1 Aralık 2019 Pazar

NAMAZI TERK EDENİN CEZASI H.Ş.: Kim namazı hafife alırsa, Allahü Teâlâ o kimseyi on beş cezâ ile cezâlandırır: Altısı dünyâda, üçü ölüm ânında, üçü kabirde, üçü de kabirden kalktığında...

NAMAZI TERK EDENİN CEZASI
H.Ş.: Kim namazı hafife alırsa, Allahü Teâlâ o kimseyi on beş cezâ ile cezâlandırır: Altısı dünyâda, üçü ölüm ânında, üçü kabirde, üçü de kabirden kalktığında...
Dünyâda göreceği cezâlar:
1- Allahü Teâlâ onun ömründen bereketi kaldırır.
2- Yüzünden sâlihler simâsını siler, donuk ve sevimsiz olur.
3- İşlediği amellerin hiç birine ecir vermez.
4- Duâsını kabûl etmez.
5- Kuraklığa sebep olduğu için dünyâdaki mahlûkat ona buğz ederler.
6- Sâlihlerin duâsından nasip alamaz. (Allah dostlarının makbul duaları Hak dostlarına ulaşır da hasımlarına hisse verilmez...)
Ölüm anında göreceği cezâlar:
1- Zelil olarak ölür. (Meleklerden ve rûhânîlerden imdat gelmez.)
2- Aç olarak can verir. (Şiddetli açlık çeker...)
3- Susuz olarak vefat eder. (Fırat nehri başından aşsa da susuzluğu gitmez.)
Kabirdeki cezâlar:
1- Allahü Teâlâ ona kemikleri birbirine geçinceye kadar kabri daraltır.
2- Kabri ateşle doldurulur. (Gece gündüz, ateş üzerinde durur.)
3- Kabrinde ŞUCÂ-ÜL-AKRÂ denilen büyük bir ejderha ona musallat edilir. Bu ejderhanın sesi, şiddetli gök gürültüsü gibidir. Bu kimseye:
"Sabah namazını geçirdiğin için, tan yeri ağarmasından güneş batıncaya kadar; öğle namazını zâyi ettiğin için, öğleden ikindiye kadar; ikindi namazını terk ettiğin için, ikindiden akşama kadar; akşam namazını zâyî ettiğin için, akşamdan yatsıya kadar; yatsı namazını geçirdiğin için, yatsıdan tan yeri ağarıncaya kadar seni dövmemi Rabb’im bana emretti" der...
Ona her darbe indirişinde, yerin yetmiş arşın içine girer. Sonra ejder, tırnaklarını yerin altına sokarak onu çıkarır, tekrar vurur. Böylece tâ kıyâmete kadar azap görür.
Kıyâmet günü isâbet edecek cezâlar:
1- Allah o kimseye bir vazîfeli musallat eder de onu yüzüstü sürükleyerek cehenneme atar.
2- Hesap vaktinde Allah ona gazaplı olarak nazar eder.
3- Allah Teâlâ onu şiddetli bir şekilde hesâba çeker ve onu cehenneme götürmelerini emreder.[6]

NAMAZIN FAYDALARI Hadis-i şerif: "Kim namazına devam ederse Allah ona beş haslet ikrâm eder: 1- Ondan geçim sıkıntısını kaldırır. 2- Kabir azâbı görmez. 3- Amel defteri sağ tarafından verilir. 4- Sıratı şimşek gibi geçer. 5- Hesap sorulmadan cennete girer.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, oturan insanlar ve açık hava

İnsanlar namaz işinde bâzı tabakalara ayrılmışlardır:

İnsanlar namaz işinde bâzı tabakalara ayrılmışlardır:
Bir kısmı, namazı kabûl etmeyenler. Onların varacağı yer, SAKAR adlı cehen-nemdir. Çünkü Allahü Teâlâ âyet-i kerîmede:
"Sizi Sakar adlı cehenneme sokan nedir? diye sorulduğunda, günahkârlar; «Biz namaz kılanlardan değildir...» derler" buyuruluyor (S. Müddessir âyet 42-43)
Başka bir tabaka: Namaz Allah'ın emri olduğunu kabûl eder, fakat kılmaz. Bunların cezâları hüsran ve ümitsizliktir.
Bir başka tabaka: Namazı bazen vaktinde kılan, bazen (dünyâya düşkün olanlar gibi) vaktinden sonraya tehir eden ve ona tam alâka göstermeyenlerdir. Onlar, vakit çıkar da namazı akıllarına getirmezler. Bu hal defâlarca tekerrür eder, onlar da hiç pişmanlık duymadan bu hâli devam ettirirler. Hiç uyumamış gibi, uykuya dalar, sabah namazlarını ya uykuda geçirir kılmazlar, ya da gün doğunca kılarlar.
Ubâde Bin Sâmit R.A.’den: Resûlullah S.A.V. bana yedi tavsiyede bulundu. Bunlardan biri: "Parça parça doğranılsanız da, ateşte yakılsanız da, (îdam edilip) asılsanız da sakın Allah'a eş koşmayınız. Kasten ve bilerek namazı terk etmeyiniz. Kim bilerek namazı terk ederse, muhakkak İslâm milletinden dışarı çıkmıştır".[3]
Allahü Teâlâ âyet-i kerîmesinde şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Ne mallarınız ne de evlâtlarınız sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar zarara uğrayanlardır". (S. Münâfikûn Âyet:9)
Bazı müfessirler "Âyet-i kerîmedeki Zikir'-den murat namazdır" ve "Kim, mal, alışveriş, san'at veyâ çocuğu ile meşgul olur da, namazdan gaflet ederse ziyan eder, felâkete düşenlerden olur" demişler.
İmam-ı Şâfiî Hz:
- "Namazı ilk vakti içinde edâ etmek, onu koruma gayretinden doğar. Zira kişi, namazı geciktirdiğinde kendisine unutkanlık gelir" demiştir.
Ey namazı terk eden kimse! Sana yazıklar olsun, dünyâ işini genişletmek için zahmet çekersin ve kendin gibi bir insanın rızâsı için koşarsın da, yüce Allah'ın emrettiği ve ateşten kurtuluş vesilesi olan namazı terk edersin! Hadis-i şerifte: "Kim ikindi namazını geciktirirse bütün ehl-i iyâlini ve malını kaybetmiş gibidir" buyurdu. (Buhârî Müslim)
H.Ş.: "Namaz, dinin direğidir; kim onu doğru kılarsa, dîni ayakta tutmuştur. Kim terk ederse dîni yıkmış(çasına günah işlememiş)tir". (Ebû Naîm)
İlimde imam olan zatlar, namazın dînin direği olduğu husûsunda birleştiler.
Peygamberimiz S.A.V. hadis-i şeriflerinde:
"Kim özrü bulunmadığı halde iki namazı bir vakte toplarsa, muhakkak büyük günahların kapısına yanaşmıştır", buyuru-yorlar.[4]
Diğer hadis-i şerifler:
"Kim kasten namazı terk ederse, cehennem kapısı üzerinde "Buraya girecek olanlardan birisi de budur" diye ismi yazılır". (Ebû Naîm)
"Kim namazı kasten terk ederse muhakkak ameli yok olur", buyuruluyor. (Buhâri, Neseî, İbni Mâce)
Âyet-i kerime:
"Sonra arkalarından öyle kötü bir nesil gelir ki, namazı bırakırlar, şehvetlerine uyarlar. İşte bunlar da azgınlıklarının cezâsını çekeceklerdir"[5] buyuruluyor.
Mî'rac'da Peygamber S.A.V. Cehennemde bir kısım insanların başlarına (yüksekten) büyük kaya parçaları atıldığını gördü. Her atılışta parçalanan başları eski hâline geliyor ve yarık izi kalmıyordu:
–Yâ Cebrâil! Bunlar kimler?, dedim.
–Bunlar farz olan namazı kılmakta ağır davranan kimselerdir, dedi.
Mus'ab bin Sa'd pederine:
- "Baba! «Onlar namazlarından gâfil-lerdir» âyet-i celîlesi ne mânâyadır?" diye sordu. Babası:
-"Gaflet'ten murad, vaktin kaybedilmesidir", dedi.

İSLÂM VE NAMAZ Bismillâhirrahmânirrahîm Elhamdü lillâhi Rabb’il-âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ rasûlinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ecmeîn. Ey Müslüman! Sana ne kadar mihnet indi ve başına

İSLÂM VE NAMAZ
Bismillâhirrahmânirrahîm
Elhamdü lillâhi Rabb’il-âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ rasûlinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ecmeîn.
Ey Müslüman! Sana ne kadar mihnet indi ve başına ibretli nice hâdiseler geldi. Buna rağmen sen, hâlâ Allah'tan gayri ile meşgul olmakta ve gafil bulunmaktasın.
Şunu bil ki, namazı terk etmekle Mevlâ'ya ibâdet ve itâati terk etmiş oluyorsun. İslâm bir yolda sen başka bir yolda sabahladın. Ne zamâna kadar namazı (bu kutsî vazîfeyi) ihmâl edeceksin?..
Namaz, dinin direği, İslâm'ın temeli, zaferin sırrı, kurtuluşun esâsı, Müslümanlar üzerine Allah'ın emânetidir. Halbuki sen, ona dikkat göstermeyip zâyî ediyorsun veyâ onu vaktinin dışına çıkarıyorsun. Bu davranışın dîni küçümsemek mi, yoksa terk ve te'hirindeki azâbı bildiren ilâhî hükümlere inanmadığından mı?
Eğer böyleyse; namazın dindeki ehemmi-yetini Allah ve Resûlünün beyanlarından, imamlarımızın sözlerinden dinle de, namazı terk edenin Allah'ın ve Resûlünün himâye-sinden uzaklaştığını öğren!
Namazı terk etmeğe; ancak isyanı ilerlemiş, pişmanlığı uzamış ticâreti zarar etmiş kimseler cesâret ederler...
Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allahü Teâlâ Kitâb-ı Kerîm'inde buyuruyor:
* Namaz mü'minler üzerine vakitleri belli bir farzdır. (S. Nisâ Å. 103)
* Namazlara ve orta namaza vaktinde devam edin. Allah'ın divanına huşu ve tâatle durun. (S. Bakara Å. 238)
* Veyl, namaz kılanlar içindir ki, onlar namazlarından gafillerdir. (S. Mâûn Â. 4-5)
Atâ bin Yâser: "VEYL", cehennem içinde öyle bir deredir ki, onun içine dağlar bırakılsa harâretinden elbette erir", demiştir.
Hasan-ı Basrî Hz.'ne: Veyl o namaz kılan (münâfık)ların hâline ki, onlar namazlarından gafildirler", meâlindeki âyet-i celîleden sorulduğunda O:
"Vakti çıkıncaya kadar namazdan gaflet edendir", dedi.
Veheb Bin Münebbih K.S. buyurdu: "Hayret edilecek şey, insan cesedi ölen kişiler için ağlar da, kalbi ölen şahıs için ağlamazlar. Halbuki kalbin gaflet sebebiyle ölmesi, cesedin ölümünden şiddetlidir..."

TENBİH Ey mü'min erkek ve imanlı kadınlar! Allahü Teâlâ bizi boş yere akıp giden bir su gibi faydasız kalasınız diye yaratmamış, başıboş da bırakmamıştır; bunu kat'î olarak bilesiniz. Mevlâ'mız kullarına öğüt vermek üzere: "Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben onlardan rızk ve yemek istemiyorum. Şüphesiz rızkı veren ve çetin kuvvet

TENBİH
Ey mü'min erkek ve imanlı kadınlar! Allahü Teâlâ bizi boş yere akıp giden bir su gibi faydasız kalasınız diye yaratmamış, başıboş da bırakmamıştır; bunu kat'î olarak bilesiniz.
Mevlâ'mız kullarına öğüt vermek üzere: "Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben onlardan rızk ve yemek istemiyorum. Şüphesiz rızkı veren ve çetin kuvvet sahibi olan Allahü Teâlâ'dır", (S. Zâriyât 56-58) buyurdu.
Yani: "Siz benim emrettiğim ve sevgili Resûlüm Muhammed Mustafa'nın diliyle sizi mükellef tuttuğum işleri yapınız; rızkınıza ben kefilim, onu içinize sindirerek yiyiniz..."
Ey vâcip olan ibâdetleri edâda unutkanlık gösteren gafil! Gafletinden uyan, sarhoşluktan ayıl; ölümün yakın olduğunu ve hesaba çekilmek üzere Mevlâ'nın huzûrunda duracağını iyi bil!
Allahü Teâlâ buyurdu:
* Onları hapsedin. Çünkü onlar sorumludur. (S. Sâffât 24)
* Kimin de tartıları (sevabı) hafif gelirse, onun anası (varacağı yer) HÂVİYE'dir. O (Hâviye)nin durumunu sana kim bildi-rebilir? O, şiddetle kızdırılmış, yakıcı ateştir. (S. Kaaria 8-11)
Baş aşağı ateşe atılacak olan kimdir? Ve mizanda (ameller) nasıl ağır gelir?... Düşünmek lâzımdır...
Kul, içerisinde şüphe, şirk ve zulüm bulunmayan tevhid inancını sağlamlaştırdıktan sonra, sâlih amelinden daha değerli bir şey bulamaz. Sâlih amellerin de faziletçe en üstünü, farzları edâ etmek ve Allahü Teâlâ'nın haram kıldığı şeylerden sakınmaktır.
Allahü Teâlâ bazı ilim erbâbına yazmak ve Ümmet-i Muhammed'den nâsibi olanlara sunmakla ikram etmiştir. Zira bu, kullara, Rab'lerine dönmeyi hatırlatır ve kaçırdıkları fırsatları kazandırır. Muhakkak zaman kısa. Allahü Teâlâ da amellerimizi görmektedir.
Ey mü'min erkek ve kadınlar! Ben bu risâleyi sizler için seçtim. Allah, bunun basılmasında cömertçe hareket eden, (büyük gayret gösteren) oğluna, âlim ve ilmiyle âmil (bu risâlenin müellifi) babasına, mükâfâtın hayırlısını ihsan etsin. Ayrıca, risâlenin basılması için para harcayan kimseyi de mükâfâtlandırıp, sarf ettiğinin karşılığını kat kat ziyâdesiyle ihsan buyursun!
(Ey okuyucu!) Sen de düşün ve etraflıca incele; oku; nefsini hesaba çek. Namazını vakitleri içinde kıl ve geçmiş namazlarını da kaza et! Sonra, bu katibi oğluna, kızına, komşularına, dostlarına ver ve onlara (okumalarını) öğütle. Çünkü, "Nasihat mü'minlere menfa-atlidir"... (S. Zâriyât 55) buyuruluyor.
Muhammed Bedreddin El-Galâyinî

Cenab-ı Hak, her Müslüman’ı, Kur'an-ı Kerim'in ellibeş yerinde yalnız namazla, otuzüç yerinde de zekâtla birlikte namazla emretmiştir. Namaz hakkında emrin bu kadar çok tekrar edilmesi, onun faziletine ve sevabının fazlalığına işâr

Cenab-ı Hak, her Müslüman’ı, Kur'an-ı Kerim'in ellibeş yerinde yalnız namazla, otuzüç yerinde de zekâtla birlikte namazla emretmiştir.
Namaz hakkında emrin bu kadar çok tekrar edilmesi, onun faziletine ve sevabının fazlalığına işâret olduğu gibi, namazı terk edene cezânın da ağır olduğuna delâlet eder.
Fahr-i Kâinât Efendimiz S.A.V.:
"Kıyâmet gününde kulun en evvel sorguya çekileceği şey namazdır", buyur-muş, namaz hesabını tam verenlerin, diğerlerini de kolay vereceğini, namaz hesabında zorlananların diğer hesapları da zor olacağını bildirmiştir.
Bütün fıkıh kitaplarında, namazı vaktinde kılıp kazaya bırakmaktan sakınmaya dair sayfalar dolusu yazılar vardır. Öyle ki insan bir vakit namazı yerine milyonlarca lira sadaka verse veya birinin bir rekât namazı yerine bir başkası bin rekât namaz kılsa, namaz borçlusu olan şahıs bunlarla mes'ûliyetten kurtulmaz.

OKUYALIM OKUTALIM PAYLAŞALIM ETİKETLİYELİM VESİLE OLALIM NAMAZ BİZİM HERŞEYİMİZ

ZAMAN AHİR ZAMAN ÖLÜMLER ÇOĞALDI DAHA NE ZAMAN KILACAKSIN NAMAZINI EY KARDEŞİM.
Her Müslüman bâliğ olduktan sonra, diğer vecibelerle birlikte beş vakit namazı vaktinde kılmak mecburiyetindedir.