KADINLARA BAKMANIN ZARARI
Gözü korumakta çok önemlidir. Zira göz zinanın başlangıcıdır. “Bakmakla ne olur?” diye aldırış etmemek, büyük tehlikeler doğurur.
“Kadının örtüsüne bile bakmak caiz değildir. Zira muhakkak ondan kalbe arzu ve şehvet düşer.”
Esasen kadınların elbisesine bakmaktan, güzel kokularını koklamaktan ve seslerini dinlemekten kaçınmak farzdır. Hatta güzel kadınların bulunduğu yerden bile geçmekten sakınmak gerekir. Zira nefsi uyandırır, kalbe bozuk fikirlerin girmesine sebep olur.
Kadınların da güzel erkeklere bakmaktan kaçınmaları gerekir. İster kadının erkeğe, ister erkeğin kadına şehvetle bakması haramdır. Şehvetle elbiseye bakmak bile haramdır. Ama tesadüfen göze ilişirse haram olmaz. Fakat gözüne hakim olup fazla bakmamak gerekir. İlk defa göz iliştikten sonra gözünü ayırmamak veya ikinci defa bakmak haramdır.
Peygamberimiz buyuruyor ki:
“Kasıtsız olan ilk bakış senindir. (Mesuliyet yoktur.) Ama ikincisi senin aleyhinedir. (Mesuliyet vardır.)”
Tesadüfen bir kere bakan, ikinci kez bakmaktan kendini korumalı, bakmayı istememeli ve bakmak arzusunu kalbinde bulundurmalıdır.
Toplantılarda, misafirliklerde ve diğer toplantı yerlerinde arada perde bulunmaması kadar büyük bir fesad yoktur. Kadınların örtülü ve peçeli olması yetmez. Zira beyaz renkli örtü ve peçe de şehveti tahrik eder. Bazen peçeli iken daha da güzel görülebilir. O halde kadınların beyaz peçe ve yaşmak bağlayarak süslenip püslenip dışarı çıkmaları haramdır. Bunu yapan kadın asi olur. Kadının bu haline ses çıkarmayan kocası, babası ve kardeşi de bu günahına ortak olurlar.
Hiçbir erkeğin şehvet kasdıyla kadın elbisesi giymesi veya ellemesi caiz değildir. Yine yabancı kadına çiçek, elma gibi güzel şeyler vermek veya almak, onlarla yumuşak ve tatlı konuşmak caiz değildir. Kadın ve kızların da erkeklerle yumuşak ve tatlı konuşmaları caiz değildir.
Yüce Allah buyuruyor ki:
“Kadınlarla yumuşak ve tatlı konuşmayınız. Kalbinde hastalık olan tama eder.“
Peygamberimiz buyuruyor ki:
“Erkeklerle güzel sesle konuşmayınız.”
Kasten kadın ve kızların su içtikleri bardağın dudaklarının değdiği yerinden su içmek doğru değildir. Kadınların dişlediği yerden meyveyi yemek te böyledir.
Hakem der ki:
“Ebu Eyyub-i Ensari’nin ailesi, Peygamberin önünden kaldırdıkları yemek kaplarının, peygamberin elinin ve ağzının değdiği yerlerini teberrük niyetiyle yalar ve gözlerini sürerlerdi.” Bunu sevap kazanmak için yaparlardı. Şehvetle bunu yapmak şüphesiz ki haramdır.
Hiçbir şey, kadınlarla ilgili olan işlerden kaçınmak kadar önemli değildir.
Yolda karşılaşılan kadın veya oğlana bakmak için şeytan zorlar. Şeytanla münakaşa edip: “Niçin bakayım. Eğer çirkin ise mahcup olur günah işlerim.
Zira güzel olmasını isterim. Güzel ise günaha girmiş olurum. Günah, hasret bende kalır, o gider. Arkasından gidersem dilimi ve ömrümü harcamış olurum. Bununla beraber belki de gayeye kavuşamam” demelidir.
Peygamberimiz buyuruyor ki:
“Birisi bir kadına rastlar ve şeytan, şehvetini tahrik ederse evine gitsin ve eşiyle sohbet etsin (ilişkide bulunsun). Zira o yabancı kadında olan, kendi eşinde de vardır.”
Kaynak : Kimyay-ı Saadet – İmam Gazali
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder