21 Aralık 2020 Pazartesi

Kızdığı zaman, yerine emanet edilen sırları ifşa edenler, aşağı kimselerdir.

 DİN'DE ÎTİKAD VE AMEL

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurdular:
“Şer’-i şerîf iki kısımdır: İtikâdî kısmı ve amelî kısmı.
İtikâdî kısmı, dînin asıllarındandır. Amelî kısmı ise, dînin fürûundandır. İtikâdını kaybetmiş olan kimse, kurtuluş ehlinden değildir. İtikâdını kaybeden kimsenin âhiret azâbından kurtulması, asla düşünülemez. Amelini kaybetmiş olan kimsenin işi, Allah Sübhânehû ve Teâlâ’nın meşiyyetine (dilemesine) havâle olunmuştur. Eğer Cenâb-ı Hak dilerse onu affeder, dilerse günahı miktarınca ona azab eder.
Cehennemde ebedî olarak kalmak, itikâdını kaybedip dinin zarûriyyâtını inkâr edene mahsustur. Cenâb-ı Hak, amelini kaybeden, ibâdetini terkeden kimseye her ne kadar işlediği günahı miktarınca azab etse de onun hakkında cehennemde ebedî kalmak yoktur.”
(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3, m. 17)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder