18 Aralık 2020 Cuma

Kim benim velî kuluma (evliyâullaha) düşman olursa… Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri Eshabına şöyle buyurdular: Allahü Teâlâ Hazretleri buyurdular: Kim benim velî kuluma (evliyâullaha) düşman olursa; ben ona harb ilân ederim. Kulum hiçbir şey ile bana yaklaşamaz; ancak ona farz kıldığım ibâdetleri sever (ve ihlas ile ifâ eder)se yaklaşır. Kulum (farzları sevdikten sonra) her zaman bana nafile (ibâdet-ler)ile yaklaşır. Farz ve nafile ibâdetlerin sonucu ben onu severim. Ben onu sevdiğim zaman, onun kulağı olurum, benimle işitir, onun o gören gözü olurum, benimle görür, onun o tutan eli olurum, benimle tutar ve onun o yürüyen ayağı olurum benimle yürür. Yemin olsun ki, eğer o kulum dua edip, benden bir şey isterse, mutlaka dilediğini veririm. Eğer o bir serden bana sığınırsa, mutlaka onu korurum.” Sahih-i Buhâri: 6021

 

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dünya iki gündür: Biri sevinç, biri üzüntü günüdür. Bunlar geçicidir. Öyle ise geçici olanı bırakın da daimi olan nimetlerine kavuşmak için çalışın.)

Bil ki, âhir zamanda en çok terk edilecek şey; Kur’ân-ı kerim ile amel etmektir.
Zira muhakkak ki saidlerden sonra eşkiyâ gelecektir. Bu eşkiyâ dünyanın süsleri (ve mallarına) aldandılar.
İsmail Hakkı Bursevi (k.s. ) Ruhu’l Beyan Tefsiri: 9/421.

İbni Mesud hazretleri buyuruyor ki:
Dünyada herkes misafirdir. Yanındaki şeyler emanettir. Misafirin gitmekten, emanetin ise geri alınmaktan başka çaresi yoktur.
Bu dünya, haramları terk eden için nimet, ibadet eden için ganimet, ibretle bakan için hikmet, manasını anlayan için selamet yeridir


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder