https://vimeo.com/tomorhoca
Latince Adı: Juglans Regia.Bitki: 20-30 m yüksekliğinde kışın yaprak döken gösterişli bir ağaçtır.
Yetiştiği Yerler: Balkanlardan Himalayalara kadar uzanan geniş alanlarda, bilhassa dağ ormanları ve su kenarlarında yetişen, Türkiye’de ise hemen hemen bütün bölgelerde yabani olarak veya bahçelerde yetiştirilmiş halde bulunur.
Kullanılışı: Ceviz ağacından elde edilen odun mobilyacılıkta oldukça makbuldur. Bunun yanında cevizin yaprakları, meyveleri ve meyvelerinden çıkarılan yağ ilaç, boya maddesi ve besin olarak kullanılabilir.
Ceviz ağacı yaprakları haziran ve temmuz aylarında toplanarak gölgelik ve havadar bir yerde kurutulur, ilaç haline getirmek için ise toz haline getirilerek suyla kaynatılır. Ağaçtan kendiliğinden düşen yapraklar kullanılmamalıdır.
Ceviz meyvaları sonbaharda olgunlaşır, toplandıktan sonra bir müddet güneşte bırakılarak kurumaları sağlanır.
Ceviz yağı ceviz içinden sıkma ile elde edilir. Kıymetli bir yemeklik yağdır. Tatlı, lezzetli ve hoş kokuludur.
Ceviz meyvesinin kabukları üzerindeki yeşil kabuklarda ilaç olarak kullanılabilir. Ayrıca da yaprakları gibi boya maddesidir.
İçindeki Maddeler: Ceviz yaprağı ve yeşil kabukları tanen, uçucu yağ ve juglon isminde acı bir madde içermektedir.
Ceviz içi, şeker, selüloz ve bol miktarda yağ ihtiva eder.
Tıbbî Etkiler: Ceviz yağı tedavi sahasında müshil ve safra arttırıcı olarak yer alır. Haricen nasırda kullanılır.
Ceviz yağı ve ceviz kuvvetli birer besindirler. Cinsel gücü ve isteği arttırır, şeker hastalarında değerli bir diyettir.
Aromatik kokulu yaprakları kuvvet verici, kabız yapıcı, kan şekerini düşürücü ve iştah açıcı etkilidir.
Bu etkiler için 20 gr. kuru yaprak 1 İt suda kaynatılarak günde 3-4 bardak içilir.
Ceviz yaprağında bulunan bol miktarda iyod, bazı guatr tiplerinde fayda sağlayabilir.
Haricen ceviz yaprağı ve yeşil kabuklarının suyu antiseptik olarak kullanılır. Derideki sivilcelerde banyo, anjinde boğaza gargara yapılabilir. Güneşlenmeden önce ultraviyole ışınlara filtre görevi yapması için de tüketildiği bilinmektedir. Egzemalarda diğer bir kullanım sahasıdır. Eski Romalılardan beri saç boyama için kullanılmaktadır. Haricen kullanım için 60 gr. kuru ceviz yaprağı 1 It suda kaynatılır.
Latince Adı:Vinca Major (Büyük Cezayir Menekşesi) Tıbbî değeri yoktur. Vinca minor (Küçük Cezayir Menekşesi).Bitki:20-40 cm yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen, sütlü, bahar aylarında morumsu çiçekler açan bir bitkidir.
Yetiştiği Yerler: Bütün dünyaya yayılmış türleri mevcuttur. Daha çok orta ve Güney Almanya’da gölgelik yerlerde rastlanır.
Tarihçe: Romalılar döneminde Cezayir menekşesi kurban olma ve ölümün simgesi olmuştur. Ölen bebeklerin mezarlarına konan çiçeğe İtalyan’lar ‘fi o re di morte’ diyorlardı. (Ölüm çiçeği) Bitki Fransa’da ise arkadaşlığın simgesidir.
Vinca latince vincere = hakkından gelmek kelimesinden kaynaklanmıştır. Bu da bitkinin eskiden beri tıbbî bitki olarak tanındığının bir kanıtıdır. Ortaçağ hekimleri Vinca’yı başağrısı, başdönmesi ve hafıza bozukluklarına ilaç olarak tarif etmişlerdir.
Kullanılışı: Yaprakları ilkbaharda toplanarak kurutulur. Kullanılacağı zaman suyla kaynatılır.
İçindeki Maddeler:Tanen, organik asitler, karbonhidratlar vincamin, vincamisin, perivincin alkaloidleri ile vincinsin glikozidi ve fitosterol vardır.
Tıbbî Etkiler:İştah açıcı vincamin sebebiyle damarları genişleterek idrak söktürücü, tanenle kabız yapıcı ve haricen basit yaralarda mikrop öldürücü olarak kulanılmaktadır. Damar genişletici vincamin, yüksek tansiyonda da tansiyonu düşürebilir. Hanımlarda uzun süren adet kanamalarında kanamayı azaltır, 60 gr. menekşe 1 It. suda kaynatılır ve günde 3 bardak içilir.
Vincaminin ilginç bir özelliği de beyin kan akımını arttırmasıdır. Zaten eskiden beri hafıza bozukluklarında kullanılmasının sebebi bu olsa gerektir. Ayrıca dikkat eksikliği, çok hafif davranış bozuklukları, sinirlilik, başdönmesi, bazı başağrıları da bitkiye cevap verebilir. Yine yaşlılardaki kulak çınlaması ve işitme kayıplarında da bir miktar fayda sağlama ihtimali mevcuttur. Uzun süreli tedavi gerektirir. Bazı sindirim sistemi şikayetlerine yol açabilirse de bu durum nadirdir. Bu etkiler içinde yukarıda bahsetmiş olduğumuz ilaç kullanılabilir.
Ayrıca bitkinin içerdiği etkin maddeler kanser tedavisinde de kullanılmaktadır.
Diğer İsimler: Kandil çiçeği, Binbir yaprak otu, Barsama otu, Akbaşlı.Latince Adı: Achillea Millefolium.
Bitki: Tüylü, 20-90 cm yüksekliğinde, yaz aylarında beyaz renkli çiçekler açan, kurak toprakları seven bir ottur.
Yetiştiği Yerler: Orta Avrupa, Balkanların kuzeyi ve Kuzey ile Doğu Anadolu’da yetişmektedir. Kuru çayırlar ve yol kenarlarında bulunur.
Tarihçe: Meksika'da Zuni yerlileri civanperçemini yanık tedavisinde kullanmaktaydı. Suyla kaynatarak elde ettikleri sıvıyı soğuk olarak yanık üzerine uyguluyor ve onun serinlik verici etkisinden faydalanıyorlardı.
Bitkinin ismi Achillea eski yunan savaşçısı Achillea'dan gelmektedir. Truva savaşı sırasında Achillea'nın askerleri yaralarını civanperçeminden elde edilen bir ilaçla tedavi etmişlerdi. O günden bugüne bitki askerlerin yaralarını tedavide Önlenmiştir.
Kullanılışı: Çiçekler tam olarak açılmadan önce yapraklarla birlikte toplanır ve gölgede kurutulur. Suda kaynatılarak faydalanılır. Bu çay ışık görmeyen bir yerde muhafaza edilmelidir. Aksi takdirde bozulur.
İçindeki Maddeler: Sabit ve uçucu bir yağ, achillein adlı acı bir glikozit taşır. Uçucu yağda pinenler, berneol, cineol gib maddeler vardır.
Tıbbî Etkiler: idrar söktürücü, mide barsak gazlarını giderici ve acı tadıyla iştah açıcıdır. Soğukalgınlığı ve grip için en iyi ilaçlardan biridir. 20 gr. civanperçemi 1 It suda 20 dk. kaynatılır yemeklerden sonra birer kahve fincanı içilir.
Damar büzücü etkisiyle yaralarda iyileştirici olarak kullanılır. Bu etkisi Amerika’da yerli kabileler tarafından da bilinmekteydi.
Civanperçemi kan dolaşımını arttırarak zindelik verir. Ayrıca ağrı kesici ve spazm çözücü etkilere de haizdir. Bu özellikleriyle, safra kesesi ve karın spazmlarında yararlı olabilir. Ayrıca hanımların basit bel ve kasık ağrılarında da kullanılmaktadır. Bu etkiler için 50 gr. civanperçemi 1 İt. suda kaynatılarak, bu sıvıdan günde 2 bardak içilir.
Yine haricen basurda pansuman olarak kullanılır. Harici kullanım için taze yaprakların sıkılması ile elde edilen sıvı yaraların veya basurun üzerine günde 2-3 kez pansuman yapılır. Etkili ve zararsız bir ilaçtır. Cineol doğal bir mikrop öldürücüdür.
Latince Adı: Pulmonaria Officinalis.Bitki: 30-60 cm boyunda, Nisan, Mayıs aylarında kırmızı renkli çiçekler açan, orman ve koru kenarlarında, çayırlarda rastlanan, çiçekleri daha sonra kırmızıdan menekşe moru rengine dönen bir bitkidir. Eskiden akciğer hastalıklarına karşı çok kullanıldığından bitkiye bu isim verilmiştir.
Yetiştiği Yerler: Marmara ve Karadeniz bölgelerinde, Orta Avrupa’da yetişmektedir.
Kullanılışı: Nisan ayında toplanan çiçek ve yapraklar gölge bir yerde kurutulur. Kullanılacağı zaman suda kaynatılarak dahilen veya haricen tüketilir.
İçindeki Maddeler: Müsilaj, tanen, reçine, saponin, silicic asid, şekerler ve sabit bir yağ mevcuttur.
Tıbbî Etkiler: Müsilajın yumuşatıcı özelliği sebebiyle dahilen öksürüklü hastalıklarda göğsü yumuşatmak, öksürüğü azaltmak için, haricen ise meme çatlakları ve meme başlarının temizlenmesinde faydalanılır. Haricen kullanımda tanenin hafif antiseptik olması da yarar sağlar. Bu sebeple hafif 1. dereceden yanıklarda da kullanılabilir. Yine hemoroidlerde diğer bir kullanım alanıdır.
50 gr. ciğerotu 1 It suda kaynatılarak günde 2-3 bardak içilir veya harici olarak sürülmek suretiyle uygulanır. Harici kullanımda etkin maddelerin yoğunluğunu arttırmak maksadıyla su 0.5 It kalıncaya kadar kaynatılır.
Latince Adı: Corynanthe Yohimbe.Yetiştiği Yerler: Batı Afrika’da özellikle Gine körfezinde, nehir kıyılarında yetişir.
Tarihçe: Eskiden Afrika yerlileri tarafından sanıklara yedirilerek, zehirlenip zehirlenmemelerine göre suçlu veya masum olduklarına karar veriliyordu.
Kullanılışı: Ağacın kabukları etkili maddeyi içerir ve bu kabuklardan kurutulup, suyla kaynatılarak faydalanılır.
İçindeki Maddeler: Yohimbin, Corynanthin gibi alkaloidler içerir.
Tıbbî Etkiler: Damarları genişleterek tansiyonu, beyindeki hararet merkezine etki ile ateşi düşürür. Bulantıyı önler, idrarı azaltır, psikolojik rahatsızlıklarda sıkıntıyı ortadan kaldırır.
Farmakolojide bilinen en meşhur afrodizyak yani cinsel gücü arttırıcı olmasına rağmen, bütün afrodizyak denilen ilaçlarda olduğu gibi bu da tartışmalıdır.
Latince Adı: Prunus Spinosa.Bitki: 2 metre yüksekliğinde, dikenli çalılıklar ve orman açıklıklarında yetişen, Nisan Mayıs aylarında beyaz renkli çiçekler açan, sonbahar sonunda olgunlaşan siyah, ekşi, küremsi meyvalara sahip bir ağaççıktır.
Yetiştiği Yerler: Güney Avrupa, Balkanlar ve Türkiye’de de Marmara, Karadeniz ve Ege bölgelerinde rastlanır.
Kullanılışı: Yapraklar ve çiçekler güneşli bir havada toplanarak hemen kurutulur. Kulllanılacağı zaman suyla kaynatılır.
İçindeki Maddeler: Amygdalin, şekerler, organik asitler ve pektin bulunmuştur.
Tıbbî Etkiler: Pektin sebebiyle yaprakları kabız, çiçekleri ise idrar söktürücü, barsak parazitlerini düşürücü (Amygdalin) ve hafif müshil tesire sahiptir. Kurutulmuş çiçeklerden 50 gr.
1 It. suda kaynatılır günde 3 bardak içilir. Bu İlaç ayrıca romatizma ve gut ağrılarında da fayda sağlayabilir. Yine ağız ve boğaz iltihaplarında gargara şeklinde de uygulanabilir.
Meyvaları vücudda metabolizmayı aktive ederek vücud direncini arttırır. Bunun için grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklarda, romatizmal durumlarda ağrı kesici olarak uygulanabilir. Meyvalar ishal tedavisinde de kullanılır. Kurutulmuş meyvalardan 70 gr. 1 It. suda 10 dk. kaynatılır. Günde 2 bardak içilir.
Latince Adı: Pinus Nigra (Karaçam).Pinus Brutia (Kızılçam).
Pinus Halepensis (Halep çamı).
Pinus Pinea (Fıstık çamı).
Pinus Sylvestris (Sarı çam).
Bitki: Bilindiği gibi çok değişik türleri olan çam ağacı kışın yapraklarını dökmeyen, daima yeşil kalan bir ağaçtır.
Yetiştiği Yerler: Çam, bütün dünyada ılıman iklimlerde yabani olarak yetişen, güzel kokusu ve devamlı yeşil olması ile park ve bahçelerde tercihen yetiştirilen pahalı bir ağaçtır.
Kullanılışı: Değişik türleri olan çamdan çok değişik ürünler elde edilebilir. Şimdi bunlar hakkında kısaca bahsetmek istiyoruz.
1-Çam Terementisi: Muhtelif çam türlerinin gövdesinde yapılan yaralamalar sonucu elde edilen yapışkan bir maddedir. Türkiye’de özellikle Güney Ege bölgesinde elde edilmektedir. Terementi istihsali için en uygun tür kızılçamdır.Çünkü alçak seviyelerde bulunan, düzensiz gövdeli olduğundan iyi kereste elde edilemeyen ve iyi terementi veren bir türdür.
Terementi veya diğer adlarıyla terebentin, çamsakızı elde etmek için ilkbaharda ağacın kabukları yontularak inceltilir. Sonra nisan başından ekim sonuna kadar ağaç çizilerek, yara açılır ve akan sıvı kapalı bir kaba toplanır.
Çam sakızı bal kıvamında, soluk sarımsı renkli keskin kokulu ve acı lezzetli bir maddedir.
Tıbbî amaçlar dışında kâğıt, sabun, kibrit ve boya imalatında katkı maddesi olarak da tüketilir.
2-Çam Terementisi Esansı: Çam sakızı veya odunundan subuharı distilasyonu ile elde edilen uçucu bir yağdır. Renksiz, yakıcı lezzetli bir sıvıdır.
3- Çam Reçinesi: Çam terementisinin distilasyonu ile elde edilen reçinedir. Parlak, sarı renkli, gevrek bir maddedir. Boya ve kâğıt endüstrisinde kullanılır.
4- Çam katranı: Çam ağaçlarının dal ve gövde parçalarının kapalı fırınlarda yavaş yavaş yakılması ile elde edilen bir katrandır.
Siyah, koyu kıvamlı, acı lezzetli bir sıvıdır.
5- Çam katranı ruhu: Sarıçam odunlarından distilasyon yolu ile elde edilen bir sıvıdır.
6- Çam yaprağı esansı: Çam ağaçlarının yapraklarından su buharı distilasyonu ile elde edilir. Renksiz ve keskin acı lezzetlidir.
7- Çam tomurcuğu: Avrupa ve Kuzey Anadolu dağlarında yetişen sarıçamın kurutulmuş genç tomurcuklarıdır. İlkbaharda meydana gelen tomurcuklar kesilerek alınır. Gölgelik bir yere ince tabaka şeklinde serilip kurutulur.
8- Çam sporları: Çam türlerinin tamamının, Türkiye’de özellikle kızılçamın olgun sporlarıdır. Açık sarı, hafif kaygan bir tozdur.
9- Çam kabuğu: Çam ağaçlarının kurutulmuş gövde kabuklarıdır. Suyla kaynatılarak içilir.
10- Çam fıstığı: Pinus pinea türünün kurutulmuş olgun tohumlarıdır. Tüm Akdeniz bölgelerinde mevcuttur. Daha çok besin olarak kullanılır.
İçindeki Maddeler: Çamsakızı içinde reçine asidi ve kolofan isimli maddeyi taşır. Çam terementi esansının temel maddesi pinendir.
Çam katranında fenol türevleri ve reçine asidi bulunur.
Çam yaprağı esansı silvestren, ka-dien, terpineal, pinen, bornil asetat gibi kimyevi bileşikler ihtiva eder.
Çam tomurcuğunda acı madde, uçucu yağ ve reçineli maddeler vardır.
Çam kabuğunun başlıca maddesi tanendir.
Çam fıstığı ise sabit yağ, protein ve selüloz içermektedir.
Tıbbî Etkiler: Çamsakızı hafif mikrop öldürücü olduğundan, solunum ve idrar yollarının mikrobik hastalıklarında antiseptik olarak kullanılır. Böbrekte tahriş yaptığından böbrek rahatsızlığı olanlar içmemelidir. Haricen ağrı kesici yakılarda tahriş edici özelliği sebebiyle uygulanır.
Çam terementi esansı çam sakızının kullanıldığı gibi kullanılır. Günde 1- 2 gr. hap şeklinde kullanılır.
Çam reçinesi tahriş edici özelliğiyle haricen ağrı kesici olarak tüketilir.
Çam katranı da ağız yoluyla solunum sistemi ve idrar yolları hastalıklarında mikrop öldürücüdür. Harici olarak da egzamalarda mikrop öldürücü ve deride keratini arttırıcı etkisi nedeniyle kullanılır. Günde 1-2 gr. hap şeklinde yutularak kullanılır.
Çam katranı ruhu da, çam katranının kullanıldığı alanlarda kullanılır.
Çam yaprağı esansı dahili olarak, sakinleştirici, balgam söktürücü ve idrar yollarını temizleyici etki gösterir. Haricen merhem olarak romatizma ağrıları için sürülebilir. Günde 3 damla olarak kullanılır.
Çam tomurcuğu öksürüklü hastalıklarda yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak faydalı olabilir, ayrıca hafif idrar arttırıcı etkiye de sahiptir. 30 gr. çam tomurcuğu 1 It. suda kaynatılarak günde 2-3 bardak içilir.
Çam sporları bol miktarda vitamin taşıdığı için kuvvet verici, vücudun direncini arttırıcı, iştah açıcı olarak bilinir.
Çam kabukları içerdikleri tanen sebebiyle kabız yapıcıdırlar. 50 gr. çam kabuğu 1 It. suda kaynatılır ve 2-3 bardak içilir.
Çam fıstığı kuvvetli bir besindir. Ezilerek bal ile karıştırılıp kuvvet verici bir macun yapılır.