“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
31 Aralık 2020 Perşembe
Emr-i marufun önemi Yuşa aleyhisselam zamanında, Allahü teâlâ bir kavmi helak etti. O kavmin içerisinde kırk bin salih Müslüman, altmış bin de âsi, günahkâr insan vardı. Melekler, (Ya Rabbi, âsileri helak edelim, ama âbidleri [çok ibadet edenleri] ne yapalım?) diye sordular. Allahü teâlâ, (Onları da beraber helak edin) buyurdu. Melekler, merak edip hikmetini sordular. Allahü teâlâ, (Bunlar, benim kötü dediklerime kötü demediler. Kötülerle yiyip içtiler ve dost oldular. Onlara emr-i maruf yapmadılar. Onlar ateşe giderken, kurtarmaya çalışmadılar, dinimi tebliğ etmediler. Yüzlerini bile ekşitmediler. O halde, hepsini helak edin) buyurdu.
BÜTÜN İLİMLER PEYGAMBERLERDEN GELMİŞTİR İlimler içinde en muteber olan ilim Kur'an ilmidir. Kur'anı-Kerim'de bütün ilimler vardır. Onun için bir kimse Kur'an hafızı olup onun icabıyla (ahkamıyla) amel etse, cehennem ate-şinden kurtulduğu gibi cennette derecesi baş-kalarından da kat kat yüksek olur. Zira o vakitte ona "Oku ve yüksel" derler. Kur'anı Kerimi başından sonuna kadar hem okur, hem de derecelerle yükselir. Müslüman, evladını 4 yaşını 4 ay geçtiğinde dinini öğretmesi için hocaya götürmelidir. Bir kimse hafız değilse bari her gün Mus-haf-ı Şerifin yüzünden oldun bir mikdar okuma-lıdır. Geceleti okumak daha faziletlidir. Zira gece kalb, dünya fikirlerinden safi olur. İnsan gündüzün yorgunluğundan dinlenmiş vaziyet-tedir. Hz. Allah gündüzü maişet, helal rızık kaza-nılması için yaratmıştır. Bütün kazanç yolları bize babamız Adem Aleyhisselam'dan kalmış-tır. Adem (a.s.) meşgul olduğu işlerin tama-mını evlatlarına öğretti. Bu bakımdan her zana-tın aslı Allahü Teala'dandır. Nitekim Kur'anı-Kerimde karga hikayesi malumdur. Adem (a.s.)'ın oğlu Kabil, kardeşi Habil'i öldürdüğünde uzun müddet sırtında taşıyıp ne yapacağını bilemedi. Sonunda bir kargsnın bir kargayı öldürdü-ğünü ve donra gahasıyla bir çukur kazıp onu toprağa gömdüğünü gördü. Bunun üzerine Kabil: "Yazık bana ki bu kadar zamandır kardeşimi sırtımda taşıdım da onu karga gibi toprağa defnetmeyi bilemedim." dedi ve orada bir kabir kazıp onu defnetti. [TUHFE-İ ATAİYYE, İS. HAKKI BURSEVİ]
RİYA AMELİ İBTAL VE HEBA EDER
Vaktiyle bir grup Müslüman tertib ettikleri bir kervanla hacca giderler. Çölleri aşıp vahaları geçerek yol alırlarken, iki dağın arasında eşkıyalar birden etraflarını çevirir. Hacılarda ne var, ne yok hepsini alırlar. Ancak kafilede bulunan kadınlara dokunmazlar. Hacı namzetlerinden yaşlı bir zat, "Eyvah, bu eşkıyalar paramızı alıp gidecekler.
Hacca gitmek şöyle dursun, evimize dönecek paramız bile kalmayacak," der. Tam o esnada eşkıyalardan biri arkadaşlarına seslenir: "Hey, biz kadınların üstlerini aramayı unuttuk. Asıl altın onlardadır." Bu söz üzerine hep birlikte dönerek, kadınların üzerindeki elbiseleri yırtıp örtülerini atmaya başlarlar. Bu defa evvelki zat fikrini değiştirir. ''Paramızı götüremezler artık." Bu sözlerin akabinde, bir anda müthiş bir yağmur başlar. Gök gürültüsüne şimşekler karışır. Derken bir eşkiyanın başına ansızın yıldırım düşer, hemen oracıkta can verir. Ötekiler şaşkınlıkla ne yapacaklarını bilemezken zaptiyeler yetişirler; eşkıyayı kıskıvrak yakalayarak paraları sahiplerine iade ederler. Ortalık sükûnet bulduktan sonra yolcular yaşlı zâta sorarlar: "Önce paramızı götüreceklerini söylediniz; sonra da sanki olacakları biliyormuşçasına, 'Artık götüremezler' diye kestirip attınız. Gerçekten de dediğiniz gibi oldu. Bunu nasıl bildiniz?" Yaşlı zât şöyle cevap verir: "Onlar paramızı almakla bize zulmettiler. Ama zulüm vasat derecedeydi; gayretullaha dokunacak seviyiye ulaşmamıştı. Ne zaman ki kadınlara dönüp onların tesettürüne el attılar. İşte o zaman zulüm gayretullaha dokunacak dereceye vardı. Zulüm bu dereceye ulaşınca devam etmez. İlâhî bir silleyle son bulur. Nitekim öyle de oldu. Biri öldü, ötekiler yakalandı. Biz de kurtulmuş olduk."
· 👉 DİKKAT !!! ENGELLER ALLAH'IN DİNİNE HİZMETE MÂNİ DEĞİLDİR 👇