Mehmet Panaz
Hazret-i Peygamber sav : ‘Kedi sevgisi imandandır’ sözü nakledilir. Uhud seferinde önlerine yavrusunu emziren siyah-beyaz bir Habeş kedisi çıkınca, askerin güzergâhını değiştirmiş; dönüşte de bu kediyi sahiplenerek Muezza adını vermişti. Bir gün yanından geçen kedinin içmesi için su kabını hafifçe eğmiştir. Ebu Hüreyre’yi koltuğunun altında küçük bir kedi ile görünce, kedicik babası manasına gelen bu lakabı takmıştı. Hatta halk arasında anlatılır ki, zarar vermek üzere olan bir yılanı boğduğu için Resulullah aleyhisselâm kedinin sırtını okşamış; onun için kediler sırt üstü değil, dört ayağı üzerine düşerler. Mevlânâ’nın halifelerinden kedi sevgisiyle meşhur Pir Esad’ın lakabı Pisili Sultan idi; çok sevdiği kedisi de ayakucuna gömülmüştür. Anlatırlar ki, evliyanın büyüklerinden Ahmed Rufâî hazretleri otururken, kedisi gelmiş; eteğine uzanıp ve uyumuş. Cuma vakti erişmiş. Hazret kediyi uyandırmaya kıyamamış. Eteğini kesmiş, camiye öyle gitmiş. ‘Allah’ın mahlûklarına merhamet edin ki, Allah da size merhamet etsin’ sözü, eskilerin düsturu idi. Kediyi hapsedip ölümüne sebep olan bir kadının Cehennem’e gideceğini Resulullah haber vermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder