Silah zoru ile iktidara gelen İttihatçılar, yeni meclisin kurulmasında da çetecilik metodlarını kullandılar. Meclisi kendi adamlarıyle doldururlarken muhâliflerini de kiralık kâtillerle ortadan kaldırdılar. Ancak, bunların iktidarı sağlamlaşırken devlet çatırdamağa başladı. Memleketin bir baştan bir başa tam bir kargaşa içine düştüğü sırada 31 Mart Vak'ası meydana geldi. İttihatçıların daha önce Selânik'ten İstanbul'a getirip yerleştirdikleri Avcı taburlarına mensup bir kısım asker ve halk ayaklanarak İttihatçılara karşı harekete geçti. Pâdişah, yetkilerinin çoğunu meclise devrettiği için insiyatifini kaybetmişti. Meclis iş göremiyordu. On gün kadar devam eden bu kargaşada İttihatçılar, Rumeli'nde ne kadar Sırp, Bulgar, Rum, Arnavut çetecisi varsa topladılar. Bunların yanına pek az da Türk askeri katıldı. III.Ordu kumandanı Mahmut Şevket Paşa'nın emri altında İstanbul'a gelen bu çetecileri devlet merkezine sokmak istemeyen kumandanlar padişâha mürâcaat ettiler. Ancak kardeş kanı dökülmesini uygun bulmayan merhametli pâdişah, buna müsaade etmedi. "Bu hareket, benim şahsıma karşı girişilmiştir. Ben, şahsım için, milletimin kan dökmesine aslâ müsaade edemem." dedi. İsyanı yatıştırmak bahanesiyle İstanbul'a giren İttihatçılar ve dağdan inmiş Balkan komitecileri pekçok kan döktüler. Nerede bir sarıklı molla ve hoca gördülerse öldürdüler. Papatya çiçeği gibi beyaz sarıklı molla ve hocalarla dolu İstanbul câmiilerini kurşun yağmuruna tuttular, katliâm yaptılar . Ayrıca isyanın sorumlusu olarak pâdişahı gösterip onu tahtından indirmeğe karar verdiler. Bu noktada bir Rum mebusun feryadı çok dikkati şâyandır. Şöyle ki: İttihatçılar bir kısım mebuslarla o zamanki adı Ayastafanos olan Yeşilköy'de yaptıkları gizli bir toplantıda, Sultan Abdülhamid Han'ı tahtından indirme kararı alınca bir Rum mebus; "Yapmayın efendiler! günaftır, günaf. Sultan Abdülhamid Han, bu memleketin nûrudur. Dünyâda denge unsurudur. O'nu tahtından indirirseniz mülkü millet harâb olur. Dünyâ perişân olur." demiştir. O'nun bu feryadını, o zamanın mebuslarından olan ve bu toplantıda bulunan, bilâhere şeriye vekilliği yapan, tefsir yazarı Konya'lı M.Vehbi Efendi çok kişilere nakletmiştir. Ne yazık ki, dünün ve bugünün pek çok kişileri, Sultan Abdülhamid Han'ı, bir Rum mebusu kadar anlayamamışlardır. İttihatçılar, şer plânlarına kılıf olarak da zorla fetvâ yazdırdılar. Daha sonra Yahûdî Emanuel Karaso, Ermeni Aram Efendi, Arnavut Esat Toptâni, uzun yıllar pâdişahın yâverliğini yapmış olan Laz Arif Hikmet Paşa, pâdişaha giderek; "Millet seni azletti." dediler. Pâdişah; "Hâl' etti demek istiyorsunuz." diye kelimeyi düzelterek , "Ben Türklerin, Müslümanların hâlifesiyim. Hâl' edecekse beni onlar hâl' etmeliydi. Sen yahûdîsin!, sen ermenisin!, sen nankörsün!" diye çıkıştıktan sonra, üç kere; "zâlike takdîru'l azîzil alîm" dedi. Bu kelamdan, saray da, ordu da titredi. Târihimizin en büyük lekelerinden biri olan bu hâdise, aynı zamanda Türk milletine yapılan en büyük hakâretlerden biridir. Sultan II.Abdülhamid Han, Türk târihinin ender kaydettiği çok büyük bir şahsiyetti. Dünyâ siyâset târihinin en büyüklerindendi. Onun siyâsi dehâsı cihanşümûldü. Belki de bu büyüklüğü yüzünden anlaşılamadı ve aleyhinde yerli yabancı düşmanlar her şeyi söylediler. Hayâtı, Yahudîler, Ermenîler, Balkan komitecileri ve bütün yıkıcı şer kuvvetleriyle mücâdele içinde geçti. Sultan Abdülhamid Han tahttan indirilince kendisine pek çok iftiralarda bulundular; "çok adam öldürttü" dediler. Sultan Abdülhamid Han; "Ben kimin nesini öldürtmüşsem, dâva açsın, mahkeme huzurunda benden hak istesin" diye gazetelere îlân verdi. Hiç çıt çıkmadı. Ancak bir kadın; "Kocamı öldürttü" diye mürâcaatta bulundu. Mahkeme, gün tâyin etti. Tam mahkeme günü, kadının kocası gemiden indi. Meğer Trablusgarb'de İtalyanlara esir düşmüş, bilâhere serbest bırakılmış; keramet zuhur etti, o gün geldi. Böylece Ulu Hakan'a iftira atanlar çok mahcub oldular.....Hasan Arikan - www.ihya.org - Muhtasar Islam Tarihi
“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder