3 Ekim 2019 Perşembe

► Hazreti Ali (Radiyallâhû Anh) Rivâyet Eder ki; Bir Kimse Günde Üç Kerre ve Cum’a Günü Yüz Kerre, “Salavâtullahi ve Melâiketihi ve Enbiyâihi ve Rüsûlihî ve Cemi’i Halkıhî Âlâ Muhammedin ve Âlâ Âl-i Muhammed Aleyhi ve Aleyhim Esselâmü ve Rahmetullâhi ve Berekâtühü...” Dese, Bütün İnsanların Salâvatları Kadar Sevâp Kazanır. Kıyâmet Günü Hazreti Sultânü’l Kevneyn ile Beraber Haşr Olur ve Hazreti Rasül (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Eline Yapışıp Cennete Götürür. [Riyâdü’l Müzekkirîn]

Selman Akyol
Bir üzüntü, bir sıkıntı olursa, kabahati hiç kimsede aramamalı, kendimizde aramalıyız. Çünkü Allahü teâlâ kullarına zulmetmez. Dinimiz içinde hiçbir zarar yoktur, olamaz. Dinimizin dışında da hiçbir fayda yoktur ve olamaz. Sıkıntıdan kurtulmanın çaresi bol bol istigfar edip, kendini hesaba çekmek, kabahati kendinde bulmaktır.
İmam-ı Rabbani hazretlerine bir talebesi mektup yazar, (Efendim çok hastayım) diye dert yanar. Cevaben, (Senin başka bir hastalığın var. Bu asıl hastalığından niye bahsetmiyorsun? Bu hastalıkla ölürsen Cehenneme gidersin. Senin kalbin hastadır) diye yazar. O kişi hatasını anlar, hemen tekrar mektup yazıp, (Evet, kalbim çok hastadır, bana dua edin!) diye arz eder. İmam-ı Rabbani hazretleri ona şu cevabı yazar:
(Sen önce şunları yap ki duaya layık olasın:
1- İnsan önce suçunu, hastalığını kabul etmeli. Hastalığım yok diyene niye ilaç versinler?
2- Pişman olup tevbe etmeli, günahtan vazgeçmeli!
3- Dille Allahü teâlâya yalvarmalı!
Bu üç şart yerine gelirse yapılan dua kabul olur. Bu üç şart yerine gelmezse, duanın faydası olmaz.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder