1 Aralık 2020 Salı

ÂLİMLERE HÜRMET, FAKİRLERE ŞEFKAT Bir hadîs-i kudsîde buyurulmuştur ki: İnsan dünyada, gideceği bir yolu nasıl ancak rehberle bulabiliyorsa cennetin yolunu da ancak ilimle bulabilir. Dünyada malı nasıl zorlanarak kazanıyorsanız, yine böylece ancak benim ibâdetime sabrederek cennete girebilirsiniz. Bana nâfilelerle yaklaşın. Rızâmı; miskinleri, fakîrleri kendinizden hoşnut etmekte arayın. Âlimlerin meclislerinde bulunarak rahmetime koşuşun. Zîrâ benim rahmetim, âlimlerden bir an ayrılmaz.” Cenâb-ı Hak, Mûsâ Aleyhisselâm’a şöyle vahyetti: “Ey Mûsâ! Emirlerimi dinle, muhakkak benim emirlerim haktır. Fakirlere karşı kibirlenenleri kıyâmet günü karıncalar gibi (küçücük bir surette) diriltirim. Bir fakire tevâzu göstereni, dünyâda ve âhirette yükseltirim. Her kim bir fakirin gizli bir hâlini ifşâ ederse, ben de onun gizli yetmiş ayıbını izhâr ederim. Bir fakire ihânet ve hakâret eden muhakkak benimle harbe tutuşmuş olur. Her kim bana îman ederse dünyada ve âhirette o kulumu meleklerle musâfaha ettiririm.”

 Erkeğin hanımı üstündeki hakkı nedir?

CEVAP
Bu konuda, İslâm Ahlâkı kitabında buyuruluyor ki:
Ve dahî, hazret-i Alî “kerremallahü teâlâ vecheh”den rivâyet olunur ki, bir gün, Resûl-i ekremin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” huzûruna bir avret gelip, (Yâ Resûlallah! Bir ere varmak isterim, ne buyurursunuz) dedi. Seâdet ile buyurdu ki, (Erin hakkı, avretin üzerinde çoktur. Hakkından gelebilir misin?) O avret, (Yâ Resûlallah! Erin hakkı nedir.) dedi.
Buyurdu ki, (Sen onu incitir isen, Allaha âsî olursun ve namâzın kabûl olmaz.) O avret, etti, dahâ var mı? Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Hangi avret, erinden izinsiz, evinden dışarıya çıksa, her adım başına günâh yazılır.) Avret etti, dahâ var mı? Resûl-i ekrem buyurdu ki, (Erine kötü söz söylerse, kıyâmette dilini ensesinden çıkarırlar.) O avret etti, dahâ var mı? Resûl-i ekrem buyurdu: (Hangi avret ki, malı ola da, erinin hâcetini bitirmeye, âhirette o avretin yüzü kara ola.) Ve o avret etti, dahâ var mı? Resûl-i ekrem buyurdu: (Hangi avret, erinin malından uğrularsa ve bir başkasına verirse, ve eri ile helâlleşmezse, Allahü azîm-üş-şân, o avretin zekât ve sadakasını kabûl eylemez.) Avret etti, dahâ var mı? Resûl-i ekrem buyurdu: (Hangi avret, erine sövse veyâ karşı gelse, tamu içinde, dilinden asalar ve hangi avret çengi ve çalgı dinlemeye varsa ve bir akça verse, küçük yaşından beri kazanmış olduğu sevâp mahvola ve üzerindeki libasları da davâcı olup, bizi mübârek günlerde giymedi ve helâline karşı giymedi, harâm yerlere gitti, dedikte, Hak teâlâ buyurur, böyle olan avretleri, bin yıl yaksam gerektir.) [Sinemanın, radyo ve televizyonun kötü taraflarını buradan da anlamalıdır.] O avret, bu cevâpları işitince, (Yâ Resûlallah! Bu zamâna gelince, ere varmadım, yine varmam) dedi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder