Salih Can
•Şu gösterişsiz kabirde yatan zat, kendisi raşid halifelerden sayılan, adaleti ve mutevaziliği ile II. Ömer denilmiş olan Halife Ömer bin Abdülaziz hazretleridir. Bu fotoğrafı 2010'da çekmiştik.
Şu âdil imamın kabrinin bulunduğu yer ise Müslümanların kanlarının, canlarının, ırzlarının ve mallarının heder edildiği yer İdlib. Geçtiğimiz günlerde Rafizi tayfası bu türbeyi ateşe vermişler.
Sonra neden Şiilerden nefret ediyorsunuz diyorlar bize. Şiilere atalarımızın tavrını takınmazsak, onlar kendi atalarının tavrını takınıyorlar gördüğünüz gibi.
Ulu atamız Sultan Alparslan, beylerinden Erdem’in maiyetinde şii inanca sahip birinin çalıştığını öğrenince çok sinirlenmiş ve Erdem’e: “Senin kâtibin olan Hurdâbe dedikleri o adamcağız, Haşhaşî değil midir?” diye sormuş, Erdem Bey: “Ey bendelerinin efendisi, o eğer hep zehir olsa, bu dergâhın sakinlerine ne zarar verebilir ki?” demişti. Huzura getirilen kâtibin Sultan’a Haşhaşî değil Şiî olduğunu söylemesi üzerine Alparslan: “Ey kötü adam, Râfızî mezhebi o kadar iyi midir ki, onu Haşhaşî düşüncene kalkan yapıyorsun?” diyerek kâtibi cezalandırmıştır. Sonra da: “Suç bu adamcağızın değildir, suç kötü inançlı birini kendi hizmetine alan Erdem’indir. Düşmanlarımız aciz kaldıkları müddetçe itaat gösterirler. İşlerde zayıflık zuhur ederse, öç almaya çalışırlar” demiştir. (Nizamülmülk, Siyâsetnâme, s. 126) [Ahmet Faruk Hasanoglu]
Şu âdil imamın kabrinin bulunduğu yer ise Müslümanların kanlarının, canlarının, ırzlarının ve mallarının heder edildiği yer İdlib. Geçtiğimiz günlerde Rafizi tayfası bu türbeyi ateşe vermişler.
Sonra neden Şiilerden nefret ediyorsunuz diyorlar bize. Şiilere atalarımızın tavrını takınmazsak, onlar kendi atalarının tavrını takınıyorlar gördüğünüz gibi.
Ulu atamız Sultan Alparslan, beylerinden Erdem’in maiyetinde şii inanca sahip birinin çalıştığını öğrenince çok sinirlenmiş ve Erdem’e: “Senin kâtibin olan Hurdâbe dedikleri o adamcağız, Haşhaşî değil midir?” diye sormuş, Erdem Bey: “Ey bendelerinin efendisi, o eğer hep zehir olsa, bu dergâhın sakinlerine ne zarar verebilir ki?” demişti. Huzura getirilen kâtibin Sultan’a Haşhaşî değil Şiî olduğunu söylemesi üzerine Alparslan: “Ey kötü adam, Râfızî mezhebi o kadar iyi midir ki, onu Haşhaşî düşüncene kalkan yapıyorsun?” diyerek kâtibi cezalandırmıştır. Sonra da: “Suç bu adamcağızın değildir, suç kötü inançlı birini kendi hizmetine alan Erdem’indir. Düşmanlarımız aciz kaldıkları müddetçe itaat gösterirler. İşlerde zayıflık zuhur ederse, öç almaya çalışırlar” demiştir. (Nizamülmülk, Siyâsetnâme, s. 126) [Ahmet Faruk Hasanoglu]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder