Kelime-i tevhid hatmi 70000 adet olmalı!
Maneviyat büyüklerinden Sadeddîn-i Ferganî (ö.699/1300) hazretleri demiştir ki:
“Ölmüşlerin arkasından 70.000 kelime-i tevhid okunup, onların ruhlarına hediye edilirse, bu ölüler için verilen sadakaların en hayırlısıdır. Eğer bir kişinin ruhuna bir kimse veya bir kaç insan bir araya toplanıp, 70.000 tevhid okuyarak gönderirlerse Allah’ın izniyle ve kelime-i tevhidin şefaatiyle o kimse cehennem azabından kurtulur.”
Muhyiddin ibn Arabi (1165-1239) hazretleri de bu hususta şunları söylüyor:
“Eğer bir kimse kendisi için veya bir başkası için, halis bir niyetle 70.000 tevhid okursa, o kişi cehennem azabından kurtulur.”
Muhyiddin ibn Arabi sözlerini teyid için şu vak’ayı da naklediyor:
Bana Ebu’l-Abbas Kastalani şöyle anlattı: “Şeyh Ebu’r-Rebi’ hazretleri bir keresinde kelime-i tevhidi 70.000 kere okumuştu, fakat herhangi bir kimseye veya ruhuna onu bağışlamamış niyet de etmemişti. Bir gün cemaatle sofrada yemek yiyorlardı. Cemaat arasında kalp gözü açık, bir çocuk da vardı. Çocuk yemeğe elini uzattığı esnada bir anda elinden kaşık düştü ve feryad ederek ağlamaya başladı.
- ‘Niçin ağlıyorsun?‘ diye sorulunca, çocuk;
-‘Şu anda cehennemi ve cehennemde azapta olan annemi bana gösterdiler‘dedi.
Şeyh Ebu’r-Rebi’ hazretleri diyor ki:
- Bu sözleri duyunca hemen içimden, ‘Ya Rabbi! Senin rızan için okuduğum 70.000 tevhidi bu yavrunun annesine bağışlıyorum! Ne olur kabul buyur ve onu cehennemden halâs eyle!‘ diye yalvardım. Çocuk hemen sevinçle gülmeye başladı; ona,
- ‘Ne oldu, biraz evvel ağlıyordun, şimdi gülüyorsun?” denilince de,
- ‘Elhamdulillah! Annemi görüyorum, şu anda cehennem ateşinden kurtuldu!’ dedi ve yemek yemeye başladı.
Şeyh Ebu’r-Rebi’ hazretleri,
- “Bu çocuğun keşfi doğrudur, bu hususta Peygamberimiz’den de rivayetler vardır. Kim 70.000 tevhidi kendi için veya bir başkası için okursa, bunun faydası tam hasıl olur”buyurdu. (7)
DİPNOTLAR
(1) Muhtâru’l-Ehâdîsi’n-Nebeviyye, H. no. 1003/1.
(2) Muhtâru’l-Ehâdîsi’n-Nebeviyye, H. no: 780
(3) el-Mektûbat, İmâm-ı Rabbânî, 1, 52.
(4) Mânâsı: “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur; O tektir, ortağı yoktur. Mülk ve hamd ona mahsustur (onundur). Hayatı da ölümü de o verir. Kendisi hayydır (diridir), ölümsüzdür. Her türlü hayır-iyilik onun elindedir. O her şeye kadirdir.”
(5) Tirmizî, Sünen, Dea‘vât, h. no: 3424.
(6) Kur’ân-ı Kerim, Nûr sûresi, 24/37.
(1) Muhtâru’l-Ehâdîsi’n-Nebeviyye, H. no. 1003/1.
(2) Muhtâru’l-Ehâdîsi’n-Nebeviyye, H. no: 780
(3) el-Mektûbat, İmâm-ı Rabbânî, 1, 52.
(4) Mânâsı: “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur; O tektir, ortağı yoktur. Mülk ve hamd ona mahsustur (onundur). Hayatı da ölümü de o verir. Kendisi hayydır (diridir), ölümsüzdür. Her türlü hayır-iyilik onun elindedir. O her şeye kadirdir.”
(5) Tirmizî, Sünen, Dea‘vât, h. no: 3424.
(6) Kur’ân-ı Kerim, Nûr sûresi, 24/37.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder