https://vimeo.com/tomorhoca
Diğer İsimler: Kuşdili.Latince Adı: Rosmarinus Officinalis.
Bitki: Kışın yapraklarını dökmeyen, 1, 2 metre boyunda, ilkbahar ve yaz aylarında mavi çiçeklere sahip bir bitkidir.
Yetiştiği Yerler: Ilıman iklim bitkisi olup, Akdenize kıyı ülkelerde ve ülkemizde de Ege ve Güney Anadolu’da yabani olarak yetişmekte ve süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Makilerde, kuru yamaçlarda rastlanabilir.
Tarihçe: 15. y.y.’da kara ölümden korunmak için evlerde, II. Dünya Savaşı sırasında mikrobik hastalıkların bulaşmasını engellemek için hastanelerde kurutulmuş biberiye yakılmıştır.
Avrupa’da eski bir inanışa göre yastık altında biberiye ile uyumak şeytandan ve kabuslardan korumaktadır.
Biberiyenin zihin açıcı va hafıza kuvvetlendirici etkisinden faydalanmak için eski yunan medeniyetinde öğrenciler bu bitkiyi imtihanlarda başlarına takmaktaydılar. Daha sonra unutulmayacak olmanın bir simgesi olarak cenaze ile birlikte mezarlara da konmuştur.
Kullanılışı: Yaprak ve çiçekler yaz mevsiminde toplanarak subuharı damıtması ile biberiye yağı elde edilir veya açık havada kurutularak saklanır. İlaç olarak faydalanmak için suyla kaynatılıp içilir.
Biberiye esansı çok açık sarı renkli, serinletici, baharlı acı lezzette, kokulu bir sıvıdır.
Avrupa’da düğünlerde gelinin elinde tuttuğu buketlere sadakatin simgesi olarak konur.
İçindeki Maddeler: Uçucu yağ, tanen, acı madde, reçineler, organik asitler ve glikozitler bulunur. Uçucu yağı içinde en önemli maddesi olan biberiye kafuru vardır.
Tıbbî Etkiler: Biberiyenin etkisi başlıca dolaşım sistemini ve sinir sistemini aktive etmesidir. Bu sebeple yaşlılardaki damar sertliğine bağlı hafıza zayıflıklarında başarıyla kullanılır. Zihin açar ve hafızayı kuvvetlendirir. 1 İt suda 10 gr. biberiye kaynatılarak günde 3 bardak içilir.
Biberiye, kafuru sayesinde vücuda genel olarak zindelik ve kuvvet verir.
Kan dolaşımını arttırır, tansiyonu yükseltir. Bunun için zayıf, düşük tansiyonlu hastalarda başarı ile kullanılabilir.
Yine yaşlılarda, ateşli hastalıkların nekahat dönemlerinde, yorgunluklarda vücud direncini arttırır ve iştah açar.
idrar söktürücü, barsak gazlarını giderici ve kabız etkileri de vardır.
Bu etkiler için biberiye yağı günde 3 damla olarak veya yukarıda bahsettiğimiz biberiye çayı aynı şekilde kullanılır.
Haricen ise basit yaraları iyileştirici olarak bilinir.
Biberiye esansı haricen romatizmal ağrıları dindirmek için tüketilmektedir. Gut için eski bir ilaçtır.
Biberiye, banyo olarak kullanılan bitkiler arasında geniş bir yer tutması ve etkili olmasıyla ünlüdür. Genel olarak kan dolaşımını arttırıcı ve zindelik verici etkisiyle faydalı olur. Bunun için uykuyu engellememesi açısından banyo akşamları değilde, sabahları uyandıktan 15 dk. sonra 34-36 C° suda yapılmalıdır. Banyo ardından 1 saat tekrar yatak istirahati etkiyi arttıracağından uygun günler cumartesi ve pazardır. Hafta sonu alınan böyle bir banyo tüm haftayı zinde geçirmenize yardımcı olacaktır. Bunun için bir küvet suya 2 avuç dolusu biberiye atmanız yeterli olacaktır.
Kafaderisi üzerindeki tonik etkisiyle biberiye birçok şampuan ve saç losyonunun terkibine girer. Çünkü saçları kuvvetlendirir ve dökülmeyi azaltır. Banyo için kullanılan suyla saçlar yıkanır.
Diğer İsimler: Hazeran, Kokarotu, Mevzek.Latince Adı: Delphinium Staphi-sagria.
Delphinium Ajacis (Bahçe hezareni).
Delphinium Consolida (Tarla hezareni).
Bitki: 1-1.5, metre boyunda, tüylü bir meyvası olan, mayıs - haziran aylarında mavi-mor çiçekler açan bir ot tur.
Yetiştiği Yerler: Denize yakın boş arsalar ile ekin tarlalarının kenarlarında rastlanır. Yüksek rakımda yetişmez.
Ege ve Akdeniz kıyılarında yetişen bitki Anadolu’da da bu bölgelerde bulunur.
Kullanılışı: Meyvalar tamamen olgunlaştıktan sonra koparılıp, tohumları alınır. Bunlar 0,5 cm çapında, koyu gri ve siyah üzeri pürtüklü tanelerdir.
Toz halinde, merhem yaparak veya suyla kaynatılarak faydalanılabilir.
Gerçek bitotu yerine, aynı türden olan bahçe ve tarla bitotu kullanıldığı da bilinmektedir.
İçindeki Maddeler: Sabit ve uçucu bir yağ ile delphinin, delphonin, staphisin, delphisin, deiphinoidin, staphisag-rin alkaloidleri bulunmaktadır.
Tıbbî Etkiler: Çok zehirli olduğundan dahilen kullanımı bugün terkedilmiştir. Önceleri tetanoz, kuduz, sara gibi hastalıklarda yatıştırıcı olarak bilinmekteydi.
Haricen kullanımı bile tehlikeli olmasına rağmen romatizmal ağrıları gidermek için ve adından da tahmin edilebileceği gibi pire, bit, kene gibi vücut parazitlerini öldürmek maksadıyla kullanılabilmektedir. 20 gr. tohum 1 İt suda kaynatılarak bu sıvı vücuda sürülür.
Zehirlenme belirtileri kusma, ishal, kramplar ve nefes darlığı ile başlayarak ölüme kadar gidebilir. Zehirlenme vakaları DDT gibi (Böcek öldürücü kimyasal toz) vücuda sürülmek suretiyle meydana geldiğinden biz kullanılmamasını daha doğru buluyoruz.
Latince Adı: Boldus molina.Bitki: Küçük ağaçlardır.
Yetiştiği Yerler: Güneybatı Amerika’da ve bilhassa Şili’nin kurak ve güneşli tepelerinde kendi kendine yetişir.
Kullanılışı: Ağacın yaprakları sonbaharda toplanır ve gölgede kurutulmak suretiyle ilaç yapımına hazır hale getirilir.
İçindeki Maddeler: Tanin, eterik yağ, boldin ve boldoglusin isimli maddeler vardır.
Tıbbî Etkiler: Karaciğer hastalıklarında besleyici, gastrit ve romatizmada ağrı kesici olarak kullanılır.
Latince Adı: Rubus Fruticosus.Bitki: 2-3 metre boyunda, Haziran-Eylül ayları arasında beyaz çiçekli, sonbahara doğru olgunlaşan siyah meyveli, dikenli bir çalıdır.
Yetiştiği Yerler: Tüm Avrupa ve Türkiye’de yaygın bir bitkidir. Yurdumuzda özellikle Marmara ve Karadeniz bölgelerinde yol kenarlarında, ekilmemiş yerlerde sık rastlanır.
Tarihçe: İngiltere’de bir batıl inanışa göre böğürtlen 29 - Eylül'den önce yenmelidir. Çünkü bu tarihten sonra şeytan üzerine tükürmek ve idrar etmek suretiyle böğürtleni kirletmektedir.
Kuzey Kaliforniya'da kızılderililerin ishale karşı en çok kullandıkları ilaçtır.
Ayrıca Onediayerlileri de, dizanteri hastalığında kendilerini böğürtlen ile tedavi etmekteydi.
Kullanılışı: 4000 yıldan beri Avrupa’da toplanmakta, reçel, şurup sirke yapımında kullanılmaktadır.
Yaprakları bitki çiçek açmadan önce toplanır ve gölgede kurutulur. Suyla kaynatılarak içilir.
Meyvaları güzel bir gıdadır. Ayrıca sıkılarak elde edilen böğürtlen özüde Tıbbî etkilere sahiptir.
İçindeki Maddeler: Şekerler, tanen ve organik asitler içerir. C vitamininden zengindir.
Tıbbî Etkiler: Dahilen kuvvet verici, idrar söktürücü ve kabız yapıcı etkileri vardır. Boğaz ve ağız hastalıklarında gargara şeklinde kullanılır. 50 gr. kuru böğürtlen yaprağı 1 İt suda kaynatılır. Dahili kullanım için günde 3 bardak içilir. Gargara da bu sıvıyla yapılabilir. Ayrıca yine bu sıvı el losyonu olarakta uygundur.
Taze yaprakları çiğnemek diş eti Kanamalarında fayda sağlar.
Uzun süren ateşli hastalıklarda böğürtlen sirkesi basit bir halk ilacıdır.
Meyvaların şeker hastalarında hafif kan şekerini düşürücü etkisi mevcuttur.
Derideki küçük yaraların iyileşmesini hızlandırmak amacıyla toz halindeki kuru yapraklar yara üzerine konur.
Latince Adı: Physostigma Venenosum.Bitki:3-4 metre boyunda ağaççıklardır.
Yetiştiği Yerler: Batı ve Orta Afrika’da yetişmektedir.
Kullanılışı.'Calabar baklası bitkinin kurutulmuş tohumlarıdır.
İçindeki Maddeler: Başlıca etkili madde eserin-alkaloididir.
Tıbbî Etkiler:Nabızda azalma, tansiyon düşmesi, barsak hareketleri artışı, göz merceklerinin daralması, ter ve tükrük artışı, kas gerginliğini sağlama calabar baklasının etkin maddesi olan eserinin etkileridir.
Bu özellikleriyle Myastenia denilen kas hastalığında, glokom denilen göz hastalığında, mide suyunun yemek borusuna kaçmasından meydana gelen yanma ve ekşimelerde fayda sağlar.
Latince Adı: Exogonium Purga.Bitki: Sarmaşık cinsi, kırmızı çiçekli bir bitkidir.
Yetiştiği Yerler: Meksika'nın dağlık bölgelerinde (And Dağları) nemli ormanlarında kendi kendine yetişir.
Sıcak ve yumuşak toprakları sever.
Tarihçe: Eskiden haşhaş kullananlarda afyona bağlı kabızlığa karşı verildiği bilinmektedir.
Kullanılışı: Kökler yani yumrular tercihen mayıs ayında topraktan çıkarılır, etraflarındaki ince kök kısımlar temizlenerek atılır ve yumrular kurutulur. Kullanım ise toz haline getirilerek yapılır.
İçindeki Maddeler: Nişasta, şekerler, zamk ve calapa reçinesi mevcuttur. Calapa reçinesinde % 35 kadar müshil olarak tesir eden convolvulin ve % 5 kadar da jalapin bulunmaktadır.
Tıbbî Etkiler: Belli başlı etkisi ishal yapmasıdır. Yumru tozundan 1 gr. bu etki için yeterlidir.
Diğer İsimler: Defneyezit, Güşadotu Latince Adı: Gentiana Lutea, Gentiana Aselepiedea (Mavi Centiyan, Sütlü Güşadotu), Gentiana Cruciata, Gentiana Olivieri.
Bitki: Güney ve Orta Avrupa dağlarında, Alplerde, Plrenelerde, Ülkemizde de nadir olarak Bursa-Ulu-dağ’da, Ödemiş Bozdağ’da Ayancık-Zindan dağında bulunur.
Yetiştiği Yerler: Temmuz-Ağustos aylarında sarı renkli çiçekler açan, ortalama 1 metrelik otsu bir bitkidir.
Güzel kokulu ve tatlımsı acı ilginç lezzeti olan bir bitkidir. Avrupa’daki acı bitkilerin en önemlisidir.
Tarihçe: Centiyane miladdan önce İllirya Kralı Gentius'un savaşta aldığı yaraları iyileştirdiğinden beri haricen yara iyi edici olarak kullanılmaktadır. Zaten bitkinin adı da buradan gelmektedir.
Amerika'da Catawba kızılderilileride centiyane köklerini suda kaynatıp elde ettikleri sıvıyı bel ağrıları için kullanıyordu.
Kullanılışı: Gentiana Lutea’nın kökleri diğer türlerin ise topraküstü kısımları kullanılır.
Gentiana lutea’nın kökleri çok yavaş büyüdüğünden 4-5 yıllık bitkilerin kökleri sonbaharda veya kış mevsiminde topraktan çıkarılarak temizlenir. Daha sonra sermek suretiyle kurutulur. Kurutma işlemi önce güneşte sonra gölgede yapılır.
Kuru kökleri ilaç haline getirmek için tozlaştırılır veya suyla kaynatılarak içilir. Diğer türlerin toprak üstü kısımlarında kurutularak aynı şekilde ilaç yapılabilir.
Ortaçağ’da mikrobik hastalıklara karşı ve zehirlenmelerde panzehir olarak bilinmekteydi.
İçindeki Maddeler: Mum, tanen, pektin, gentiopikrin isimli acı glikozid, gentianin alkaloidi, gentian asidi, şahmi yağ, şeker ve gentioamarin ile gentin maddelerini içerir.
Tıbbî Etkiler: Zehirsiz mükemmel bir acı ilaçtır. Acı tadı sayesinde sindirim sistemindeki sinirleri uyararak tük-rük ve mide salgılarını arttırır, iştah açar, hazmı kolaylaştırır.
Ayrıca ateş düşürücü ve kanda alyuvarları arttırıcı etkisi bilinmektedir. İdrar söktürür, kaslarda yorgunluk sebebiyle oluşan kramplara iyi gelir.
Bu etkiler için 50 gr. kök 1 It suda kaynatılarak günde 2 bardak içilir. Ayrıca kökler toz haline getirilerek günde 2 kez 1 gr. olarak da alınabilir.
Derideki yaraların iyileşmesini hızlandırmak için 100 gr. kök 1 It suda kaynatılır ve bu su ile pansuman yapılır.