Yetiştiği Yerler: Bütün Avrupa’da yetişen, nemli ormanları seven bir bitkidir. Yurdumuzda da kuzeyde özellikle Kuzeydoğu Anadolu’da yetişmektedir.
Kullanılışı: Yaz boyunca çiçekli olan bitkinin orta yaşlı dalları bu mevsimde 30’ar cm uzunluğunda kesilir. Kabuklar odun kısımlarından ayrılarak kurutulur. Taze kabuklar kusturucu ve tahriş edici olduklarından en az 1 senelik kabuklar kulanılmalıdır. Böylece kusturucu ve tahriş edici etken olan Frangularosid fermente olarak parçalanır.
İlaç yapmak için kabuklar toz haline getirilip, suyla kaynatılır.
İçindeki Maddeler: Tanen, sapo-nin, şekerler, acı madde ve Frangulin, glikofrangulin, frangulo-emodin gibi antrakinon türevleri barut ağacı kabuğunun içerdiği kimyasallardır.
Tıbbî Etkiler: Taze kabuklar tahriş edici olduklarından kusturucudur. Eski kabuklar ise taşıdıkları antrakinon türevleri sebebi ile kalın bağırsakta su emilimini engelleyerek müshil olarak tesir ederler. Müshil etkisinin alışkanlık yapması, sinamekiye göre daha zordur. Bu sebeple özellikle yaşlılarda görülen ve dışkılamama alışkanlığına bağlı, ancak müshil ilaç ile dışkılama yapılabilen vakalarda faydalı olacaktır. Bunun yanında tüm müshil ilaçlarda olduğu gibi 2-3 haftadan fazla kullanılmamalıdır.
Kurutulmuş kabukların tozları günde 3 kez 1'er gr. olarak veya 100 gr. kabuk 1 It suda kaynatılarak bu sudan günde 3 bardak içilir.
Daha kuvvetli müshil gereken vakalarda çeşitli bitkiler ile kombine edilebilir.
20 gr. taş anasonu tohumu 30 gr. nane yaprağı, 10 gr. sinameki 30 gr. barut ağacı kabuğu, veya hepsinden 25 gram olmak üzere papatya, rezene, sinameki ve barut ağacı kabuğu karıştırılır. Her 2 karışım da, 1 cezve kaynar suya 2 çaykaşığı atılarak 10 dk. kaynatılır. Her gece içirilir.
Barut ağacının taze meyvalarının suyu da 1 çay kaşığı dozunda faydalı olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder