29 Eylül 2020 Salı

KABİR AZABININ AYAKTA iDRAR YAPIP, YARALANMAKTADIR… Rasulullah Efendimiz Şöyle Buyurmuştur; "İdrardan sakının. Çünkü kabir azabının çoğu ondandır (yani idrardan sakınmamaktan kaynaklanır) Abdullah b. Abbas (r. a)'ın şöyle söylediğini rivayet etmişlerdir: Rasulullah (a. s) iki kabrin yanından geçti ve şöyle buyurdu: "Bu kabirlerde yatanlar azap görmektedirler. Ama büyük bir şeyden dolayı azap görmüyorlar. Rasulullah (as) daha sonra sözüne şöyle devam etti: "Evet bunlardan birisi, insanlar arasında söz taşırdı. Diğeri ise bevlinden (idrarını üzerine sıçratmaktan) sakınmazdı." (Buhari, Vudu, 56; Müslim, Taharet, 34; Nesai, Cenaiz. )

 RAVZA DA HACET KAPISI...

Selamun aleyküm rahmetullahu ve bereketuhu.
Hücre i Saadetin EFENDİMİZİN tam vücudunun ortasına denk gelen bu kapıya hacet kapısı diyoruz ve duaların kabul olduğu yerlerden biriside bu yerdir. Bu kapının bir özelliğide Ehli Medineye ait güzel bir adettir. Canım MEDINEM den doğan çocuklar 40 günlük olunca en güzel elbiseleri giydirilir kokular sürülür ve bu kapının önüne getirilir EFENDİMİZE selam verildikten sonra bu kapının önünde bulunan Ağavata çocuk teslim edilir çocuğu alan Ağavat kapıdan içeri girer ve EFENDİMİZİN Kabri Şeriflerinin etrafında olan Kisve i Saadet perdesinin altına çocuğu sokar bir çocuk ne kadarda yaramaz olsa ve ağlasada bu perdenin altına girince sesini kısar belli bir müddet bu perdenin altında kaldıktan sonra çıkarılır ve çocukların yüzülerinde mühteşem bir gülüş ve nurluk olduğu görülür ayrıca her coçuk ağızlarını şapırtatarak çıktığı görülmüştür buda EFENDİMİZİN perdenin altındayken çoçuklara ikramıdır. Rabbim bizim neslimizede mübarek Rasulümüzü ziyaret etmeler nasip eyle Amin.













DOĞRULUK …...Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri'ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri'nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla: - Hasan Basri'yi (r.a.) gördün mü? diye sordular. O gayet sakin: - Evet, dedi. - Nerede? - İşte şu kulübemde... Adamlar kulübeye daldı, fakat bir türlü Hasan Basri Hazretleri'ni bulamadılar. Dışarı çıkınca tehdit edip: - Ya şeyh, niçin yalan söylüyorsun? dediler. - Ben yalan söylemedim, dedi. Siz göremedinizse, benim suçum ne? Tekrar girdi, aradı, fakat bulamadılar. Onlar gidince, Hasan Basri Hazretleri: - Ey Habib! Biliyorum ki Rabb'im senin hürmetine beni onlara göstermedi. Fakat yerimi niçin söyledin, hocalık hakkı yok mudur? dedi. Hazreti Habib mahcub bir şekilde: - Ey Üstadım! Sizi bulamamaları benim hürmetime değil, doğru söylediğimizdendir. Çünkü bilirsiniz ki, Doğruların yardımcısı Allah'tır. Eğer yalan söyleseydim, sizi de beni de götürürlerdi, dedi. Tevil yapmaya, bir zalimin elinden bir mazlumu kurtarmak için, yalan söylemeye ruhsatın olduğu yerler olsa bile, efdal olan, eğer Habib-i Acemi Hazretleri gibi bir teslimiyetiniz varsa, doğruyu söylemektir. …

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder