1 Ağustos 2019 Perşembe

"SON NEFESTE İMAN SELAMETİ.!."

Rüştü ŞahinHasan Bozkurt ve 32 diğer kişi ile birlikte.
"SON NEFESTE İMAN SELAMETİ.!."
_Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul’u fethettiği zaman, hocası Akşemseddin hazretlerine, Cuma namazını Ayasofya’da kılmak istediğini ve hocasına kendisinin imam olmasını söyler. Ayasofya’yı cami yapmak için seferber olunur. Cuma gününe cami yetiştirilir, cemaat namaza başladığı sırada Fatih Sultan Mehmed Han’ın abdesti kaçar. Tabii sultanın yanında da rastgele insanlar olmaz. Sağında ve solunda da en büyük hocalar, şeyh efendiler saf tutarlar. Kamet getirilir, imam Allahü ekber der. Fatih Sultan Mehmed han, ne yapacağını şaşırır. Abdestsiz namaz kılınmaz. Abdest almaya çıksa izdiham olacak... Namaz kılar gibi eğilip kalksa, Cumadan mahrum kalacak. Ya Rabbi, ben ne yapayım şimdi derken, yanındaki bir şeyh efendi firasetiyle vaziyeti anlar. Cübbesini açar, buradan abdest al der. Sultan bakar ki, çeşme var, su var. Acele olarak abdestini alır ve rükûa varmadan önce imama yetişir. Namaz biter, selam verilir, dualar yapılır.
Ertesi gün Fatih Sultan Mehmed Han, hocası Akşemseddin hazretlerini ziyarete gider. Ayrılırken, (Hocam dua buyurun) der. O da, (Allah iman selameti versin) der.
Daha uzun dua bekleyen Fatih Sultan Mehmed Han, şaşırıp kalır. Hocası sorar;
— Ne oldu, beğenmedin mi?
— Bu kadar mı efendim?
— Evladım yetmez mi? En kıymetli dua budur. Dün sana cübbesini açıp abdest aldıran şeyh, bir saat önce öldü; ama imansız gitti; çünkü bu kerametinden dolayı ona kibir geldi..."cenabı hak son nefes dahil imandan ayırmasın,cuma gününün hayrı ve bereketi üzerinize olsun selamlar.
► Bir Gün Hazreti Huzeyfe, Rasülullah Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimize Sordu:
▬ “Yâ Rasülullah... Acaba Müslümanlar İslâmiyet’ten Önceki Hâllerine Döner mi?”
▬ “Hayır, Dönmezler Ama Bizden Sonra Bulanık Bir Zaman Gelir...”
▬ “Bulanık Ne Demektir Yâ Rasülullah?”
▬ “Yani İyiler Olur, Kötüler Olur, Âlimler Olur, Zâlimler Olur; Karışık Bir Zaman Olur. Ondan Sonra Daha Kötü Bir Zaman Gelir...”
▬ “O Zaman Neler Olur Yâ Rasülullah?”
▬ “O Zaman, Dini Anlatanların Peşine Gidenler Cehenneme Gidecek...”
▬ “Din Diye Neyi Anlatacaklar?”
▬ “Kur’an-ı Kerîm’den, Hadîs-i Şeriften Bahsederler Ancak Allah’ın ve Rasülullah’ın Bildirdiklerini Değil, Kendi Düşüncelerini, Allah’ın ve Peygamberin Emri Gibi Anlatırlar. İşte Onların Peşinden Gidenler Felâkete Uğrayacaktır...”
▬ “Yâ Rasülullah... O Zamanda Ben Dünyâya Gelmiş Olsam Ne Yapmam Gerekir?”
▬ “Dünyâda Hak Yolda Olan Bir Cemaât Kıyâmete Kadar Bulunur. Bu Cemaâti Bul, Onlara Uy ve Kurtul...”
▬ “Yâ Rasülullah... O Cemaâti de Bulamazsam Ne Yapmalıyım?”
▬ “Onu da Bulamazsan Evinde Otur, Kimseye Karışma...”
[Mişkât-ül-Mesâbih]
(Paylaştığım şeyleri kaç kişi okuyor merak ediyorum çünkü çoğu uzun olduğu için okumayı sevmiyor da..)
Görüntünün olası içeriği: yazı
Ben abdestsiz hiçbir devlet işine imza atmadım. Cennet mekàn Sultan Abdulhamid Han.
SEDEF HASTALIĞI İÇİN MUCİZE
Ben Ankara'nın bir ilçesinde bir okulda müdür yardımcılığı görevini yapıyorum. Bundan 12 yıl kadar önce, Anadolu'da bir köyde öğretmenlik yaparken, 11 yaşlarında bir öğrencim sedef hastalığına yakalanmıştı. Ben de çocukla ilgilendim. Ve babasıyla birlikte Ankara'da gezmedik hastane, doktor bırakmadık. Çocuk bir türlü iyileşmedi. Hastalık vücudunu tümüyle sarmıştı. Derileri dökülüyordu. Köyün birinde, askerliği sırasında bitkilerle ilaç hazırlayan bir askeri doktorun yanında bulunmuş bir yaşlı adam vardı. Son çare olarak o adama başvurduk, bizim bulunduğumuz köye gelmesini sağladık. Bu yaşlı adam çocuğu görünce, bunun çaresi çok basit dedi. Şaşırdık. Çünkü o güne kadar çocuk için çok büyük miktarlarda para harcanmıştı. Bize köyde, çalı diplerinde bulunan yabani pancar kökü (köyde gavur pancarı da denir) toplamamızı ve bunlardan 5-6 tane getirmemizi istedi. Pancar köklerini un gibi öğüttü ve bu unu yağda kavurdu. Çocuğa banyo yaptırdık ardından. Bu macun gibi maddeyi çocuğun tüm vücuduna sürdü. Bir gün bekleyip, çocuğa yeniden banyo yaptırıldı. Ve yeniden bu macun sürüldü. Ertesi gün de bu işlem bir kez daha tekrarlandı. Tertemiz oldu. O dökülen deriler nereye gitti anlaşılacak gibi değildi. Ve bundan sonra öğrencim sedef hastalığından kurtuldu. Şu anda o öğrencim evli ve çocukları var. Bir daha hiç bu hastalıkla karşılaşmadı. Bu olayı asla aklımdan çıkarmadım. Yakınlarımdan sedefe yakalanan olursa, hiç çekinmeden bu basit çareyi önerdim ve çok başarılı oldu. Çok okunan ve ilgi çeken köşenizde bu basit ilacı yayınlarsanız, size yazan birçok çaresiz kalmış sedef hastasına yardımcı olacağınıza inanıyorum.
(Alıntı)
Görüntünün olası içeriği: bitki, doğa ve açık hava

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder