29 Eylül 2020 Salı

NAMAZ VE VAKİT Namazın şartlarından beşincisi vakit, yani her namazı vakti girince kılmaktır. Vakti girmeden kılınan namaz edâ edilmiş olmaz. Nisâ Sûresi’nin 103. âyet-i kerimesinde (meâlen) şöyle buyuruluyor: “…Şüphe yok ki namaz mü’minler üzerine muayyen vakitlerle yazılı bir farz olmuştur.” Namaz vakitleri tesbit edilip takvimlerde yayınlanmıştır. Müslümanlar, takvimde verilen vakitlere riâyette titizlik göstermeli, namazlarını vaktin sonuna kadar geciktirmemeli, oruca başlarken takvimdeki imsak vakitlerini kullanmalıdırlar. Vaktinden evvel kılınan namaz sahih değildir. Ahmed Bîcan Hazretleri’nin Envâru’l-Âşıkîn isimli eserinde “Vaktinden evvel kılınan namaz, gönül nûrunu söndürür; yerine zulmet girer.” buyrulmaktadır. Vakti girmeden bir namazı kılmak Allâh’ın emrine aykırı olduğundan, insanın rûhunu ifsad eder ve -vakti içinde kılmadığından- o namazı kılmamış olur. KERÂHET VAKİTLERİ Üç vakit vardır ki bu vakitlerde namaz kılınmaz. 1- Güneş doğduktan sonra, (Türkiye’de yaklaşık 40-50 dakika) 2- Güneş tam zevâl vaktinde iken, yani öğle namazından evvelki vakit, (Türkiye’de yaklaşık 20 dakika) 3- Güneş batarken, yani akşam namazından evvelki 45 dakika içinde. Bu vakitte ancak o günün ikindi namazının farzı kılınabilir. Bu üç vakitte; kazâya kalmış farz namazlar, vâcip namazlar, kerâhet vaktinden önce hazırlanmış cenâzenin namazı kılınmaz. Yine önceden okunmuş bir secde âyetinden dolayı tilâvet secdesi de yapılmaz. Aksi takdirde bunların iâdeleri lazım gelir. Bu üç vakitte nâfile namaz da kılınmaz, fakat kılındığı takdirde kerâhetle beraber câiz olup tekrar kılınması gerekmez. Kerâhet vakitlerinde Kur’ân okuyup zikir yapmak câizdir. Sabah namazı vakti girdikten sonra, (sabah namazının sünneti hariç) güneş doğuncaya kadar, ikindi namazı kılındıktan sonra da akşam namazını eda edinceye kadar nâfile namaz kılmak mekruhtur. (Muhtasar İlmihal)

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder