4 Temmuz 2019 Perşembe

Ayrıca Ehl-i Sünnet’i / doğru Müslümanlığı baltalamak için sürekli baskı altında tuttuk. Buna mukabil Ehl-i Bid’at ve Dalâleti ise besledik, semirttik, cesaretlendirdik. Böylece “İslâm’ı mihraplardan yıkma”yı planlayanların ekmeğine yağ sürdük. Din adamı yetiştirmek üzere açılan müesseselerde, din âlimi bir yana, itikadi-ameli-ahlaki yönlerden İslâm’la bile alakası olmayan, sadece “dinler tarihi ve kültürü” elemanları yetiştirdik. Halen de bu yıkım devam etmiyor mu? Atalarımızın tabiriyle, “Taşlar bağlanıp köpekler salıverildi” demek yanlış mı olur? Nitekim bizler dahi eroin tacirleri gibi hep orada-burada kaçak-göçek okuduk. Ama Rabbimize hudutsuz şükürler olsun ki, gene de bu günlere gelebildik. Daha da iyi olacağına dair elbette ümitvarız da...

Leşker-i duânın duası mahall-i icabete vâsıl olmadıkça, leşker-i gazâ cephede muzaffer olamaz.”Dua askerinin duası kabul olmadıkça, cephedeki asker zafer elde edemez, demek oluyor.

Veysel Gürler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder