26 Nisan 2019 Cuma

Ben şu anda 63 yaşındayım. Tereyağının bizim evden uzaklaşıp yerine Sana ve Vita yağının nasıl girdiğini hayal meyal hatırlıyorum çünkü çocuktum.

Ben şu anda 63 yaşındayım. Tereyağının bizim evden uzaklaşıp yerine Sana ve Vita yağının nasıl girdiğini hayal meyal hatırlıyorum çünkü çocuktum.
Gazete ve radyo reklamlarında çocukların gelişimi için Sana ve Vita yağlarının ne kadar yararlı ve sağlıklı olduğu hep anlatılırdı onları çok iyi hatırlıyorum.
Bazı ünlü doktorlarımızın tereyağının damar tıkanıklığına yol açacağını onun için bitkisel esaslı margarinlerin tercih edilmesi gerektiğini nasıl söylediklerini şimdi bile duyar gibiyim. Bu hikaye tuttu ve bizler tereyağından, hayvansal yağlardan yavaş yavaş uzaklaştırıldık ve üzerinde “tereyağı koku ve lezzetindedir” yazılı Vita yağı mutfağımızda yerini aldı.
Yemekler Vita yağı ile makarnalar pilavlar kekler ve tatlılar ise Sana yağı ile yapılmaya başlandı. Hayvansal yağdan uzaklaşıp bitkisel yağa geçmenin mutluluğunu yaşıyorduk. Sağlığımız için annelerimizin ekmeğin üzerine Sana yağı sürüp bizlere yedirdiğini dün gibi hatırlıyorum. Derken zeytinyağı yerine de mısırözü ve ayçiçek yağı girdi.
Şimdi Sana ve Vita’yı üreten Amerikan sermayeli Unilever Türkiye’de ne zaman kurulmuş diye baktım, 1953 de kurulmuş. Demek ki 1953 den beri bu firma bizim sağlığımız için çalışıyor. Ne tesadüf ki “Zeytinyağlı Yiyemem Aman” türküsü Kasım 1954’te Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiş. Algı operasyonuna bakar mısınız?
Derken margarinlerin zararlı olduğu ortaya çıktı ama biz yıllarca bu margarinleri yemiş olduk. Hatta 1979 da Sana yağı alabilmek için kuyruklara girdik. Tereyağı da damar tıkıyordu, peki biz ne yiyecektik?
Sonra adının başında “Türkiye” olan Türkiye Kardiyoloji Derneği Hızır gibi imdadımıza yetişti. Yine Unilever firmasının ürettiği Becel’in kalp sağlığımızı düşündüğünü söyledi de gönül rahatlığıyla Becel yemeğe başladık.
Derken Ağustos 2011 yılında “Karatay Diyeti” kitabını okudum. Margarinlerin, bitkisel yağların pişirilince trans yağa dönüştüğünü, tereyağı yenmesi gerektiğini ilk okuduğumda inanamadım. Hani tereyağı kalp damar tıkıyordu? Öncelikle kilo verebilmek için bu tür detayları fazla düşünmeden bu diyeti uygulamaya başladım.
Bu arada kolesterol ilaçlarını da bırakmıştım ki medyada kolesterol ilaçlarının bırakılmasının çok tehlikeli olduğu Kardiyoloji Derneği yetkililerince dile getirildi. Ben de doğrusu biraz ürktüm. Hemen Özel Marmaris Hastanesine gittim ve kan tahlillerimi yaptırdım. Sonuç ne mi çıktı? 12 yıl boyunca içtiğim 48.180 adet hapla düzelmeyen kan değerlerim yaklaşık 4 ayın sonunda hepsi normale dönmüştü. (Ayrıntılı bilgi: Sağlıklı Yaşıyoruz sayfasında bulabilirsiniz.)
Şimdi soruyorum size ben bu dernekçi doktorlara nasıl güvenebilirim?
Bakın sadece ben öyle düşünmüyormuşum Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ne demiş “yağ firmasına yağ çeken bir derneğe güvenemem”. (1)
Artık ben margarini ağzıma sokmuyor ve gönül rahatlığı ile tereyağı yiyorum. Hatta tereyağını evde kendimiz yapıyoruz. Tabii ki ana tercihimiz her zaman zeytinyağı oluyor.
Amerika'da FDA halk sağlığını düşünerek Kasım 2013 de trans yağlara yasak getirdi ve 60 günlük süre tanıdı. BBC News US & Canada ise 7 Kasım 2013 tarihli haberinde "US moves to ban trans fats in foods" “Amerika gıdalardaki trans yağları yasaklamaya doğru gidiyor.” başlığıyla duyurdu (2)
Türkiye Kardiyoloji Derneği bundan sonra bizlerin kalp sağlığı için acaba hangi yağı önerecek çok merak ediyorum.
Bizi tereyağından zeytinyağından yıllarca uzaklaştırarak margarine yönlendiren doktorlara, diyetisyenlere, hakkımı helal etmiyorum. Neyse ki 7 yıldır zeytinyağı ağırlıklı besleniyoruz, merada otlanan hayvanın sütüyle yapılmış tereyağı da bulursak gönül rahatlığıyla yiyoruz. Geçtiğimiz aylarda ketojenik diyet uyguladık. Enerjimizin %70-80’ini bize yıllarca yedirilmeyen, 7 yıldır yediğimiz sağlıklı yağlardan (zeytinyağı + doğal tereyağı) aldık.
Okan Çağlar
Sağlıklı Yaşıyoruz.
Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, gülümseyen insanlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder