“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
16 Eylül 2020 Çarşamba
SİLSİLE-İ SÂDÂT-IN 33 VE SON HALKASI EBÛ'L-FARUK SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN KS. SİLİSTREVİ HAZRETLERİ - 1 Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) Efendi Hazretleri, 1888 (Hicri 1305, Rûmi 1304) senesinde -Bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan- Silistre’nin Hezargrad kasabasının Ferhatlar Köyü’nde dünyaya geldiler. Babası Hocazâde Osman Fevzi Efendi (1845-1928), tahsîlini İstanbul’da tamamlamış ve Silistre’nin Satırlı ve Hacı Ahmed Paşa Medreselerinde yıllarca müderrislik yapmış mâruf bir dersiâmdır. Annesinin adı Hatice Hanım’dır. Dedesi ise, Kaymak Hâfız nâmı ile meşhur bir zât olup 110 yaşına doğru vefat etmiş olan Mahmud Efendi’dir. Hocazâdeler olarak bilinen bu asîl ailenin ceddi, Seyyid İdris Bey’e dayanır. İdris Bey, Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından Tuna Hân’ı nasbedilmiş ve üstelik kendisine kız kardeşi tezvic edilmiş bir zâttır. Babası Osman Efendi, İstanbul’da tahsiline devam ederken, dikkate şâyân bir rüya görmüştür. Rüyasında, vücudundan kopan bir parçanın gökyüzüne çıkıp dünyaya ışık saçtığını görür. Gördüğü rüyasını “Sulbünden gelecek bir evladının dünyayı mânen aydınlatacağı” şeklinde tabir eder. Silistre’ye dönünce evlenir. Dünyaya gelen Fehim, Süleyman Hilmi, İbrâhim ve Halil ismindeki dört oğlundan, rüyanın tabirine muvâfık düşecek isti’dâdı Süleyman Hilmi’de görür. Onun yetişmesi için husûsî bir ihtimam gösterir. Süleyman Efendi Hazretleri (k.s.), ilk tahsilini 1902’de Silistre Rüşdiyesi’nde ve Satırlı Medresesi’nde yapar. Daha sonra tahsilini tamamlamak üzere babası tarafından 1907’de İstanbul’a gönderilir. Babası onu İstanbul’a gönderirken şu tavsiyede bulunmuştur: “Oğlum, Usûl-i Fıkıh ilmine iyi çalışırsan, dininde kuvvetli olursun. Mantık ilmine iyi çalışırsan, ilminde kuvvetli olursun.” İstanbul’da, Fâtih Dersiâmlarından ve devrin meşhûr âlimlerinden Bafralı Ahmed Hamdi Efendi’nin ders halkasına oturdu ve 1913 yılında ondan birincilikle icâzet aldı. 1916’da Dârü’l-Hilâfeti’l-Aliyye Medreseleri, Kısm-ı Âlî (Sahn) Medresesi’ni bitirdikten sonra aynı yıl ihtisas (doktora) yapmak üzere tedrîsâtı 3 yıl olan Medresetü’l-Mütehassısîn’in (Süleymaniye Medresesi) Tefsir ve Hadîs şubesine girdi. (Devamı var) - 2 Medresetü’l-Mütehassısîn’in ilk iki senesini muvaffakiyetle tamamlayınca 1918 senesinde yirmi arkadaşıyla birlikte kendilerine -Şeyhülislamlık makâmının teklifi ve Padişah Mehmed Vahîdüddin Hân’ın tasdiki ile- İstanbul Müderrisliği Ruûsu verildi. 1919’da Medresetü’l-Mütehassısîn’in Tefsir ve Hadîs şûbesinden birinci derece ile mezun oldu. Medresetü’l-Mütehassısîn’den mezun olduktan sonra, Medresetü’l-Kuzât (Hukuk Fakültesi)’nin de giriş imtihânını birincilikle kazandılar. Fakat bunu büyük bir sevinç ile babasına mektupla bildirdiği zaman babasından şu telgrafı aldı: “Süleyman, ben seni cehenneme göndermek için İstanbul’a göndermedim.” Pederleri bu telgraf ile kendisine, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) “Üç kâdîdan ikisi cehennemdedir.” meâlindeki hadîs-i şerîflerini hatırlatıyorlardı. Süleyman Efendi Hazretleri (k.s.), pederine verdiği cevapta, “Kendisinin aslâ kâdîlık (hâkimlik) mesleğine sülûk etmeğe niyeti olmadığını, asıl maksadının, devrinin bütün zâhirî din ilimleri sahasında kemâle ermek olduğunu” bildirdi ve Medrese-i Süleymâniye’nin Tefsir ve Hadîs kısmından diplomasını alıp dersiâm olduğu gibi Medresetü’l-Kuzât’tan da mezun olup kâdîlık rütbesini aldılar. Böylelikle devrinin aklî ve naklî ilimlerinde en yüksek dereceyi ihrâz etmiş oldular. Ezelî takdir olarak Silsile-i Sâdât’ın 33. ve son halkası kendilerinin nasîbi olduğundan, Seyyidler zincirinin 32. halkası Salâhuddîn İbn-i Mevlânâ Sirâcuddîn (k.s.) Hazretlerinde mânevî seyr ü sülûkünü tamamladıktan sonra, tecelliyâtın büyüklüğünden üstazı, kendilerini İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî (k.s.) Hazretlerinin nisbet-i rûhâniyesine teslim ettiler. Dünyanın şu son zamanlarında ilâhî feyizden nasibleri bulunan insanları, yüksek himmetleriyle küfr ü dalâl çukurundan imân ve ihlâs sâhasına çıkardılar. Hâlen de çıkarmaktadırlar. Ebu’l-Fâruk Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s.) (SİLİSTREVÎ) Efendi Hazretleri, 16 Eylül 1959 (13 Rebîulevvel 1379) Çarşamba günü dâr-ı bekâya irtihal buyurdular. (Kaddesallâhü sirrahü’l-eaz) Ancak tasarruf ve irşadları, tamamıyla ve kemâliyle berdevamdır. Cenâb-ı Hak, sevenlerini ve bütün müminleri şefâatlerine nâil kılsın. (Âmin)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder