23 Ağustos 2019 Cuma

Midemizdeki sinsi misafir Gastrit, ülser ve mide kanseri hastalarının neredeyse tamamında hep aynı mikroba rastlanır: Helikobakter pilori... Helikobakter pilori enfeksiyonu, dünyanın en yaygın enfeksiyon hastalıklarından biri. İnsanlık áleminin neredeyse yarısının bu bakteriyi midesinde misafir ettiği biliniyor. Türk toplumunda da Helikobakter pilori enfeksiyonunun yüzde 60-70 civarında olduğu belirtiliyor.


TC Ali Tunç - Alternatif tıp
Midemizdeki sinsi misafir
Gastrit, ülser ve mide kanseri hastalarının neredeyse tamamında hep aynı mikroba rastlanır: Helikobakter pilori... Helikobakter pilori enfeksiyonu, dünyanın en yaygın enfeksiyon hastalıklarından biri.
İnsanlık áleminin neredeyse yarısının bu bakteriyi midesinde misafir ettiği biliniyor. Türk toplumunda da Helikobakter pilori enfeksiyonunun yüzde 60-70 civarında olduğu belirtiliyor.
OTUZ-kırk yıl önce sık karşılaşılan hastalıkların başında "ülser" geliyordu. Poliklinikleri ülser ağrısı nedeniyle geceyi uykusuz geçiren hastalar dolduruyor, acil servislerdeki yoğun bakım yataklarının çoğunda ülsere bağlı mide kanaması geçiren hastalar yatıyordu. Ülser delinmesi sonucu oluşan karın içi iltihaplanmaları nedeniyle her gün birkaç hasta acil ameliyathanesinde operasyona alınıyordu. Kısacası, ülser o dönemlerin en popüler hastalıklarından biri, belki de birincisiydi. Şimdilerde yerini "reflü"ye, "kolit"e bıraktı.
Ülseri tahtından indiren gelişmeler, 1980’li yılların ortalarında Dr. Barry Marshall ve arkadaşlarının çalışmalarıyla başladı. Dr. Barry Marshall’ın dikkatini çeken nokta, izlediği gastrit, ülser ve mide kanseri hastalarının neredeyse tamamında hep aynı mikroba rastlamasıydı: "Helikobakter pilori". Dr. Marshall, arkadaşlarını da ikna ederek bu bakterinin ülser, gastrit veya mide kanserine neden olabileceğine yönelik çalışmalarını ısrarla sürdürdü. Öyle ki bu uğurda kendisini bile denek yapmaktan çekinmedi. Çalışmalarının mükafatını geç de olsa gördü ve 2005 yılında buluşlarından dolayı Nobel Tıp Ödülü ile onurlandırıldı.
EN YAYGIN ENFEKSİYON
Helikobakter pilori enfeksiyonu, dünyanın en yaygın enfeksiyon hastalıklarından biridir. İnsanlık áleminin neredeyse yarısının bu bakteriyi midesinde misafir ettiği belirtilmektedir. Helikobakter pilori enfeksiyonunun özelliği, mideyi döşeyen asitten zengin mukoza tabakası içinde yaşamasını sağlayan koruyucu ve güçlü bir hücre zarına sahip olmasıdır. Mikrobun insandan insana geçişi mümkündür. Eksik hijyen koşulları, ortak çatal, kaşık, tabak kullanımı gibi nedenler bulaşmayı kolaylaştırmaktadır. Bu bakteri asit salgısını arttırmakta, ayrıca midenin iç yüzeyini döşeyen mukoza tabakasına zarar veren toksinler salgılamaktadır. Bu nedenle Helikobakter pilori mikrobu taşıyanların neredeyse tamamına yakınında en azından kronik bir gastrit hali bulunmaktadır. Bu bakteriyi taşıyanların beşte birinde mide ve onikiparmak bağırsağı ülserleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca mide kanseri riski de artmaktadır.
Helikobakter pilori enfeksiyonu hiçbir belirti vermeden de sürebilir. Bazı hastalarda hafif ekşime, yanma, gaz, şişkinlik şikayetlerine neden olurken bazılarında çok şiddetli mide ağrılarına, yemek borusuna kadar çıkan yanmalara yol açabilmektedir. Ağrının şiddeti oluşturduğu lezyonun gastrit mi, ülser mi olduğuyla da ilişkilidir.
TEŞHİSİ KOLAY AMA
Helikobakter pilori enfeksiyonu tanısı koymanın en doğru yolu, endoskopik incelemelerdir. Endoskopi çok kolay bir yöntem haline gelmiştir. Ağız yoluyla yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağına ulaştırılan endoskop ile tüm bölgeler ayrıntılı bir şekilde gözlenebilmektedir. Ayrıca cihazın ucundaki özel aletlerle şüpheli noktalardan küçük biyopsi örnekleri alınabilmekte, bu örneklerde Helikobakter pilorinin varlığı kesin olarak belirlenebilmektedir.
Helikobakter pylori enfeksiyonunun belirti vermeyen hastalarda da mutlaka tedavi edilip edilmemesi gerektiği konusunda tam bir fikir birliği yoktur. Mikrobun bazı insanlarda hiçbir soruna yol açmazken, bazılarında çok şiddetli gastrit, ülser ağrılarına hatta mide kanserine yol açmasının nedeni de tam olarak izah edilememektedir. Tedavisinde kullanılan antibiyotikler (Klaritromisin ve Amoksisilin gibi) yeterli doz ve sürede kullanıldıklarında başarılı sonuç alınabilmektedir. Bununla birlikte tedavinin yan etkileri ve maliyeti dikkate alınarak bakteri varlığı gösterilen herkese bu tedavinin uygulanması gereği tartışılmaktadır.
Türk toplumunda Helikobakter pilori enfeksiyonunun yüzde 60-70 civarında olduğu belirtiliyor. Eğer uzun süredir devam eden mide şikayetleriniz varsa bu şikayetlerin arkasında midenizde barındırdığınız sessiz misafirin bulunabileceği aklınızda olsun.
AKLINIZDA OLSUN
Gastrit, ülser ve kanser yapabliyor
Helikobakter pilori, araştırmalara göre onikiparmak bağırsağı ülserlerinin yüzde 90’ında, mide ülserlerinin yüzde 70’inde belirleniyor. Ülser belirlenen hastalarda eğer helikobakter de mevcutsa mikrobun yok edilmesi tedavinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Mikrobun ortadan kaldırılmadığı durumlarda ülser tedavi edilse bile kısa bir süre sonra tekrarlıyor. Helikobakter pilori sadece ülser veya gastrite neden olmuyor. Bu mikrop kanserojen bir bakteri olarak kabul ediliyor. Bu mikrobu taşıyanlarda mide kanserine yakalanma olasılığı dört kat fazla bulunuyor. Ayrıca mikrobun mide lenfomasıyla da ilişkili olabileceği belirtiliyor.
BİR BİLGİ
Enfeksiyonun belirtileri
Helikobakter enfeksiyonu ile oluşan gastrit, ülser veya kanserlerde herhangi bir belirti ortaya çıkmayabiliyor, ama ağrı, yanma, ekşime, kaynama, geceleri uykudan uyandıran mide ağrıları çoğu hastada gözleniyor. Bazı hastalarda bulantı, kusma, iştahsızlık, kilo kaybı ve kanamaya bağlı koyu siyah renkli dışkılama da ortaya çıkabiliyor. Reflü sorunu olan hastaların da çoğunda bu mikrop belirlenebiliyor.
BİR SORU BİR CEVAP
Nasıl teşhis ediliyor
Kesin tanı için en güvenilir test, endoskopi ile yapılan inceleme ve bu esnada alınan biyopside bakterinin araştırılmasıdır. Ayrıca bakteri antikorlarının varlığını kanıtlamak için kan testlerinden veya dışkıda bakteri antijeni tarama testlerinden de istifade edilebiliyor. Tedavi sonrası ise üre-nefes testi ile dışkıda helikobakter antijeni testleridir.https://www.facebook.com/groups/265342760799625/
İsmail Yilmaz
Ev temizliği ömür uzatır mı?
Temizliğe giden kadınlar hem sağlıklarını korumuş oluyorlar hem para alıyorlar, ev sahibi kadınlar ise hem kadına para hem sağlıklarını korumak için gittikleri spor salonuna para veriyorlar.
Bu işte bir gariplik yok mu?
***
Yapılan bir araştırma günde bir saat ev işi yapmanın 40 yaş ve üzeri kişilerde erken ölüm riskini yüzde 50 düşürebileceğini ortaya koydu.
Norveç'te yürütülen bir araştırma günde bir saat hafif ev işi yapmanın erken ölüm riskini yarı yarıya azaltabileceğini gösterdi.
Başkent Oslo'daki Norveç Spor Bilimleri Akademisinden araştırmacılar tarafından 40 yaş üstü 36 bin yetişkinin hareketlilik dereceleri, üzerlerine taktıkları bir cihazla takip edildi.
İlgili resim
Prof. Ulf Ekelund'un yürüttüğü 6 yıllık araştırmada katılımcılardan bazıları beş dakikalık "evi süpürmek" gibi orta düzeyde ev işleri bazıları da 60 dakikalık "bulaşık yıkamak" gibi hafif ev işleri yaptı.
Çalışma sonucunda 40 yaş ve üstü kişilerde ev işi yapmanın erken ölüm riskini yarı yarıya azaltabileceği belirlendi.
Öte yandan araştırmada günde 9,5 saat hareketsiz kalmanın ölüm riskini iki kat arttığı ifade edildi.
Araştırmanın sonuçları "British Medical Journal"da yayımlandı.
RDr.Rasim küçük usta
Kaynak: https://www.ntv.com.tr/saglik/ev-isi-yapmak-erken-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder