Osmanlı Nostradamus'u En meşhur müneccimlerden olan Hüseyin Efendi medrese tahsilini tamamlayıp, yapılan imtihanda başarılı olduktan sonra sarayda müneccim olarak çalışmaya başlamıştı. Hocası Mehmed Çelebi vefat ettikten sonra da hocasının yerine müneccimbaşılığa yükseldi. Kısa sürede devrin hükümdarı Dördüncü Murad'ın gözüne girdi ve sık sık hediyeler aldı. Hüseyin Efendi'nin şöhretini artıran asıl hadise ise 1640 yılı için hazırladığı gelecekten haberler veren "Ahkâm takvimi" oldu. Hazırladığı takvimde Dördüncü Murad'ın öleceğini ve yeni bir cülus olacağını "Hüseyin-i Nâ-Murad" diyerek işaret etmişti. 1640'ta Dördüncü Murad'ın ölmesiyle müneccimbaşının tahmini doğru çıkmıştı. Bu hadise müneccimbaşına büyük bir şöhret sağladı. Hüseyin Efendi, yeni padişah Sultan İbrahim döneminde de görevine devam etti. 1648 yılı için hazırladığı takvimde Sultan İbrahim'in öleceği ve Dördüncü Mehmed'in padişah olacağı açıkça yazılmadığı için Hüseyin Efendi'ye "Bu sene için yaptığınız takvimde nasıl olup da padişahın öleceğini ve Sultan Mehmed'in tahta çıkacağını keşfedip, işaret etmediniz" diye tenkit edildi. Bu tenkit üzerine Hüseyin Efendi, hazırladığı takvimi göstererek Sultan İbrahim için kullandığı lakaplardan birinde buna işaret ettiğini gösterdi. Her taşın altından çıktı İki padişahın da öleceğini tahmin eden Hüseyin Efendi İstanbul'da en fazla aranan insan olmuştu. Şöhretiyle beraber serveti de gün geçtikçe arttı. Statü olarak devlet protokolünün alt sıralarında yer alan müneccimbaşı, şöhreti sayesinde her taşın altından çıkmaya başlamıştı. Devletlerarası bunalımlara yol açacak kadar ileri giden Hüseyin Efendi rüşvetle iş yapmaktan da geri kalmıyordu. Hüseyin Efendi'nin her söylediği kesin gerçekmiş gibi kabul görüyordu. Ancak bu durum ve devlet geleneğinin altüst edilmesi devlet adamlarının canını sıkıyordu. Devlet ileri gelenleri şöhretinden dolayı ses çıkaramadıkları Hüseyin Efendi'yi devre dışı bırakmak için fırsat kollamaya başlamışlardı. Tahmini tutmadı, canından oldu Müneccimbaşı Hüseyin Efendi'nin yine önce gözden düşmesine, sonra da öldürülmesine geleceği tahmin için hazırladığı "Ahkâm Takvimi"ndeki hataları sebep oldu. 1650 yılı için hazırladığı Ahkâm Takvimi'nde dönemin padişahı için kullandığı lakapların birinden, daha önce kendisinin bulduğu yöntemleri kullanarak "vefat-ı Mehmed" hükmünü çıkarıp, çocuk padişah Dördüncü Mehmed'in ölüp, yeni bir cülus olacağına işaret etti. Hüseyin Efendi'nin aleyhtarları fırsatı ganimet bilip, durumu hemen Dördüncü Mehmed'e ilettiler. Henüz 8 yaşında olan Dördüncü Mehmed, çevresinin tesiriyle müneccimbaşını görevden alarak, hapse attırdı. Birkaç gün sonraysa hapisten çıkarılıp, sürgün olarak İstanbul'un dışına gitmesine izin verildi. Ama şöhretinden durumunun farkına varamayan Hüseyin Efendi İstanbul'dan ayrılmayıp, yakın dostu silahdâr kâtibinin İstinye'deki yalısında saklandı. Başına gelenleri bir türlü kabullenemiyordu. Hüseyin Efendi eski şöhretine güvenip Dördüncü Mehmed'in annesi Turhan Sultan'a gizlice mektuplar göndererek affını talep etti. Ancak bu mektuplar müneccimbaşının İstanbul'dan gitmediğini ortaya çıkarmıştı. Düşmanları müneccimbaşının İstanbul'dan gitmeyerek padişahın emrine karşı çıktığını, bu yüzden öldürülmesi gerektiğini söylediler. Bunun üzerine müneccimbaşının yakalanıp, idamı için asker gönderildi. Hüseyin Efendi, yalıdayken kendi doğum tarihi üzerinde yaptığı bazı hesaplardan birkaç gün içinde sıkıntıya düşeceği sonucuna varmıştı. Görevlilerin geleceği günün erken saatlerinde bir kayığa binip yalıdan uzaklaştı. Tam arkasından görevliler yalıya geldiler ve müneccimbaşının yalıdan ayrıldığını anladılar. Hemen kayıklarına binip, Hüseyin Efendi'yi Rumeli Hisarı'nda ulaşmışken yakaladılar. Hüseyin Efendi'yi elbiselerini soyup, öldürdükten sonra cesedini de denize attılar. Birkaç gün sonra dalgalar Hüseyin Efendi'nin cesedini kıyıya vurdu. Bir zamanların şanlı müneccimbaşını tanıyanlar Hüseyin Efendi'yi defnettiler. Padişahlar hakkında geleceğe dair çıkardığı hükümlerle meşhur olan Müneccimbaşı Hüseyin Efendi kendi derdine çare bulmakta aciz kalmıştı. Öleceğini söylediği Dördüncü Mehmed ise 43 yıl daha yaşayacaktı.
“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder