Cemâziyelâhir'in bitmesine sekiz gün kala salı gecesi, Hicret'in 13. (M. 634) senesinde altmış üç yaşında vefat etmiştir. Hilâfeti, iki yıl, üç ay, on gündür.
Hz. Ömer, Mescid-i Nebevî'de cenâze namazını kıldırdı. Hz. Ebû Bekir geceleyin defnedildi. Kabrine oğlu Abdurrahmân, Ömer, Osmân ve Talha (r.anhüm) indirdiler. Mübârek başı Peygamber Efendimiz'in omuzları hizâsına gelecek şekilde kondu.
Kendisinden sonra Hz. Ömer'i halîfe tayin etti. İrşad vazifesine de Selmân-ı Fârisî (r.a.) Hazretleri devam ettiler.
Hz. Ebû Bekir'in son sözü,
" _*Teveffenî müslimen ve elhıknî bi's-sâlihîn*_." duâsı oldu ki " _Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat._" demektir.
Hz. Ali anlattı:
" Hz. Ebû Bekir vefat etmeden önce beni yanına oturttu ve;
" _Yâ Ali! Ben öldüğüm zaman Resûlullâh'ı (s.a.v.) yıkadığın gibi beni de sen yıka. Güzel kokular sürdükten sonra Resûlullâh'ın (s.a.v.) bulunduğu Hücre-i Saâdet'e götürün ve izin isteyin. Kapının açıldığını görürseniz beni oraya defnedin. Yok, kapı açılmazsa beni -Allah kulları arasında hüküm verinceye kadar- Müslümanların kabristanına defnedin_." dedi.
Vefat edince, Hz. Ebû Bekir'i yıkadım, kefenledim. Resûlullâh'ın (s.a.v.) kapısına izin için ilk gelen ben idim. _Yâ Resûlallah! Bu gelen, Ebû Bekir'dir, yanınıza defnolunmak için müsaade istiyor_, dedim. Kapı açılıverdi. Ve;
' _*Habîbi*_ (dostu, sevgiliyi), _*habîbine*_ (dostuna) _*getirin Zira habîb, habîbini özlemiştir*_.' diye bir ses işittim."
[Fazilet Takvimi]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder