23 Ağustos 2019 Cuma

Midemizdeki sinsi misafir Gastrit, ülser ve mide kanseri hastalarının neredeyse tamamında hep aynı mikroba rastlanır: Helikobakter pilori... Helikobakter pilori enfeksiyonu, dünyanın en yaygın enfeksiyon hastalıklarından biri. İnsanlık áleminin neredeyse yarısının bu bakteriyi midesinde misafir ettiği biliniyor. Türk toplumunda da Helikobakter pilori enfeksiyonunun yüzde 60-70 civarında olduğu belirtiliyor.


TC Ali Tunç - Alternatif tıp
Midemizdeki sinsi misafir
Gastrit, ülser ve mide kanseri hastalarının neredeyse tamamında hep aynı mikroba rastlanır: Helikobakter pilori... Helikobakter pilori enfeksiyonu, dünyanın en yaygın enfeksiyon hastalıklarından biri.
İnsanlık áleminin neredeyse yarısının bu bakteriyi midesinde misafir ettiği biliniyor. Türk toplumunda da Helikobakter pilori enfeksiyonunun yüzde 60-70 civarında olduğu belirtiliyor.
OTUZ-kırk yıl önce sık karşılaşılan hastalıkların başında "ülser" geliyordu. Poliklinikleri ülser ağrısı nedeniyle geceyi uykusuz geçiren hastalar dolduruyor, acil servislerdeki yoğun bakım yataklarının çoğunda ülsere bağlı mide kanaması geçiren hastalar yatıyordu. Ülser delinmesi sonucu oluşan karın içi iltihaplanmaları nedeniyle her gün birkaç hasta acil ameliyathanesinde operasyona alınıyordu. Kısacası, ülser o dönemlerin en popüler hastalıklarından biri, belki de birincisiydi. Şimdilerde yerini "reflü"ye, "kolit"e bıraktı.
Ülseri tahtından indiren gelişmeler, 1980’li yılların ortalarında Dr. Barry Marshall ve arkadaşlarının çalışmalarıyla başladı. Dr. Barry Marshall’ın dikkatini çeken nokta, izlediği gastrit, ülser ve mide kanseri hastalarının neredeyse tamamında hep aynı mikroba rastlamasıydı: "Helikobakter pilori". Dr. Marshall, arkadaşlarını da ikna ederek bu bakterinin ülser, gastrit veya mide kanserine neden olabileceğine yönelik çalışmalarını ısrarla sürdürdü. Öyle ki bu uğurda kendisini bile denek yapmaktan çekinmedi. Çalışmalarının mükafatını geç de olsa gördü ve 2005 yılında buluşlarından dolayı Nobel Tıp Ödülü ile onurlandırıldı.
EN YAYGIN ENFEKSİYON
Helikobakter pilori enfeksiyonu, dünyanın en yaygın enfeksiyon hastalıklarından biridir. İnsanlık áleminin neredeyse yarısının bu bakteriyi midesinde misafir ettiği belirtilmektedir. Helikobakter pilori enfeksiyonunun özelliği, mideyi döşeyen asitten zengin mukoza tabakası içinde yaşamasını sağlayan koruyucu ve güçlü bir hücre zarına sahip olmasıdır. Mikrobun insandan insana geçişi mümkündür. Eksik hijyen koşulları, ortak çatal, kaşık, tabak kullanımı gibi nedenler bulaşmayı kolaylaştırmaktadır. Bu bakteri asit salgısını arttırmakta, ayrıca midenin iç yüzeyini döşeyen mukoza tabakasına zarar veren toksinler salgılamaktadır. Bu nedenle Helikobakter pilori mikrobu taşıyanların neredeyse tamamına yakınında en azından kronik bir gastrit hali bulunmaktadır. Bu bakteriyi taşıyanların beşte birinde mide ve onikiparmak bağırsağı ülserleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca mide kanseri riski de artmaktadır.
Helikobakter pilori enfeksiyonu hiçbir belirti vermeden de sürebilir. Bazı hastalarda hafif ekşime, yanma, gaz, şişkinlik şikayetlerine neden olurken bazılarında çok şiddetli mide ağrılarına, yemek borusuna kadar çıkan yanmalara yol açabilmektedir. Ağrının şiddeti oluşturduğu lezyonun gastrit mi, ülser mi olduğuyla da ilişkilidir.
TEŞHİSİ KOLAY AMA
Helikobakter pilori enfeksiyonu tanısı koymanın en doğru yolu, endoskopik incelemelerdir. Endoskopi çok kolay bir yöntem haline gelmiştir. Ağız yoluyla yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağına ulaştırılan endoskop ile tüm bölgeler ayrıntılı bir şekilde gözlenebilmektedir. Ayrıca cihazın ucundaki özel aletlerle şüpheli noktalardan küçük biyopsi örnekleri alınabilmekte, bu örneklerde Helikobakter pilorinin varlığı kesin olarak belirlenebilmektedir.
Helikobakter pylori enfeksiyonunun belirti vermeyen hastalarda da mutlaka tedavi edilip edilmemesi gerektiği konusunda tam bir fikir birliği yoktur. Mikrobun bazı insanlarda hiçbir soruna yol açmazken, bazılarında çok şiddetli gastrit, ülser ağrılarına hatta mide kanserine yol açmasının nedeni de tam olarak izah edilememektedir. Tedavisinde kullanılan antibiyotikler (Klaritromisin ve Amoksisilin gibi) yeterli doz ve sürede kullanıldıklarında başarılı sonuç alınabilmektedir. Bununla birlikte tedavinin yan etkileri ve maliyeti dikkate alınarak bakteri varlığı gösterilen herkese bu tedavinin uygulanması gereği tartışılmaktadır.
Türk toplumunda Helikobakter pilori enfeksiyonunun yüzde 60-70 civarında olduğu belirtiliyor. Eğer uzun süredir devam eden mide şikayetleriniz varsa bu şikayetlerin arkasında midenizde barındırdığınız sessiz misafirin bulunabileceği aklınızda olsun.
AKLINIZDA OLSUN
Gastrit, ülser ve kanser yapabliyor
Helikobakter pilori, araştırmalara göre onikiparmak bağırsağı ülserlerinin yüzde 90’ında, mide ülserlerinin yüzde 70’inde belirleniyor. Ülser belirlenen hastalarda eğer helikobakter de mevcutsa mikrobun yok edilmesi tedavinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Mikrobun ortadan kaldırılmadığı durumlarda ülser tedavi edilse bile kısa bir süre sonra tekrarlıyor. Helikobakter pilori sadece ülser veya gastrite neden olmuyor. Bu mikrop kanserojen bir bakteri olarak kabul ediliyor. Bu mikrobu taşıyanlarda mide kanserine yakalanma olasılığı dört kat fazla bulunuyor. Ayrıca mikrobun mide lenfomasıyla da ilişkili olabileceği belirtiliyor.
BİR BİLGİ
Enfeksiyonun belirtileri
Helikobakter enfeksiyonu ile oluşan gastrit, ülser veya kanserlerde herhangi bir belirti ortaya çıkmayabiliyor, ama ağrı, yanma, ekşime, kaynama, geceleri uykudan uyandıran mide ağrıları çoğu hastada gözleniyor. Bazı hastalarda bulantı, kusma, iştahsızlık, kilo kaybı ve kanamaya bağlı koyu siyah renkli dışkılama da ortaya çıkabiliyor. Reflü sorunu olan hastaların da çoğunda bu mikrop belirlenebiliyor.
BİR SORU BİR CEVAP
Nasıl teşhis ediliyor
Kesin tanı için en güvenilir test, endoskopi ile yapılan inceleme ve bu esnada alınan biyopside bakterinin araştırılmasıdır. Ayrıca bakteri antikorlarının varlığını kanıtlamak için kan testlerinden veya dışkıda bakteri antijeni tarama testlerinden de istifade edilebiliyor. Tedavi sonrası ise üre-nefes testi ile dışkıda helikobakter antijeni testleridir.https://www.facebook.com/groups/265342760799625/
İsmail Yilmaz
Ev temizliği ömür uzatır mı?
Temizliğe giden kadınlar hem sağlıklarını korumuş oluyorlar hem para alıyorlar, ev sahibi kadınlar ise hem kadına para hem sağlıklarını korumak için gittikleri spor salonuna para veriyorlar.
Bu işte bir gariplik yok mu?
***
Yapılan bir araştırma günde bir saat ev işi yapmanın 40 yaş ve üzeri kişilerde erken ölüm riskini yüzde 50 düşürebileceğini ortaya koydu.
Norveç'te yürütülen bir araştırma günde bir saat hafif ev işi yapmanın erken ölüm riskini yarı yarıya azaltabileceğini gösterdi.
Başkent Oslo'daki Norveç Spor Bilimleri Akademisinden araştırmacılar tarafından 40 yaş üstü 36 bin yetişkinin hareketlilik dereceleri, üzerlerine taktıkları bir cihazla takip edildi.
İlgili resim
Prof. Ulf Ekelund'un yürüttüğü 6 yıllık araştırmada katılımcılardan bazıları beş dakikalık "evi süpürmek" gibi orta düzeyde ev işleri bazıları da 60 dakikalık "bulaşık yıkamak" gibi hafif ev işleri yaptı.
Çalışma sonucunda 40 yaş ve üstü kişilerde ev işi yapmanın erken ölüm riskini yarı yarıya azaltabileceği belirlendi.
Öte yandan araştırmada günde 9,5 saat hareketsiz kalmanın ölüm riskini iki kat arttığı ifade edildi.
Araştırmanın sonuçları "British Medical Journal"da yayımlandı.
RDr.Rasim küçük usta
Kaynak: https://www.ntv.com.tr/saglik/ev-isi-yapmak-erken-

BAĞIRSAK KURT

Görüntünün olası içeriği: yiyecek
Görüntünün olası içeriği: yazı

Hadis-i Şerif'te “Acve hurması cennettendir ve cinnete karşı şifadır.” buyurulmuştur.

Aidin Salih
Hadis-i Şerif'te “Acve hurması cennettendir ve cinnete karşı şifadır.” buyurulmuştur.
İnsan besin olarak uzun süre sadece hurma tüketebilir. Hurma, kabuğu ile yıkamadan yenmelidir. Günde 1-5 tane hurma çekirdeği yutmak da fayda vardır. Bağırsak tembelliğine ve basura iyi gelir. Hurmanın kabuğu üzerinde bulunan mikroplar sağlıklı insan bağırsağının içinde bulunan mikroplarla aynıdır. Hurma yıkamadan yemekle bağırsaklara gerekli mikroplar ekilmiş olur. Hurma folik asit kaynağıdır. Rahim kaslarını temizleyerek güçlendirdiği, esnekliği kazandırdığı ve doğumu kolaylaştırdığı için hamile kadınlara hurma tavsiye edilir. Kan üretimini düzeltir, demiri yükseltir. Kahvaltı veya akşam yemeği olarak su veya yeşil çay ile birlikte yenmelidir. Peygamber (s.a.v.) hurmayı, kavun, karpuz veya kaymakla yerdi.
Dr. Aidin Salih’in Gerçek Tıp adlı eserinden alıntılanmıştır.
Görüntünün olası içeriği: yiyecek

HİLAL KARA HANIMIN KARBONAT HAKKINDA KULLANIMI Bravo. Bu karbonat super birsey. Ben de 40 yasimda kesfettim. Mesela deodorant gibi seylere hic gerek yokmus en basitinden. Karbonat eritilmis suyla koltukaltini yikayinca ter kokusu kesinlikle olmuyor. Banyodan sonra yapiyorum. Sabah kalkinca, bazen gun icinde terleyince ve yatmadan once. Insanlara dayatiyorlar deodorantlari sunlari bunlari. Aslinda hic gerek yokmus ve cok basitmis cozumu. Hem de zararsiz. Karbonatli suyla yikadiktan sonra kendi kendine kurumaya birakiyorum. Havluyla kurulanirsa yine etkili olur mu denemedim. Bundan baska sacimi da karbonatli suyla yikiyorum sampuan yerine. Bir arkadadimin tavsiyesiyle basladim. Ne kepek derdi kaldi ne kasinti ne sac derisinde kabuk. Once saci lavaboya egilip suyla islatiyoruz. Sonra bir buyuk bardak veya kucuk pet sise icinde 1-2 kasik karbonat eritilmis ilik suyu lavaboda kafamiza dokerek sabunlar gibi ovuyoruz. Zaten kaygan oluyor. Sonra havlu sarip 10 dakika bekliyoruz. Sonrasinda ya dus alirken duruluyoruz ya da lavaboda. Bu kadar. Hayat basit esasinda ama ticari amaclarla somuruluyoruz hep.

Behçet Hastalığı Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Behçet hastalığı damarlarda yarattığı tahribatla bilinen ve en çok Asya ülkelerinde görülen bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Behçet hastalığının sebebi tam olarak bilinmemekle beraber, hastalık nedeniyle oluşan bakteri ve virüsler sağlıklı olan dokulara saldırarak iltihaplanma oluşturur. Hastada iltihaplanma ile birlikte kızarıklık, ağrı ve şişlik gibi belirtiler görülür. Yapılan araştırmalara göre behçet hastalığının en çok görüldüğü ülkeler Ortadoğu ve Japonya’ dır.

BEHÇET HASTALIĞI BELİRTİLERİ

Behçet hastalığı belirtilerinde kişiden kişiye değişiklikler görülür. Bunun sebebi de hastalığın vücudun hangi bölgesinde tahribata yol açacağının bilinmemesidir çünkü behçet hastalığı vücudun farklı farklı bölgelerinde ortaya çıkabilmektedir. Kimi hastalarda ağız içinde yaralar oluşur, kimi hastada menenjit gibi çok ciddi hastalıklar belirti olarak ortaya çıkar. Behçet hastalığının ilerlemesi hasta açısından oldukça tehlikelidir. Behçet hastalığı belirtileri ara ara kendini gösterip, daha sonra 1-2 hafta içerisinde yok olabilir. Behçet hastalığı teşhisi için belirtilerin ne zaman ortaya çıktığı, ne şiddette ortaya çıktığı çok önemlidir. Behçet hastalığı belirtilerinin diğer hastalık belirtileri ile karıştırılması çok normaldir.
Behçet hastalığının en çok görülen 5 belirtisi;
  • Ağız içi yara: Behçet hastalığının ilk belirtilerinden bir tanesi ağız içi yaralarıdır ve hemen hemen tüm behçet hastalarında bu belirti görülür. Ağız içi yaralar kendiliğinden iyileşebildikleri gibi, aniden tekrarlayabilir de.
  • Genital yaralar: Behçet hastalarının hemen hemen yarısında görülen bir diğer belirti de genital bölgede oluşan yaralardır. Bu yaralar kadınlarda dış bölge denilen yer vulva da, erkeklerde ise sktrotum yani testis torbasında oluşur. Genital bölgede oluşan yaralar biraz ağrılı olabilir.
  • Cilt sorunları: Behçet hastalarının çoğunun cildinde yaralar görülür. Bu yaralar özellikle bacaklarda ve vücudun üst bölümlerin de görülmektedir. Bu yaralar kırmızı ve genelde ağrılıdırlar.
  • Göz iltihabı: Gözün arka ve orta kısmında oluşan iltihab, behçet hastalığına yakalanan daha çok erkeklerde görülen bir belirtidir. Oluşan göz iltihabıyla görme de bulanıklaşma oluşur. Göz iltihabı sonucu göz de ağrı ve kızarıklık görülür.
  • Artrit: Artrit eklem iltihaplanmasıdır. Behçet hastalığını yaşayan kişilerin yarısında görülen bir belirtidir. İltihap özellikle diz, ayak bilekleri, el bilekleri ve dirseklerde ortaya çıkar. İltihap sonucu eklemlerde ağrı ve şişlik görülür.

GÖRÜLEN DİĞER BELİRTİLER

Damarlar: Damarlarda oluşan iltihaplanma nedeniyle, kollarda ve bacaklarda şişlik ve kızarıklar görülür. Hatta bu durum çok ciddi problemlere yol açabilir. Örneğin, iltihaptan dolayı damarların tıkanması, damarların daralması gibi.
Sindirim sistemi: Behçet hastalığı özellikle ishal, karın ağrısı ve kanama gibi belirtileri ile sindirim sisteminde birtakım tahribatlara yol açabilir.
Merkezi sinir sistemi: Yine iltihaplanma nedeniyle merkezi sinir sisteminde bazı sıkıntılar oluşabilir. Beyin zarında oluşan iltihaplanma boyun ağrısı, baş ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu durum da mutlaka tedavi edilmelidir. Yoksa hastanın beyin felci geçirmesi söz konusudur.

BEHÇET HASTALIĞI TEDAVİSİ

Behçet hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Ancak hastalığın neden olduğu şikayetleri en aza indirmek için bazı tedavi yöntemleri kullanılabilir. Behçet hastalığının belirtilerinin şiddetlendiği durumlarda ilaç tedavisi kullanılabilmektedir.
  • Cilt kremleri: Özellikle genital bölgede ortaya çıkan yaraların ağrısını ve enflemasyonunu en aza indirmek için cilt kremlerini hastaya önerebilir. Merhem ve jeller de kullanılabilecek diğer krem çeşitlerindendir.
  • Gargara: Gargara özellikle ağız içindeki yaraların daha da yayılmasını önlemek ve ağrısını hafifletmek için kullanılır. Bunun için satılan özel gargara sularını kullanabilirsiniz.
  • Göz damlası: Behçet hastalığının en büyük belirtilerinden biri de göz iltihabıdır. Göz iltihabı için de göz damlası kullanılabilir.
  • Kortikosteroidler: Ağız yoluyla alınan bu ilaçlar ise ağız içindeki yaraları geçirmek için kullanılır. Ayrıca iltihabın önemli ölçüde azalmasını sağlar.
  • Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar: Sağlıklı olan dokulara büyük zarar veren hastalığın belirtilerini bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlarla en aza indirebilirsiniz.
  • Egzersiz: Behçet hastalığının belirtilerinin çok rahatsız etmediği zamanlarda orta şiddette yapacağınız egzersizler yeniden eklemlerinizin güçlenmesine neden olacaktır. Ancak belirtiler çok şiddetlendiği zaman dinlenmeyi tercih etmelisiniz.

BEHÇET HASTALIĞI BİTKİSEL TEDAVİ

Behçet hastalığı tedavi edilmediği takdirde çok ciddi problemlere neden olur. Behçet hastalığının özellikle belirtilerini en aza indirmek için ilaç tedavisi uygulanabilmektedir. Ancak bu ilaç tedavisinin yanında bitkilerden de yararlanılabilmektedir.
Behçet hastalığı için bitkisel kürler;
  • Bol kişniş tüketerek hastalığın olumsuz etkilerini en aza indirebilirsiniz. Kuru olan kişnişi bir bardak suyla kaynatıp, 5 dakika kadar dinlenmesini sağlayın ve daha sonra için. Bu karışımı günde 2 kez içebilirsiniz.
  • Kurt pençesi, şahdere otu, oğul otu, melisa yaprağı, lavanta, tarhun otu, biberiye, okaliptüs, alıç çiçeği, ardıç, söğüt yaprağı ve kuşburnu bitkilerinin hepsini kaynatın. Karışımı güzelce süzdükten sonra içine bal katarak içebilirsiniz.
  • 2 litre kadar su içine 250 gr demir hindi eritin. Karışımı süzdükten sonra aç karnına 1 fincan için. Hastalığınız boyunca düzenli olarak tüketebilirsiniz.
  • Behçet hastalığı için çok faydalı olan kereviz, elma, havuç, soğan, lahana, ıspanak ve sarımsak gibi yiyecekler bol bol tüketilmelidir.
Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve yakın çekim

DÖKÜLEN SAÇLARINIZ YENİDEN GELSİN SAÇLARINIZDAN TEK TEL DÖKÜLMESİN Sağlığımızın müthiş şifreleri sayfamda var bilgileri okuyun 1 adet aspirini ezin havanda 5 diş sarımsağı soyun ezin havanda 2 yemek kaşığı sızma zeytinyağına karıştırın 1 yumurta sarısınıda karıştırın ilk 1 ay haftada bir yapın sonrasında 15 günde 1 yapın 1 saat dursun saçınızda ilk kullanımdan sonra dökülmeler duruyor kesnlikle dökülmüyor 6 ay sonra dökülen saçlar çıkmaya başlıyor saç kökleri sağlamsa bu aradada karaciğeriniz tıkanmış dökülmelerin sebebi olan filitrelerinizide açın devedikeni enginarla bilginiz olsun saygılar geçmiş olsun M.ulaş

İsmail Yilmaz
Şakıki belhî'den!!
Bir sene hacca gitmek üzere yola çıktı.
Bağdât’a vardığında Halife Hârun Reşid bunun geldiğini haber aldı ve yanına çağırttırdı.
🌺Şakîk-i Belhî, halîfenin yanına geldi.
Halîfe Hârun Reşîd sordu
“Zâhid olan Şakîk-i Belhî sen misin?”
🌺Şakîk-i Belhî;
“Şakîk benim ama zâhid değilim.” dedi.
🌸Halife nasîhat isteyince şöyle buyurdu:
“Aklını başına topla ve çok dikkatli ol.
🌷Allahü teâlâ
👉sana Ebû Bekr-i Sıddîk’ın makâmını verdi ki, senden, onda olduğu gibi doğruluk istiyor. 
👉Sana Ömer-ül-Fârûk’un makâmını verdi ki, senden, onda olduğu gibi, hak ile bâtılı ayırmanı istiyor.
👉Sana Osman-ı Zinnûreyn’in makâmını verdi ki, senden, onda olduğu gibi hayâ ve kerem sâhibi olmanı istiyor.
👉Sana Aliyyül Mürtezâ’nın makâmını verdi ki, senden, onda olduğu gibi ilim ve adâlet istiyor.”
🌸Hârun Reşîd;
“Biraz daha nasîhat et.” deyince,
🌺Şakîk-i Belhî buyurdu ki:
“Allahü teâlânın Cehennem diye bilinen bir yeri vardır ve seni de oraya bekçi yaptı. 🔥
Eline üç şey verdi. Bunlar mal, kılıç ve kırbaçdır.
👥👤İnsanları bu üç şeyle Cehennem’den uzaklaştır. 🔥
Muhtaç biri gelirse ona mal ver. 👕
🌷Allahü teâlânın emirlerine aykırı davrananları bu kırbaçla edeblendir, yola getir.
💥Başkalarına haksızlık edenlerin, haksız yere adam öldürenlerin karşısına bu kılıçla sen çık. 
Eğer bunları yapmazsan Cehenneme ilk gidecek sen olursun.” 🔥
🌸Halife biraz daha nasîhat istedi.
🌺Şakîk-i Belhî buyurdu ki:
“Sen suyun menbaı, kaynağı gibisin. 💦
👉Senin vâlilerin, kumandanların da bu suyun kolları gibidir.
💦Suyun menbaı saf, temiz, berrak olursa, suyun kolları da berrak olur.
💦Suyun menbaı temiz olup, kollarda hafif bulanıklık olursa da zararı olmaz.
Ama menbaı bulanık olursa, artık suyun kollarının saf ve berrak olmasını ümid etmek mümkün olmaz.” 💧
🌸Hârun Reşîd;
“Biraz daha anlat” dedi.
🌺Şakîk-i Belhî buyurdu ki:
“Düşün ki çölün ortasında kaldın, susuzluktan ölmek üzeresin.
Birisi getirip bir içim su satsa bu suyu kaça alırsın?" 💧
O da; “
Ne kadar istiyorsa onu verir, suyu satın alırım.” dedi. 
🌺Şakîk-i Belhî buyurdu ki:
“Elinde su bulunan kimse, bu suya mukâbil senden servetinin yarısını istese, yine râzı olur musun?”. 
🌸Hârun Reşîd;
“Evet râzı olurum.” dedi. 😔
🌺Şakîk-i Belhî buyurdu ki:
“Düşün ki servetinin yarısını verip satın aldığın suyu içtin. 💧
🌍Bir zaman geçince bu suyu dışarı atmak ihtiyâcını duydun, fakat idrar yapamadın. 😓
Öyle ki ölecek hâle geldin.
Birisi çıkıp dese ki, ben senin bu sıkıntıdan kurtulmana sebeb olurum, lâkin buna mukabil olarak mülkünün öbür yarısını isterim, dese ne yaparsın?” 😔
🌸Hârun Reşîd;
“Elbette râzı olurum. Ben o sıkıntıda iken servetimin ne mânâsı var?” dedi. 😔
🌺Bunun üzerine Şakîk-i Belhî buyurdu ki:
“O halde önce içtiğin sonra idrar yoluyla dışarıya attığın bir içim su kıymetinde bile olmıyan şu servetine sakın güvenme.
Bir kimseye karşı bununla öğünme!”
👉Bu nasîhatlardan sonra Hârun Reşîd çok ağladı. 😭
🌺Şakîk-i Belhî’yi hürmet ve saygı ile uğurladı. 🌺🌸🌺
Hayirli gunleriniz olsun efendim.
Hurmetlerimle
🌾🍁🍂🌾🍁🍂🌾🍁🍂🌾🍁

ŞEKER İLLETİNE SON ŞEKERİ YAŞAMAYA MECBUR DEĞİLSİNİZ ÇARESİ VAR 2 şer yemek kaşığı yeşil metcimek kıtmızı mercimek nohut bamya tohumu 1 litre kaynar suda demle sabah yap beklesin akşam iç akşam yap sabah iç bu kür şekerini düzenler ama 2 ay devam et gün gün düzelirsiniz 10 gün sonra şekeriniz 600 lerden 70..80 lere düşer insülünü bırakırsınız bu arada perhiz şart ekmek hamur işleri şeker tatlı ne varsa yasak hazır gıdalar yasak tamamen 1 yıl uzak durun şekerinizden eser kalmıyor tecrübelerle sabit bunun yanında asıl tedavi karaciğerinizi temizleyinki şeker kalıcı düzelsin devedikeni extratı enginar çayıyla geçmiş olsun dualarınızı bekliyorum fayda görenler sayfaya yazarlarsa sevinirim saygılar

PERHİZİNİZDE YEMENİZ GEREKENLER
NE YİYECEĞİZ DİYENLERE
Mevsimin sebzeleri ne varsa onları 15 dakika karbonatlı suda veya sirkeli suda bekletin sonra yıkayın yemek yapın .
Bu günkü mevsimde yeşil fasulye domates biber patlıcan kabak marol yani yeşil sebzeler var
Bakliyatlar yiyin nohut fasulye yeşil mercimek kırmızı mercimek kuru bakla kuru sebzelerin yemeğini yapın kışın yazın kendilerini yiyin sebzelerin
Kuru yemiş olarak ceviz badem fındık fıstık çiğ olarak doğal yenir. eğer işlem görmüşse yemeyin sakın
Bol bol su için suyunuzu kaynak suyu alın klorsuz olsun içtiğiniz su
Yaptığımız perhizin yaptığımız tedavinin sonuç vermesi için çok büyük önemi var bunun bilincinde olarak hareket edelim perhizde bir tedavi yoludur unutmayalım uyguladığımız tedaviye yardım ediyor hızla iyileşme başlıyor ve sonuca daha çabuk ulaşıyoruz buda bizim istedimiz sağlığa kavuşmamızı sağlıyor.
Perhiz bu nedenle çok çok önemli tedavimizde korkmayın perhizden ölmüyoruz ama hastalıktan çekiyoruz .Allah ın verdiği ömrü ne uzatır nede kısaltırız ama sağlıklı yaşamak istersek bu bizim elimizde Rabbim tüm hastalara şifa versin saygılar.
M.ulaş

KIZILCIĞIN MÜTHİŞ FAYDALARI OKUYALIM M.ulaş Kızılcığın 100 gramı ortalama 64 kcal kaloridir. Aynı şekilde 100 gramlık kızılcık sadece 12.87 gram karbonhidrat içerir. A, C, E ve K vitaminleri açısından çok zengin olan kızılcık, tiamin, riboflavin, piridoksin gibi vücut sağlığı açısından hayati önem taşıyan maddeler içermektedir. İyi derecede sodyum ve potasyum içeren kızılcık ayrıca mineraller açısından da çok zengin sayılmaktadır. Kalsiyum, demir, bakır, manganez de kızılcığın içerdiği minerallerden sadece birkaçıdır. KIZILCIĞIN FAYDALARI NELERDİR? İdrar Yolu Enfeksiyonuna Karşı Kızılcık; İdrar yolu enfeksiyonu genelde çok ciddiye alınmayan hastalıklardan bir tanesidir. Fakat en başta önlem alınmaması durumunda böbrekler dahil bir diğer sindirim sistemi organlarını tehdit etmeye başlar. Hatta ilerleyen seviyesinin prostat olduğunu söylemek mümkündür. Kızılcığın idrar yolu enfeksiyonlarını tedavi edici özelliğinin olduğu birçok laboratuvar çalışması sonucu ispatlanmıştır. Bunun için bir miktar kızılcık suyu kaynatılarak tüketilmesi yeterlidir. Kardiyovasküler Sağlık İçin Kızılcık; Kızılcık, kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır ve kardiyovasküler sağlığın korunmasına ciddi anlamda katkıda bulunur. Kızılcıkta bulunan flavonoidler, antioksidan özelliklere sahiptirler ve bu özelliklerinden dolayı ateroskleroz tehdidi azaltabilir. Ateroskleroz, kan içinde bulunan yağ, kalsiyum ve kolesterolün birikmesi ile alterlerin tıkanmasına neden olan bir hastalıktır. Bu vücudun çeşitli bölgelerine oksijenin sağlıklı bir şekilde ulaşmasını engeller ve bu durumun bir sonucu olarak da kalp krizi, felç veya ölümle sonuçlanan ciddi sağlık sorunları ortaya çıkar. Fakat kızılcığın içerdiği birçok mineral ve bileşen bu sağlık sorunlarına yakalanma riskini azaltır. Antitümör Olarak Kızılcık; Kızılcık, antitümör etkisi olan nadir meyvelerden bir tanesidir. Kızılcığın bu özelliği içerdiği polifenolik olarak adlandırılan bileşene atfedilir. Dünyanın birçok ülkesinde farklı kurumlar tarafından yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda bu özelliği ispatlanmış ve meme, kolon, prostat ve diğer birçok kanser tümörlerine karşı çok etkili olduğu ortaya konulmuştur. Kızılcık suyu aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını engelleyen ve tümörleri ortadan kaldıran salisilik asit içermektedir. Bu yüzden düzenli olarak kızılcık tüketimi birçok kanser türüne yakalanma riskini azaltır. Kızılcık Diş Çürümelerini Önler; Yeni yapılan bir araştırmaya göre, kızılcık suyu diş çürüklerini önler. Kızılcıkta bulunan ve proantosiyanidin olarak adlandırılan bileşen, dişlere yapışan zararlı bakterilerin ortadan kalkmasına yardımcı olur. Bu bileşen asit üretilmesini engellediği gibi dişlerin etrafında plaklar oluşmasına da izin vermez. Burada bahsettiğimiz kızılcık, marketlerde satılan hazır kızılcık ürünleri değildir. Tamamen doğal olan kızılcıklar, diş sağlığını korur. Fakat hazır satılan ürünlerde şeker veya glikoz içerdiğinden, doğal kızılcıktaki faydayı sağlamaz. Kızılcık Solunum Enfeksiyonları Önler; Yapılan bilimsel çalışmalara göre, kızılcık suyu çocuklarda kulak ve solunum yolu enfeksiyonlarının sık yaşanmasına neden olan haemophilus influenzayı azaltmaya yarar. Bunun yanında solunum yollarına zarar veren bakterilerin ortadan kalkmasını sağlar. Kızılcık Kanseri Önler; Kızılcık, çeşitli kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen proantosiyanidinleri içerir. Çalışmalar, flavonoidler bakımından zengin besinlerin kanser ve kanserden kaynaklanan ölüm riskini azaltmada önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Özellikle kızılcık suyu tüketimi kolon ve mesane kanserine yakalanma riskini ciddi anlamda azaltabilir. Çünkü zengin miktarda anti kanserojen bileşenler içermektedir. İdrar Yolu Enfeksiyonları ve Böbrek Taşlarına Karşı Korur; Özellikle bayanlar sık sık sistit ve idrar yolu enfeksiyonu geçirirler. Kızılcık bu sorunların tedavisine yardımcı olur. İdrar enfeksiyonlarının çoğuna e-coli adı verilen bir bakteri neden olur. Kızılcıkta bulunan benzoik asit bakterilerin çoğalmasını engeller ve vücudumuzdan atılmasını kolaylaştırır. Kızılcık suyu, şerbeti veya kompostosu idrarımızdaki asit miktarını arttırır. Böylece böbrek taşlarının (özellikle kalsiyum taşları) tedavisinde kullanılır. Bu arada idrardaki ağır kokuları da giderir. KIZILCIK ŞERBETİNİN FAYDALARI NELERDİR? * Cilt ve saç sağlığının korunmasına yardımcı olabilir. Derinin yaşlanmasını geciktirir. Saçların dökülmesine neden olan sorunları giderir. * Kızılcık şerbeti birçok enfeksiyon hastalığının üstesinden gelme özelliğine sahiptir. Bunların en başında akciğer enfeksiyonu gelir. * Solunum yolu enfeksiyonlarına iyi gelir, astımve bronşit hastalıklarını hafifletir. Bronşlarda rahatlama sağlar. * Kızılcık şerbeti üşütmeden kaynaklanan boğaz ağrıları ve iltihaplarına iyi gelir. Nezle ve grip gibi hastalıkların tedavisinde tıbbi amaçlı kullanılabilir. * Kızılcık şerbeti mide ülserine iyi geldiği gibi genel anlamda sindirim ve boşaltım sistemi sağlığına mükemmel katkıda bulunur. * Kabızlık sorunlarını ortadan kaldırabilen kızılcık şerbeti bu özelliği sayesinde obezite sorunlarını engeller ve zayıflamaya yardımcı olur. * Kızılcık şerbeti genel anlamda ağız sağlığının korunmasına yardımcı olur. Ağız içerisindeki bakterileri temizler. * Böbrek sağlığını koruduğu gibi böbrek taşlarının oluşmasına da izin vermez. * Kızılcık şerbeti kilo vermeye de yardımcı olur. Vücutta yağ yakımına destek olan bileşenler içerir. * Bazı sağlık uzmanları kızılcık şerbetinin selülit sorunlarını giderdiğini savunmaktadır. Gut hastalığına iyi geldiği düşünülmektedir. * Beyin sağlığı için faydalıdır. Strese karşı savunma sistemini güçlendiren kızılcık şerbeti aynı zamanda zihinsel faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlar.


Mustafa Ulaş