İmanın sahih/geçerli olmasının şartları
1) İman eden kimse, zarûrât-ı diniyyeden olan hiç bir şeyi inkâr etmeyecek veya inkâra delalet eden bir emare-alamet onun üzerinde bulunmayacak.
Zarûrât-ı diniyye: Bir Müslüman için din yönünden bilinmesi gereken, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Allah (c.c.) tarafından tebliğ edip haber verdiği kesin olarak belli esas, hüküm ve haberler demektir. Bir başka ifadeyle, dine ait zarûretler yani dine ait olup bilinmesi ve inanılması gereken esaslar manasına gelir. Bunları kabul ve tasdik etmek her mü'min için farzdır. Bunlardan şüphe etmek mü'minin imanını zedeler. Başka bir ifadeyle;
2) Ve yine zarûrât-ı diniyyeden olan şeylerde muannit (inatçı-ısrarcı-inkârcı) olmayacak. Yani benim kafam dinin şu emrini almıyor veya beğenmiyorum gibi sözler kendisinden sadır olmayacak.
3) İmanı hal-i yeiste (ümidin kesildiği ölüm anında) kabul etmiş olmayacak. Çünki o hali gördükten sonra Firavun’un bile iman ettiğini, ama bu imanın kabul olmadığını Kur'an’ımız bize haber veriyor.
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “Her kim Allah’a giden bir yol (iman, irfan yolu) bulur ve Allah’a iman ederek o yola girerse, sonra da (herhangi bir sebeple) o yolu terk edip ayrılırsa Hz. Allah 18 bin âlemden hiç kimseye yapmadığı azabını (bu nankör) kuluna yapar.” [Deylemi’den, Hallü’l-Müşkilât fî Mesaili’l-Mühimmat]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder