Akincibay Arslan
Miraç hadisesinde, Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya kadar olan kısmı inkar eden mürted olur. Kur'an'ı, peygamberimizi ve Allah tealayı yalanlamış olur. Küfrüne hükmolunur, nikahı boş olur, Katli vacip olur. Bu gibi durumlarda fetvayı fertler değil, kadılar verir. İcrayı da İslam devletinin cellatları yapar. Fert fert herkes birbirini tekfir etme ve cezalandırma hakkını kendinde bulamaz.
Miraç hadisesinde Mescid-i Aksa'dan sema katlarına kadar olan kısımları inkar eden dinden çıkmaz ama dalalet ehlinden olur. Küfre çok yaklaşır ve feci bir sona gitmesinden korkulur
Lakin bu yaşadığımız devirde, şu son zamanlarda, manzara biraz farklı.. Bütün ikaz ve nasihatlere ve ispatlara rağmen burnunun dikine gidenlerin, hadisleri inkar edenlerin, Kur'an'ı kendi bozuk fikirlerine göre yorumlamak isteyenlerin, alimleri tanımayanların hem cahil, hem küstah, hem egoist, hem de art niyetli oldukları, samimiyetle gerçeği aramadıkları, çoğunun dini meseleleri bir eğlence ya da bir farkındalık ve gösteriş oluşturma aracı olarak kullandıkları görülüyor.
Bunlara ilimle, ispatla bir şey anlatmak için harcanan zamana yazık olduğunu acı acı görüyorsunuz. Bunların yaşam tarzlarına, alış verişlerine, sözlerine sadık olup olmadıkların, işlerini düzgün yapıp yapmadıklarına baktıkça da her türlü münafıklık alametinin bir arada üzerlerinde bulundurduklarını görüyorsunuz.Ve bunlara yasal olarak yetkilendirilmiş Mematiler gerekiyor. Bence boşuna kıymetli vaktinizi heba etmeyin. Çok çok on küsur sene sonra bu ülkenin ceza kanunları bu gibi İslamcıları arz üzerinden derhal kaldırıp nizam-ı alemi tesis edebilecek şekilde olacak.
----- Hadis- i Şerif : “Bütün Âdemoğulları günahkârdır, günahkârların en hayırlıları ise tövbe edenlerdir.” (İbn Mâce)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder