Kitabı okumaya başlamış. Kitabın baş kısmında, “Hazineye ulaşmak için sayfa atlamadan okuyunuz. Eğer bir sayfa dahi atlarsanız hazineye erişemezsiniz.” yazıyormuş. Kitapta Arapça metinler varmış. Genç, başkaları da bu sırrı öğrenip hazineye sahip olmalarından korktuğu için metni tercüme ettirmek yerine
Arapça öğrenmeye başlamış. Sonunda Arapça bir metni mükemmel şekilde okuyacak hale gelmiş. Fakat bir noktadan sonra kitap Çinçe devam ediyormuş. Sonra da başka lisanlar geliyormuş. Genç adam, azimle ve sabırla bu dillerin hepsini öğrenmiş. Bir süre sonra da başkentin en iyi tercümanlarından birisi olmuş. Kitabın ilerleyen sayfalarında hazinenin nasıl idare edileceğine dair talimatlar varmış. Genç adam, bu sefer de iktisat
Ve ticaret öğrenmiş; ayrıca hazineyi bir kere ele geçirdikten sonra dolandırılmamak için kıymetli şeylerin değerlerini de belirlemeyi öğrenmiş. Çok lisan bilen ve malliyeden iyi anlayan biri olarak şöhreti sultana kadar ulaşmış. Sultan, onu devletinin genel valisi olarak tayin etmiş. Kitabın sonlarına doğru eserde daha teknik
bilgiler yer alıyor; büyük taş kapılar açılırken büyük taş kütleler nasıl çıkartılır, yol yapımında yolları düzlemek için dolambaçlı yerler nasıl doldurulur ve buna benzer konular anlatılıyormuş. Bu sırları hiç kimseyle paylaşmayı düşünmeyen ve dolayısıyla hiç kimseden yardım almayan o dul kadının oğlu, böylece bilge ve
Sayılan bir kişi olmuş. Daha sonra mühendislik ve şehir planlamacılığı çalışmış. Nihayet kültürünü ve bilgisini çok takdir eden sultan, onu vekili ve sarayın mimarı atamış. Derken sonunda vezirliğe yükselmiş. Genç, sonunda son sayfaya gelmiş. Bu son sayfayı okuyacağı gün, padişahın kızı ile evlenecekmiş. Delikanlı, son yaprağı çevirip şu son cümleyi okumuş;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder