24 Eylül 2020 Perşembe

Birinci Kat Semâ Keşfedilecek Herkes İman Edecek Ama… A.B.D.’nin çok büyük masraflarla Ay’a gitmeye hazırlandığı sıralarda keşif sahibi bir veli (k.s.) İstanbul’da Topçular Camiinde kürsüye çıkıp insanlığa sesleniyordu: A.B.D. Ay’a gitmeye hazırlanıyor. Fakat bu masraflara yazık. Bu gayret Mars için olsa çok isabetli olurdu… Çünkü Ay’da hayat yok. Ay kupkuru.Fakat Mars’ta hayat var!… Orada insanlar var…Su var…Orada Hz.Kur’an aynen var!?…Hz.Muhammed (s.a.v.) oradakilerin de peygamberi…Yani; orada Ümmet-i Muhammed var…Hatta orada varisi Resullerin evlatları var…Ve yine orada İslamiyet’e sarılma bizden çok fazla. Orada Kur’an ahkamı hakim…Ve nihayet o insanlar Hz.Kur’an’a sarıldıklarından dolayı teknolojik olarak bizden çok öndeler!… Size bir haber daha vereyim;Bu iki insanlık buluşmadan Kıyamet kopmayacak…Fakat;Dünya insanları Marslılarla buluştuklarında Hz.Kur’an’ın orada da aynen var olduğunu görünce İslam’ı inkar mümkün olmayacak…Fakat bu iman (İman-ı yeis) ve (Suri İman) olacak…Yani; vakit çok geç olmuş olacak.” Birinci Kat Semâ Keşfedilecek Herkes İman Edecek Ama… Kafirler birinci kat… semayı keşfettikleri zaman orada Vahy’in indiği yeri ve ayet-i kerimelerde haber verilen bazı emareleri görürler. Dünyaya gelip gördükleri o hakikatleri bütün insanlara haber verdiklerinde herkes “La ilahe illallah” diyerek imana gelir. Lakin hiç birinin imanı kabul olmaz. Çünkü imanın şartı gayba iman etmektir.(gayb gözle görülemeyen akılla anlaşılamayan duyu organları ile hissedilemeyen şeylerdir.)..Bu dünyaya en uzak yıldız ne kadar mesafede ise oradan birinci kat semaya da o kadar mesafe vardır. Fenciler henüz birinci kat semayı keşfedemediler. Ne zaman bu Türkiye’nin büyüklüğü kadar ayna yaparlarsa belki o zaman birinci kat semayı öğrenebilirler. Batıl bir görüş olan “sonsuz uzay boşluğu” iddialarının ne kadar yanlış olduğunu gözleri ile görürler. (kuddise sirruhu)Allah onun sırrını mukaddes etsin demektir)...

 

rozet simgesi
Görsel Hikaye Anlatıcı
 20 Eylül, 23:05 

...... Ebul Faruk ks. : “Sahâbi: Rasûlullah’ın (s.a.v.) dâire-i imkân ve dâire-i emkine-i külliye’nin tamâmını kendi letâifinden nazar ederek seyr-i sülûkünü bir anda itmâm ettiği kişi, demektir.”... [Ali Erol, Hatıratım, s. 84]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder