29 Mart 2019 Cuma

Öfke aklı örter!

İslam büyükleri hep öfkeden sakınmayı, öfkeli iken karar vermemeyi öğütlemişlerdir. Çünkü öfke aklı örter. Akılsız verilen kararlar insanın zararına olur. Öfke ile alınan kararlar insanın dünyasını ve ahiretini karartır. Allah adamları öfkeyi, ortalığı yakıp kül eden ateşe benzetmişlerdir.

İmamı Gazali hazretleri buyurdu ki: “Bil ki öfke, bir ateş kıvılcımıdır. Muhakkak ki öfke ateşi, küllerin altına gizlenen ateş közleri gibi, kalplerin kıvrımlarında gizlidir. Taşın, demirin ateş çıkarması gibi, bu öfke ateşini de inatçı ve zâlim olan kişinin kalbinde gizlenen gurur ve azamet dışarıya çıkarır. Öfke ateşi kimde galip gelirse, o kimse şeytana yakın olur. Nitekim şeytan şöyle demiştir: “Beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın!” (A’raf/12)

Muhakkak ki çamurun durumu vâkar içinde sükûnettir. Ateşin durumu ise alevlenmek ve parlamak, hareket ve ızdıraptır. Kin ve hased, öfkenin doğurduğu kötü neticelerdir. Helâk olan kimseler bu iki kötü hasletten dolayı helâk olmuşlardır. Fesada uğrayanlar da onlardan dolayı fesada uğramışlardır.

Madem kin, hased ve öfke, kulu felâkete sevkeden âmil ve sebeplerdendir, öyleyse insan, öfkenin tehlikeli durumlarını, çirkin taraflarını bilmeye muhtaçtır ki öfkeden sakınıp, korunsun!

Eğer varsa, kalbinden silip söküp atsın. Eğer kalpte yerleşmiş ise, tedavi etmek sûretiyle sökülmesine çalışsın; zira şerri tanımayan bir kimse şerrin içine girebilir. Şerri tanıyana da, şerrin bertaraf edilmesinin ve uzaklaştırılmasının yolunu bilmedikçe sadece tanımak yeterli olmaz.

Kur’an-ı kerimde, “O zaman inkâr edenler, kalplerine öfke ve gayreti, o cahiliye öfke ve gayretini koymuşlardı, Allah da elçisine ve mü’minlere huzur ve güvenini indirdi.” (Fetih/26)

Görüldüğü gibi Allahü teâlâ, kâfirleri haksız öfke ve gayretlerinden dolayı zemm ve mü’minleri de Allah tarafından kendilerine gönderilen vâkar ve sekinetten dolayı medhetmektedir.

Hz. Ebu Hüreyre rivayet eder: “Bir zatın Hazreti peygambere ‘Ey Allahın Resûlü! Bana yapabileceğim bir ameli tavsiye et! Fakat az olsun!’ demesi üzerine Peygamber efendimiz, ‘Öfkelenme!’ buyurmuştur. Kişi aynı suali, başka bir zaman yine sordu. Resulullah efendimiz yine ‘Öfkelenme!’ cevabını verdi.”

Mehmet Oruç

Görüntünün olası içeriği: kuş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder