İnsanlar namaz işinde bâzı tabakalara ayrılmışlardır:
Bir kısmı, namazı kabûl etmeyenler. Onların varacağı yer, SAKAR adlı cehen-nemdir. Çünkü Allahü Teâlâ âyet-i kerîmede:
"Sizi Sakar adlı cehenneme sokan nedir? diye sorulduğunda, günahkârlar; «Biz namaz kılanlardan değildir...» derler" buyuruluyor (S. Müddessir âyet 42-43)
Başka bir tabaka: Namaz Allah'ın emri olduğunu kabûl eder, fakat kılmaz. Bunların cezâları hüsran ve ümitsizliktir.
Bir başka tabaka: Namazı bazen vaktinde kılan, bazen (dünyâya düşkün olanlar gibi) vaktinden sonraya tehir eden ve ona tam alâka göstermeyenlerdir. Onlar, vakit çıkar da namazı akıllarına getirmezler. Bu hal defâlarca tekerrür eder, onlar da hiç pişmanlık duymadan bu hâli devam ettirirler. Hiç uyumamış gibi, uykuya dalar, sabah namazlarını ya uykuda geçirir kılmazlar, ya da gün doğunca kılarlar.
Ubâde Bin Sâmit R.A.’den: Resûlullah S.A.V. bana yedi tavsiyede bulundu. Bunlardan biri: "Parça parça doğranılsanız da, ateşte yakılsanız da, (îdam edilip) asılsanız da sakın Allah'a eş koşmayınız. Kasten ve bilerek namazı terk etmeyiniz. Kim bilerek namazı terk ederse, muhakkak İslâm milletinden dışarı çıkmıştır".[3]
Allahü Teâlâ âyet-i kerîmesinde şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Ne mallarınız ne de evlâtlarınız sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar zarara uğrayanlardır". (S. Münâfikûn Âyet:9)
Bazı müfessirler "Âyet-i kerîmedeki Zikir'-den murat namazdır" ve "Kim, mal, alışveriş, san'at veyâ çocuğu ile meşgul olur da, namazdan gaflet ederse ziyan eder, felâkete düşenlerden olur" demişler.
İmam-ı Şâfiî Hz:
- "Namazı ilk vakti içinde edâ etmek, onu koruma gayretinden doğar. Zira kişi, namazı geciktirdiğinde kendisine unutkanlık gelir" demiştir.
Ey namazı terk eden kimse! Sana yazıklar olsun, dünyâ işini genişletmek için zahmet çekersin ve kendin gibi bir insanın rızâsı için koşarsın da, yüce Allah'ın emrettiği ve ateşten kurtuluş vesilesi olan namazı terk edersin! Hadis-i şerifte: "Kim ikindi namazını geciktirirse bütün ehl-i iyâlini ve malını kaybetmiş gibidir" buyurdu. (Buhârî Müslim)
H.Ş.: "Namaz, dinin direğidir; kim onu doğru kılarsa, dîni ayakta tutmuştur. Kim terk ederse dîni yıkmış(çasına günah işlememiş)tir". (Ebû Naîm)
İlimde imam olan zatlar, namazın dînin direği olduğu husûsunda birleştiler.
Peygamberimiz S.A.V. hadis-i şeriflerinde:
"Kim özrü bulunmadığı halde iki namazı bir vakte toplarsa, muhakkak büyük günahların kapısına yanaşmıştır", buyuru-yorlar.[4]
Diğer hadis-i şerifler:
"Kim kasten namazı terk ederse, cehennem kapısı üzerinde "Buraya girecek olanlardan birisi de budur" diye ismi yazılır". (Ebû Naîm)
"Kim namazı kasten terk ederse muhakkak ameli yok olur", buyuruluyor. (Buhâri, Neseî, İbni Mâce)
Âyet-i kerime:
"Sonra arkalarından öyle kötü bir nesil gelir ki, namazı bırakırlar, şehvetlerine uyarlar. İşte bunlar da azgınlıklarının cezâsını çekeceklerdir"[5] buyuruluyor.
Mî'rac'da Peygamber S.A.V. Cehennemde bir kısım insanların başlarına (yüksekten) büyük kaya parçaları atıldığını gördü. Her atılışta parçalanan başları eski hâline geliyor ve yarık izi kalmıyordu:
–Yâ Cebrâil! Bunlar kimler?, dedim.
–Bunlar farz olan namazı kılmakta ağır davranan kimselerdir, dedi.
Mus'ab bin Sa'd pederine:
- "Baba! «Onlar namazlarından gâfil-lerdir» âyet-i celîlesi ne mânâyadır?" diye sordu. Babası:
-"Gaflet'ten murad, vaktin kaybedilmesidir", dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder