18 Aralık 2020 Cuma

☝️Allah'ım☝️ Bizlere; Allah'a (cc) ve Peygambere (sav) itaat eden, ana ve babasına hürmet eden, insanlığa hizmet eden hayırlı evlatlar ve nesiller bahşeyle Gönül, kendine benzeyen gönüle akar.."🌹 Hz. Âli (R.a)

 

"Muhakkak öfke insan kalbinde yanan bir kordur. Öfkelinin gözlerinin kızarmasını görmüyor musunuz? Öfkelenen kimse ayakta ise otursun, oturuyorsa yatsın.(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü 'l-Îmân)

"ÜRVETÜ'L-VUSKÂ (SAĞLAM HALKA)"
Muhammed Bahâiiddin Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretleri Buyurdular ki:
"✔ Bizim yolumuz ender bulunan yollardandır. [ Ürvetü'l-Vuskâ ] sağlam halkadır.
_ Resûlullâh Efendimiz'in (s.a.v.) sünnet-i seniyyesine sarılmaktan, Ashâb-ı Kirâm'ın takip ettiği yolu takip etmekten başka birşey değildir.."

İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda dinini muhafaza için sabreden kimse, ateş korunu elinde tutan gibi olacak." (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)

İLK LÜZUMLU BİLGİLER
Bir Müslüman âkil-bâliğ olunca kendisine vâcip olan ilk şey îmânını tashîh etmek, yani îmân bilgilerini Ehl-i Sünnet'e uygun olarak öğrenmektir. Sonra tahâret, namaz, oruç gibi üzerine farz olan ibâdetleri yapabilecek kadar ilmihâlini öğrenmesi lâzımdır.
Her Müslüman Allâhü Teâlâ'nın emrettiklerini işlemeli, yasakladıklarını terketmelidir. Eğer Rabbine karşı bir kusur işlerse, Allâhü Teâlâ'nın azâbına müstehak olmadan tevbe etmesi lâzımdır.
Tevbenin şartları; günâhı derhal terk etmek, işlediği günâha pişman olmak, hayatı boyunca ona bir daha asla dönmemeye kat‘î olarak azmetmektir. Tevbeyi geciktirmek ve ‘Cenâb-ı Hak hidâyet edince tevbe ederim' demek aslâ câiz değildir.
Müslüman dilini çirkin sözlerden muhâfaza etmelidir. Dilini yemin etmeye alıştırmamalı, talâka (boşamaya) âit sözleri kat‘iyyen ağzına almamalıdır. Hiçbir Müslümana iftirâ, gıybet etmemeli, sövmemeli, aslâ yalan yere şâhitlik etmemelidir.
Müslüman Allah için sever, Allah için düşmanlık eder. Rızâsı da öfkesi de -nefsi için değil- Allah içindir. Ma‘rûfu emreder, münkeri nehyeder. Yalan, gıybet, dedikodu, kibir gibi huylardan sakınır. Kendini beğenmez, riyâ, gösteriş yapmaz, haset etmez, kin tutmaz. Kendini başkalarından üstün görmez. İnsanların gizli ayıplarını araştırmaz. Faydasız işlerle meşgul olmaz, zinâ etmez, bakması câiz olmayan kadınlara bakmaz. Gönül rızasıyla vermedikçe kimsenin malını haksız olarak yemez.
Müslüman namazı vaktinden geciktirmez. Kötü ahlaklı ve günahkâr kimselerle sohbet etmez, arkadaş olmaz. Rabbini gazablandırmak bahasına insanları memnûn etmeye çalışmaz.
Müslüman, yapacağı her hangi bir işin dindeki hükmünü bilmeden onu işlemez. Bilmediklerini Resûlullâh'ın sünnetine yapışan hakîkî âlimlere sorar.
Allâhü Teâlâ, Ümmet-i Muhammed'i sünnet-i seniyyeye uymaya muvaffak kılarak peygamberimizin şefâatine nâil eylesin.

ANNE ve BABA nıza ‘Öf’ bile demeyin.
Dinimiz, anne ve babayı üzmek, incitmek, şöyle dursun; yüzlerine karşı “Öf” bile demeyi yasaklamış, onlara son derece saygılı olmayı, hoşgörülü davranmayı ve onları yürekten sevmeyi emretmiştir.
Anne-babamız bize darılsalar da, kırıcı ve acı sözler söyleseler de, onlara daima güler yüz göstermeli, hoşgörülü olmalıyız. Onlardan hiçbir zaman şikayet etmemeliyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder