fethu Babi’l-İnaye, II/ 7 Daru’l-Kütubi’l-İlmiyye, Lübnan B.1 2009
[1] Ebu Bekir Razi el-Cessas, Ahkamu’l-Kur’an, II/ 309 Daru İhyai’t-Türasi’l-Arabi, Beyrut-Lübnan 1992
[1] Yakın bir lafızla Darekutni, Sünen, No: 2440

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder