On binlerce yıldır, dünyadaki bazı milletlerin başına, başka gezegenlerden gelmiş başka insan türleri geçti. Bunu, günümüzde olduğu gibi gizlenerek, dış beden giyerek de yapmadılar. O zamanlar, açıkça gelmelerine ve dünya işlerine müdahale etmelerine izin vardı.
Böyle kişilerin dünyamızda hükümdarlık yapmalarından birkaç nesil sonra, bu milletlerin soyundan gelenler, her şeyi birbirine kattılar. Eskiden başlarına geçmiş olan başka dünyaların çok yüksek teknolojili insanlarını tanrılaştırdılar.
Antik Mısır'ın Firavunlarından bazıları da başka dünyaların insanıydılar. Günümüzde Ankebut Ağı'nın mensuplarının, Masonların, gizli Yahudilerin çok kıymet verdiği ve olağanüstü güçlere sahip olduğuna inandığı bazı kadim Mısır liderleri, dünyamızın insanı değillerdi. Onların zan ettiği gibi olağanüstü güçlere de sahip değillerdi. İlah da değillerdi, peygamber de değillerdi. Sadece olağanüstü teknolojiye sahiplerdi. Bu durum, Hindistanlıların büyük bildiği bazı kişiler için de böyle... Daha önce yazmıştım, dünya tarihinde çok önemli bir yeri olan Süleyman aleyhisselamın veziri Asaf bile Merih insanlarındandı. Vezir Asaf da tıpkı Süleyman peygamber gibi bilim ve teknolojide uçuk seviyede idi.
Dünya tarihinde, başka dünyalardan gelen uzaylı insanların sık sık tanrılaştırıldığı da oldu/yaşandı ama sadece kullar/insanlar değil, önem verilen bazı gök cisimleri de zamanla tanrılaştırıldı. Bazı milletler bu gök cisimlerini ilah bildi, taptı. Bunlardan biri de Sirius yıldızıdır.
Geçmişte çok yüksek sayıda insan Sirius yıldızını ilah bildi, ona taptı ve feci bir sona, sonsuz cehennem azabına gitti. Allah-ü teala bunu bizlere haber vermek ve tanrılaştırılan Sirius yıldızını yaratanın da kendisi olduğunu bildirmek muradı ile Kur'an-ı Kerim'de Necm suresi 49. ayet-i kerimesinde "O Şi'ra'nın da Rabbidir" buyurdu. Şi'ra yıldızı, günümüzde Sirius denilen ve iki yıldızdan oluşan ikili yıldız sistemidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder