3 Ağustos 2019 Cumartesi

BİR HAC HİKÂYESİ Sultan Abdülhamit hacca gitti mi? Osmanlılar zamanında 1900'lü yıllarda, mukaddes topraklarda bugünkü gibi Otel sistemi yokmuş!.. Çünkü, buralarda (mübârek belde de "Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere) yaşayan halk günlerce önceden Şehir dışına çıkar, hiç tanımadığı bir yerden Hac yapmak maksadı ile gelen kişileri karşılar, Evinde misafir eder, her türlü ihtiyacını karşılar! ve bundan da büyük şeref duyarlarmış!!!.. İşte böyle bir hac mevsiminde (Takriben 1903-1904 yılları) Mekke halkı yine Hacıları karşılamak üzere Şehir dışına çıkmış!. Bunlardan biri, gözüne kestirdiği uzun boylu, endamlı, sakallı, normal giyimli birisinin yanına yaklaşarak, kendisini Evinde misafir etmek istediğini bildirip, eğer gelirse büyük şeref duyacağını söyleyerek rica minnet evine davet etmiş!!!.. Gelen zat Hac müddeti boyunca o kişinin Evinde kalmış!. Hac zamanı bitiminde bu iki kişi helâlleşerek ayrılmışlar!. Ayrılırken, Hacı olan zat, Hane sahibine bir Kese Altun hediye etmek istemiş!. Hane sahibi bu Altunları kabul etmek istememişse! de, Hacı olan zat fevkalâde ısrar edince, Ev sahibi kabul etmek zorunda kalmış. Bir de mektup bırakıp ev sahibine demiş ki: “Bu mektubu ben gittikten en az bir gün sonra Mekke Emiri’ne teslim et!!!..” Hacı gittikten bir müddet sonra Hane sahibi kendi kendine: “Allah, Allah! Ben kiiim, koskoca Mekke Emiri kim, bu mektubu yazan o Hacı kim(!)” diye düşünmüş. Derken Hanımı mektubu Mekke Emiri’ne muhakkak vermesi gerektiğini, aksi hâlde vebâl altında kalacağını söyleyerek Bey'ini ikna etmiş!. Neticede çeşitli mercilerden geçerek mektubu Mekke Emiri'ne vermiş. Emir mektubu açınca hemen ayağa kalmış!, Selâm durmuş! ve Hane sahibine sormuş: - Şimdi nerede bu Misafir ettiğin zat-ı muhterem? - Efendim, Haccını tamamlayıp memleketine döndü!. - Bak mektup nasıl başlıyor: “Ben Harem-i Şerîfin Hâdim'i Halîfe-i Müslimîn Sultan Abdülhamid Hân-ı Sani ki...” Bunu duyan adam bayılmış ve 2 gün kendisine gelememiş!!!... İşte Cennet mekân Sultan Abdülhamid Hân, devletinin bekasını ve belki de mütevâzı bir Hac yapamayacağını düşünerek, kimseye haber vermeden Hac vazifesini yerine getirmiş ve Efendimizi ziyaret ile şereflenmiştir!!!..

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve yazı

Resulullah [sav] Efendim’iz ve Hz Cebrail [as] Bir Gün Nur Dağı Hira’dayken Beraber Hz Cebrail [as] Şöyle Der Ya Resulullah [sav] Şu Geleni Görüyormusun Bu Hz Hadice [ra] Dır ve Hz Hadice [ra] Gelir ve Hz Cebrail [as] Şöyle Der Ya Resulullah [sav] Yüce Allah [cc] Ona Benden Selam Söyle Diyor ve Ben Hz Hadice [ra] Kulumdan Razıyım Diyor Bende Diyorum Bendende Selam Söyle Bütün Mümin’lerin Anne’sine ve Resulullah [sav] Efendim’iz Şöyle Der Ya Hadice Şu Anda Yanımda Hz Cebrail [as] var Yüce Allah [cc] ve Hz Cebrail [as] Sana Selamı var ve Bende Diyorum Yüce Rabbim’in Selamı Senin Üzerine Olsun Ey Bütün Mümin’lerin Annesi Ey Hadice [ra (Hz Hadice [ra] Tam Beş Sene Boyunca Resulullah [sav] Efendimize Sabah Akşam Hira Mağarasına Yemek Götürürdü Yaşı ilermesine Rağmen Hira’yı Tırmanırdı) Sonsuz Selam Olsun Cennet Kadınların Efendisi Hz Hadice Tül Kübra [radıyallahu anhuma] Anne’mize
("Kim Eshabima söverse Allah'ın lâ'neti meleklerin lâ'neti insanların lâ'neti üzerine olsun") Hadis-i şerif)


Görüntünün olası içeriği: açık hava






















Genç kalmanın sırrı aç kalmak mı,az yemek mi?
Japon doktorun söylediği yeni bir şey değil.
Uzun süreli açlığın bağışıklığı güçlendirdiğini, insülin ve leptin direncini azalttığını, mitokondrilerin enerji etkinliğini artırdığını, açlık hormonu grelin seviyelerini düşürdüğünü, oksidatif stresi azalttığını, yağ yakımını hızlandırdığını, HGH (büyüme hormonu) artırdığını ve bu sayede tüm kronik enflamatuar hastalıkların önlendiğini senelerdir yazar çizeriz.
Sakalımız da yok, çekik gözlü de değiliz, kendimizi dinletemiyoruz!

Bu dünya yalan,
Varmı dünyada kalan,
Hani Sultan Süleyman,
Hani bunca besili küheylan,
Var birazda sen oyalan,
Toprak senide içine alan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder