Dolayısıyla insan, sadece kendini değil, ailesini, etrafını, bulunduğu cemiyeti, beraber bulunduğu insanları kurtarmaya çalışmalı. Kurtarmak demek, Rabbimizin dinini onlara doğru tebliğ etmek demektir. Yoksa kurtaran Allahü teâlâdır, biz sadece vasıta olmaya çalışıyoruz. Hidayet Allah’tandır.
Allahü teâlâ, insanları bu dünyaya kendisine ibadet etmeleri için gönderdi. (İnsanları ve cinleri yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım) buyurdu. Yani beni tanısınlar, beni Rab olarak kabul etsinler, benim dediklerime uysunlar diye yarattım demektir, çünkü bütün kâinatı insanların hizmetine verdiğini bildiriyor. Yerde, gökte ne varsa, hepsinin faydası insanlaradır. Bu kadar şerefli, bu kadar kıymetli olan insan, yaratılış gayesini unutursa çok aşağı olur.
Bir vücudun bir yerinde ufak bir yara olsa, sıkıntısını bütün beden çeker, hasta olur. Biz tek ümmetiz. Tek ümmet demek, bir vücut demektir. İnsan, tek başına kendini nasıl kurtarabilir? Kişi hücrelerden meydana geldiği gibi, bu cemiyet de hücreler gibi, fertlerden meydana gelmiştir. Herhangi bir ülkedeki Müslümanların başına gelen olaylar bizi üzmüyorsa, bizde bir bozukluk var demektir. O Müslümanların feci hali, çektikleri acılar bizi yakmıyorsa, imanda bir bozukluk var demektir.
Bir topluluğun içerisinde, Allahü teâlânın razı olduğu bir makbul kulu olsa, onun hürmetine hepsini affeder. Öyle merhametli ki, aynı yoldaki ve inançtaki insanlar huzuruna geldiği zaman, Allahü teâlâ, o toplumun içerisinde, iyileri ayırıp kötüleri reddetmez. İnsan dünyada kiminle beraberse ahirette de onlarla beraber olacaktır. Bunun için, yapılacak iş, iyilerle beraber olmak, iyilerin arasında bulunmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder