8 Mayıs 2020 Cuma

ÇOK ÖNEMLİ: !!!!!!!!!!!!!!! Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük

ÇOK ÖNEMLİ: !!!!!!!!!!!!!!! Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. [Tirmizi] (Ama orucu kazaya bırakmayı mubah kılan dînî bir mazeret varsa, o zaman ramazan orucunu kazaya bırakmak günah olmaz.)
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)

🔴Hayati Ders


Şahsın biri İmam Sadık' ın yanına geldi ve şöyle dedi : ey efendim ben bir bahçe satın aldım her yönüyle verimli ve güzel bir bahçe olmasına rağmen tüm işlerim tersine döndü ve evimin düzenini bozdu sebebi ne olabilir?
İmam Sadık şahsa; acaba bahçe seni meşgul etti de namazını hafife mi aldın?
Adam; Hayır efendim, aksine Allah a şükür etmek için daha çok özen gösteriyorum.
İmam; Peki ailenden namazı hafife alan varmı?
Şahıs; Efendim onlar benden daha çok bu konuya hassaslar dedi
İmam; Bahçede çalışan işçilerin içinde namaz kılmayan veya namazı hafife alan varmı?
Şahıs; yok efendim bahçede çalışan işçiler de iman ehli kimseler dedi
İmam elini başına koydu gözlerini kapatıp bir müddet sükût etti. Başını aniden kaldırdı ve şöyle buyurdu : " Bahçenin sonunda kurumaya yüz tutmuş bir ağaç var o ağaçta bir karganın yuvası var o yuvada bir kemik var o kemiği al ve bahçen den uzaklaştır.
Adam yerinden kalktı ve İmâm ın buyurduğu yere doğru hızla hareket etti ve haber verdiği gibi ağaçtaki yuvaya çıktı ve kemiği buldu aldığı gibi henem bahçeden çıkardı ve uzak bir yere attı. İmam Sadık' ın yanına döndü kemiğin ne olduğunu sordu. İmam gitmesini daha sonra gelmesini istedi.
Adam gitti hergün işleri daha da güzelleşiyordu. Bir müddet sonra tekrar imamın yanına geldi ve o kemiği sordu.
İmam şöyle buyurdu : " O namaz kılmayan bir insanın kemiği idi şiddetli yağmur mezarını tahrip etmiş kemikleri dışarı çıkmıştı. Karga yuvasını yaparken onu bulup yuvasına getirmişti. O kemik senin bahçen de olduğu için işlerin ters gidiyordu. "
🌼 Sevgili kardeşlerim namaz kılmayan insanın kemiği tüm işleri alt üst ediyor insan hayatının düzenini bozabilir ise varın siz bir düşünün insanın evinde namaz kılmayan bir insan olursa o evin hali ne olur. 🌼
Rabbim sen bizleri namazı ikame edenlerden eyle hayırlı geceler hayırlı cumalar. VEYSEL GÜRLER BALIKESİR

İtikâf, müekked bir sünnettir Kur’an-ı Kerimde Rabbimiz (c.c.) şöyle buyuruyor: “…İbrâhim ile İsmâile de, ‘Evimi tavaf edenler, itikâf edenler (ibâdet kasdıyle orada kalanlar), rukû ve sücûd eyleyenler (namaz kılanlar) için titizlikle temizleyin’ diye kuvvetli emir vermiştik.” [Bakara suresi, 125]

İtikâf, müekked bir sünnettir
Kur’an-ı Kerimde Rabbimiz (c.c.) şöyle buyuruyor:
“…İbrâhim ile İsmâile de, ‘Evimi tavaf edenler, itikâf edenler (ibâdet kasdıyle orada kalanlar), rukû ve sücûd eyleyenler (namaz kılanlar) için titizlikle temizleyin’ diye kuvvetli emir vermiştik.” [Bakara suresi, 125]
Ayet-i kerimede bildirildiği üzere bir ibadet çeşidi olarak itikâf, Hz. İbrahim zamanından beri bilinmekte ve yapılmaktaydı. Bu ibadet, Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Efendimiz (s.a.v.) Medine'de sadece bir sene hariç her yıl itikâf yapmışlardır. [Tirmizî, Sünen, Savm, 79]
itikâf, İslâm öncesi Mekke toplumunca da biliniyordu…
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), zaman-zaman ve çoğunlukla da Ramazan ayının son on gününde Mescid-i Nebevî'de itikâfa girer, yani günün bütün saatlerini orada geçirirdi. Kendisine bu maksatla mescit içinde bir çadır kurulduğu, zaruri / zorunlu ihtiyaçları dışında mescitten çıkmadığı bilinmektedir. [Tirmizî, Sünen, Savm, 79]
Âlemlere Rahmet Efendimizin bu tatbikatından hareketle İslâm âlimleri, oruç tutan kişinin özellikle Ramazan'ın son on gününde itikâfa girmesini müstehap kabul etmişlerdir. İtikâf bir nevi ibadet olduğundan itikâfa giren kişinin mükellef olması, itikâfa bir mescidde girmesi ve buna niyet etmesi gerekir. Ancak kadınların, evlerinin bir odasında itikâfa girmeleri daha uygun görülmüştür.
İtikâfta daha fazla ibadet
İtikâf niyetiyle mescide giren Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu süre içerisinde ibadete daha fazla vakit ayırırdı. Her zamankinden daha fazla Kur'ân okur ve dua ederdi. Rasûlullah’ın (s.a.v.) bu âdeti, Medine-i Münevvere'yi teşriflerinden itibaren mübarek ömrünün sonuna kadar devam etmiştir. Mü'minlerin anneleri olan Peygamberimizin hanımları da O’nun vefatından sonra dahi, Ramazan'ın son on gününde evlerinde itikâfa devam etmişlerdir. Pek çok hadis de bu ibadetin / itikâfın bir müekked sünnet olarak Rasûl-i Ekrem Efendimiz tarafından ümmetine ‘güzel bir kulluk nişânesi’ olarak bırakıldığını gösteriyor bizlere...
İtikâfın gayesi; dünyayla ilişkileri asgari seviyeye indirerek kişinin kendisiyle başbaşa kalması… Daha fazla ibadet yaparak, dua ederek günahlarının bağışlanmasını umması ve Allahu Teâla’ya daha çok yaklaşmasıdır. Bu sebeple kişi, itikâfta kaldığı sürece haramlardan kaçındığı gibi mubah olan şeylerden de uzak kalarak mümkün olduğu kadar tüm zamanını ibadetle geçirmelidir. Hz. Âişe (r.anha) vâlidemiz bununla ilgili olarak şu rivayette bulunur:
"İtikâf eden kimseye sünnet olan şudur ki; hiçbir zaman hastayı ziyaret edip (hâl-hatır) sormamak… Hiçbir cenaze namazında bulunmamak… Hiçbir kadına dokunmamak ve onunla cinsel yaklaşıma yol açacak davranışta bulunmamak… Ve ancak lüzumlu olan ihtiyacı için dışarı çıkmaktır. İtikâf ancak oruçlu olarak yapılabilir ve sadece cemaati olan camide (cemaatle namaz kılınan meccidde-camide) olur." [Ebû Dâvud, Sünen, Savm, 81]
İtikâfa girmek, nefsi yasaklardan korumada daha tesirli / etkili bir usûl / bir ibaadet olduğu gibi, Ramazan ayının son on gününde olması tahmin edilen Kadir Gecesi'ne rastlama imkânı ve umudunu da artırır.
İtikâf ve tefekkür
İtikâf, ayrıca tefekkür etme imkânı sağlar…
Asırlardır kadim bir kulluk vazifesi olarak devam ettirilen itikâf, mü'mini dünyevî meşgalelerden uzaklaştırıp daha fazla ibadete vesile olması yanında, umumi mânâda hayatın gayesi üzerinde tefekkür-tezekkür-taakkul etme imkânını da temin eder.
İnsanların, bâhusus Müslümanların, kâmil mü'minlerin zaman-zaman böylesine derin tefekkürlere ihtiyacı vardır. İşte itikâf, bu tefekkürün tahakkuku için çok önemli ve pek büyük bir fırsattır, vesiledir.
İtikâf; orucun, insanın zâhirî ve bâtınî bünyesindeki müsbet tesirlerini alabildiğine artıran… Nefis muhasebesine insanı mecbur eden bir ibadettir.
Yine itikâf; bu mübarek Ramazan ayını, senenin dönüm noktası haline getirebilecek bir kulluk vazifesidir.
Ayrıca Kadir Gecesi'ni arayıp bulmanın en güzel usûlü / yolu / yöntemidir itikâf...
İtikâfın fazileti
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyururlar:
“Kim Ramazan’da on gün itikâfa girerse, iki hac ve iki umre yapmış gibi olur.” [Taberânî, Mu’cemü’l-Kebîr, 3, 128/2888; Beyhakî, Şuabu7l-İman, 3, 425]
* Hz. Âişe Validemizin (r.anha) bildirdiğine göre Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) be-tahsis Ramazan ayında son on gün girince geceleri ihya eder, ailesini de uyandırırdı. Bu ayda, diğer vakitlere nisbetle ibadete daha çok ehemmiyet verir, daha fazla ibadet eder ve Müslümanlara da bunu tavsiye ederdi. Vefat ettiği sene yirmi gün itikâf yapmıştı. [Buhârî, Sahih, Leyletü’l-Kadr, 5; İ‘tikâf, 17; Müslim, Sahih, İ’tikâf, 7; Ebû Dâvûd, Sünen, Savm, 78]
Abdullah bin Abbâs (r.anhüma), bir gün Fahr-i Kâinat Efendimiz’in (s.a.v.) mescidinde itikâfta iken bir kimse yanına gelerek selâm verdi ve oturdu. İbn Abbâs hazretleri:
“– Kardeşim, seni kederli ve mahzûn görüyorum” dedi ve konuşmaları şöyle devam etti:
“– Evet ey Rasûlullah’ın amca oğlu, kederliyim! Falan şahsın benim üzerimde hakkı var. Fakat şu kabrin sahibi (Allah’ın Rasûlü) hakkı için söylüyorum ki, borcumu ödeyemiyorum.”
“– Senin için onunla konuşayım mı?”
“– İstersen konuş.”
Bunun üzerine İbn Abbâs (r.anhüma) ayakkabılarını giyerek mescidden çıktı. Adam ona:
“– İtikâfta olduğunu unuttun mu, niçin mescidden çıktın?” diye seslendi. İbn Abbâs (r.anhüma):
“– Hayır, ben şu kabirde yatan ve henüz aramızdan yeni ayrılmış olan muhterem zâttan (Rasûlullah’tan) işittim ki (bu esnâda gözlerinden yaşlar akıyordu):
“– Her kim, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılamak için gayret eder ve o işi görürse, bu kendisi için on yıl itikâfta kalmaktan daha hayırlıdır. Hâlbuki bir kimse Allah rızâsı için bir gün itikâfa girse, Cenâb-ı Hak o kimse ile Cehennem arasında üç hendek yaratır ki, her bir hendeğin arası, Doğu ile Batı arası kadar uzaktır. (Buna kıyasla 10 yıllık itikâfın ecrini-mükâfatını düşünün! Tabii hesaba-kitaba sığdırabilirseniz…)” [Beyhakî, Şuabu’l-İman, 3, 424-425. Ayrıca bkz. Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 8, 192]

🌹قَالَ اللهُ تَعَالَى: رِجَالٌ لَا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللهِ وَاِقَامِ الصَّلٰوةِ وَاِيتَاءِ الزَّكٰوةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْاَبْصَارُ. (سورة النور ، ۳٧) Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “(Öyle) adamlar (vardır ki) onları hiç bir ticâret, hiç bir alışveriş Allâh’ı zikretmekten, dosdoğru namaz kılmaktan, zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar, kendisinde kalblerin ve gözlerin (dehşet ve ızdıraba) düşeceği günden korkarlar.” (Nûr Sûresi, âyet 37) Cumanızı tebrik eder iki cihanda saadetler temenni ve niyaz ediyorum VEYSEL GÜRLER

İTİKAF : Abdullah bin Abbâs (r.anhüma), bir gün Fahr-i Kâinat Efendimiz’in (s.a.v.) mescidinde itikâfta iken bir kimse yanına gelerek selâm verdi ve oturdu. İbn Abbâs hazretleri:
“– Kardeşim, seni kederli ve mahzûn görüyorum” dedi ve konuşmaları şöyle devam etti:
“– Evet ey Rasûlullah’ın amca oğlu, kederliyim! Falan şahsın benim üzerimde hakkı var. Fakat şu kabrin sahibi (Allah’ın Rasûlü) hakkı için söylüyorum ki, borcumu ödeyemiyorum.”
“– Senin için onunla konuşayım mı?”
“– İstersen konuş.”
Bunun üzerine İbn Abbâs (r.anhüma) ayakkabılarını giyerek mescidden çıktı. Adam ona:
“– İtikâfta olduğunu unuttun mu, niçin mescidden çıktın?” diye seslendi. İbn Abbâs (r.anhüma):
“– Hayır, ben şu kabirde yatan ve henüz aramızdan yeni ayrılmış olan muhterem zâttan (Rasûlullah’tan) işittim ki (bu esnâda gözlerinden yaşlar akıyordu):
“– Her kim, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılamak için gayret eder ve o işi görürse, bu kendisi için on yıl itikâfta kalmaktan daha hayırlıdır. Hâlbuki bir kimse Allah rızâsı için bir gün itikâfa girse, Cenâb-ı Hak o kimse ile Cehennem arasında üç hendek yaratır ki, her bir hendeğin arası, Doğu ile Batı arası kadar uzaktır. (Buna kıyasla 10 yıllık itikâfın ecrini-mükâfatını düşünün! Tabii hesaba-kitaba sığdırabilirseniz…)” [Beyhakî, Şuabu’l-İman, 3, 424-425. Ayrıca bkz. Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 8, 192]

İyi akşamlar hayırlı iftarlar ben 113 kilo olmuşşum 54yaşındayım hızlıca zayılamak istiyororum bilgilerinize tşk ederim

İsmail Yilmaz Sırt üstü yat, ayakların kıbleye gelmesin,ellerini sağa sola aç açık tut, ayarlarını yarım metre açarak 90 derece değil 45-50 derece göbek açısıyla yukarıya kaldırılır yüze kadar say indir,bunu on defa yapmakla başla alıştıkça artır,
İkinci hareket yüz
ü koyun yat, dirsekler ve ayak parmakları ucunda durup göbeği yukarıya kaldir (yarım şınav şeklinde) yirmiye kadar say,on defa yap bırak,ilk günler göbek acıyacak sonrası alışacak,bunu günde iki defa tansiyon yoksa tokta olur aç ta olur bir ay sonra göbeğin gittiğini veya 4-5 kilo eksildigini göreceksiniz,
Basenlerde yağlanma varsa yine dirsekler üzerine yan yatıp,dirsek ve alttaki ayak yanına ağırlığı vererek basenleri yukarıya kaldırıp 20 ye kadar sayın 5 seferle başlayıp alıştıkça artırın devam ettikçe basenlerin eridiğini göreceksiniz,
Tabi,diyet ekmek pirinç tatlı ve aşırı yağlı yemeği azaltmak çabuk netice almaya yardımcı olur.
Diğer hareket 1,5 litrelik su şişeleriyle ayak ucuna degdirip dogrulmak,yüz defa,yüz defa da şişeleri sağ ve sol diz altına indirip dogrulmaklada kilolara elveda denir, önemli olan tekrar kilo almamak için yemeği azaltıp mideyi daraltmak lazımdır.
Kilo verince tansiyon şeker nefes darlığı, ve kalp atışları da iyileşme damarların açılması kolaylaşır bunu içinde yemeklerden önce bir bardak suya bir kaşık limon,bir kaşık elma veya alıç sirkesi katıp içmek gerekir.
Sağlıklı yaşam dileklerimle..

Bugün Ramazanı şerifin 14. Gecesi!!! Arabi ayların 14.gecesi olduğu zaman 14 secde ayetini okuyup her bireri için ayrı ayrı secde yapılıp secdede (euzü birızake min sahatike ve euzu bimuafatike min ugubetike ve euzubike minke) duası okunduktan sonra dua edildiği takdirde dualar kabul olunur ve büyük mazhariyetlere nail olunur. Nasıl ki ayın ondördünde ay güneşle karşı karşıya gelip tam ziya alırsa, insanı kâmilde bu secde yerlerinde nûr-i ilâhinin tecellisine mükemmel bir şekilde mazhar olur. Füyûzatı ilahiyeye nâiliyette mertebe-i kemâle ulaşır.

Bugün Ramazanı şerifin 14. Gecesi!!!
Arabi ayların 14.gecesi olduğu zaman 14 secde ayetini okuyup her bireri için ayrı ayrı secde yapılıp secdede (euzü birızake min sahatike ve euzu bimuafatike min ugubetike ve euzubike minke) duası okunduktan sonra dua edildiği takdirde dualar kabul olunur ve büyük mazhariyetlere nail olunur.
Nasıl ki ayın ondördünde ay güneşle karşı karşıya gelip tam ziya alırsa, insanı kâmilde bu secde yerlerinde nûr-i ilâhinin tecellisine mükemmel bir şekilde mazhar olur.
Füyûzatı ilahiyeye nâiliyette mertebe-i kemâle ulaşır.
SECDE AYETLERİ
1- Â'râf sûresinin 206. Ayeti
إِنَّ ٱلَّذِينَ عِندَ رَبِّكَ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِۦ وَيُسَبِّحُونَهُۥ وَلَهُۥ يَسْجُدُونَ
2- Ra'd sûresinin 15. Ayeti
وَلِلَّهِ يَسْجُدُ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَظِلَٰلُهُم بِٱلْغُدُوِّ وَٱلْءَاصَالِ
3- Nahl sûresinin 49. Ayeti
وَلِلَّهِ يَسْجُدُ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ مِن دَآبَّةٍ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ
4- İsrâ sûresinin 107. Ayeti
قُلْ ءَامِنُوا۟ بِهِۦٓ أَوْ لَا تُؤْمِنُوٓا۟ ۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْعِلْمَ مِن قَبْلِهِۦٓ إِذَا يُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ يَخِرُّونَ لِلْأَذْقَانِ سُجَّدًا
5- Meryem sûresinin 58. Ayeti
أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أَنْعَمَ ٱللَّهُ عَلَيْهِم مِّنَ ٱلنَّبِيِّۦنَ مِن ذُرِّيَّةِ ءَادَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبْرَٰهِيمَ وَإِسْرَٰٓءِيلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَٱجْتَبَيْنَآ ۚ إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتُ ٱلرَّحْمَٰنِ خَرُّوا۟ سُجَّدًا وَبُكِيًّا
6- Hac sûresinin 18. Ayeti
أَلَمْ تَرَ أَنَّ ٱللَّهَ يَسْجُدُ لَهُۥ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَن فِى ٱلْأَرْضِ وَٱلشَّمْسُ وَٱلْقَمَرُ وَٱلنُّجُومُ وَٱلْجِبَالُ وَٱلشَّجَرُ وَٱلدَّوَآبُّ وَكَثِيرٌ مِّنَ ٱلنَّاسِ ۖ وَكَثِيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ ٱلْعَذَابُ ۗ وَمَن يُهِنِ ٱللَّهُ فَمَا لَهُۥ مِن مُّكْرِمٍ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَفْعَلُ مَا يَشَآءُ
7- Furkan sûresinin 60. Ayeti
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱسْجُدُوا۟ لِلرَّحْمَٰنِ قَالُوا۟ وَمَا ٱلرَّحْمَٰنُ أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا
8- Neml sûresinin 25. Ayeti
أَلَّا يَسْجُدُوا۟ لِلَّهِ ٱلَّذِى يُخْرِجُ ٱلْخَبْءَ فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُونَ وَمَا تُعْلِنُونَ
9- Secde sûresinin 15. Ayeti
إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِـَٔايَٰتِنَا ٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا۟ بِهَا خَرُّوا۟ سُجَّدًا وَسَبَّحُوا۟ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ
10- Sâd sûresinin 24. Ayeti
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِۦ ۖ وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ ٱلْخُلَطَآءِ لَيَبْغِى بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَقَلِيلٌ مَّا هُمْ ۗ وَظَنَّ دَاوُۥدُ أَنَّمَا فَتَنَّٰهُ فَٱسْتَغْفَرَ رَبَّهُۥ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ
11- Fussilet sûresinin 37. Ayeti
وَمِنْ ءَايَٰتِهِ ٱلَّيْلُ وَٱلنَّهَارُ وَٱلشَّمْسُ وَٱلْقَمَرُ ۚ لَا تَسْجُدُوا۟ لِلشَّمْسِ وَلَا لِلْقَمَرِ وَٱسْجُدُوا۟ لِلَّهِ ٱلَّذِى خَلَقَهُنَّ إِن كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ
12- Necm sûresinin 62. Ayeti
فَٱسْجُدُوا۟ لِلَّهِ وَٱعْبُدُوا۟
13- İnşikak sûresinin 21. Ayeti
وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ ٱلْقُرْءَانُ لَا يَسْجُدُونَ
14- Alâk sûresinin 19. Ayeti
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَٱسْجُدْ وَٱقْتَرِب

astim bronsit hastalığına bitkisel neler iyi gelir

Zuraf Encu 10 diş sarımsak bir bardak su yarım litre süt ekleyin 7 dk kaynatın sabah akşam için bir bardak 7 günde düzelir