► Aziz Mahmud Hüdâî Hazretlerinden Tavsiyeler
⚛ Kıbleye Karşı Tükürmeyiniz.
⚛ Allah’ın Kullarına Kötü Zanda Bulunmayınız.
⚛ Sana Emânet Edilen Bir Sırrı Kimseye İfşâ Etme!
⚛ Her Hâlükârda Verdiğin Sözünü Yerine Getirmelisin.
⚛ Şeriat-ı Şerifeye Muhâlif Kötülüklerden Sakınmalısın.
⚛ Şeriatın Hükümlerine Hıyânet Eden Cehennemden Emîn Olamaz.
⚛ Rasül-u Ekrem’in Yolundan Başka Hiçbir Yol Kişiyi Allah’a Ulaştırmaz.
⚛ Yolda Yürürken Önüne Bakmalı, Faydasız Şeylerle Meşgûl Olmamalısın.
⚛ Abdestini Kıbleye Karşı Dökerek Al, Allah Rızâsı İçin İki Rekât Şükür Namazı Kıl.
⚛ Yalan Sözden Kesinlikle Kaçınmalısın ve Her İşittiğin Sözü Başkasına Söylememelisin.
⚛ Dilini Gıybetten, Laf Taşımaktan, Çirkin Sözlerden, Fâidesiz Kelâmdan Sakındırmalısın.
İSTANBUL'UN FETHİ
Fâtih Sultan Mehmed Han Hazretleri, tahta geçtiğinde en büyük hedef olarak İstanbul’un fethini görüyordu. Onun için hiçbir tedbiri geri bırakmayıp her türlü hazırlığa girişti.
İstanbul, o tarihlerde dünyanın en büyük ve kalabalık şehirlerinden biri olup kalesi ise hepsinden sağlam idi. Zîra üç tarafında deniz; karadaki batı tarafında ise üç sur bulunup her bir surun arasında deniz suyu hendekleri var idi. Her bir hendek arasında müstahkem müdâfaa mevkileribulunmaktaydı.
Fâtih Sultan Mehmed Han, önce Bizans kralından bir sığır derisi mikdarınca yer vermesini istedi (1452). O bunu pek az görüp “Bunu ne yapacaklar?” deyip verdi.
Sultan hemen birçok bina ustası ve zanâatkâr hazırladı ve Anadolu Hisarı’nın tam karşısında boğazın en dar yerine sevketti. Orada sığır derisini incecik şerit şeklinde kesip yere yaydılar. Kapladığı sahaya pek sağlam ve gâyet yüksek bir hisar inşâ ettiler ki buna Rumelihisârı dendi. Buraya toplar yerleştirdi. Böylece boğazın iki yakası tutulmuş ve Karadeniz’den İstanbul’a her türlü geçiş kontrol altına alınmış oldu.
Fâtih Sultan Mehmed Han sonra Edirne’ye geçti. O günün şartlarında insan gücüyle yapılması mümkün olan her türlü harb aletini hazır ettikten sonra askeriyle İstanbul üzerine yürüdü. Elli bir gün deniz ve kara tarafında pek şiddetli harb oldu. Gemiler karadan yürüdü. Nihayet Akşemseddin Hazretlerinin duâsı ve evliyânın imdâdı ile şehir Müslümanların eline geçti.
O gün, bütün İslâm âleminde umûmî bir bayram oldu. Kâhire’de ve diğer İslâm beldelerinde şenlikler yapıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder