30 Kasım 2019 Cumartesi

Manen görevlendirilmemiş (nâ ehil) şeyhlerin özellikleri nelerdir? İsmail Hakkı Bursevî hazretleri Rûhu’l Beyan Tefsiri’nde bu konuda şunları

(müridlerinin) hepsi helak olup giderler.
Günümüzde mürid olmayan kişiler, şeyhlik iddia etmeye başlamıştır. (İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri 18. yüzyılın başlarında yaşamıştır, günümüzdeki durumu kıyas edelim.)
Cahil şeyhler;
İsimlerinin anılmasını,
Şöhretlerinin yayılmasını,
Müritlerinin çok olmasını isterler.
Bu yolda makam, mevki, kabul ve rant elde etmek için gayret sarf ederler.
Bu cahil şeyhler, bu büyük işi (irşad makamını) ve büyük övgüye layık olan (velâyet makamını ve şeyhliği) çocukların oyuncağı ve şeytanın güleceği bir şey hâline getirdiler.
Hatta şeyhlik makamına, miras yoluyla oturmaya başladılar.
Onlardan biri öldüğü zaman, o şeyhin oğlunu, hemen onun makamına oturtuyorlar.
Şeyhliği baba ve dededen alanların tarîkatları; gerçekten bitmiş, nuru sönmüş ve kesilmiştir.
Şeyhlik makamı, maddî bir makam değildir. Şeyhlik makamı, mânevî bir makamdır. Şeyh olmak için bir kişinin önce, evliyâ ve âlim olması lâzımdır. Velâyet makamına eren kişi; ilim, amel, takva ve ihlas ile Allah (c.c.)’a yaklaşır.
Şeyhlik sebebiyle nefsin hazlarını (insanların ilgi ve saygısını) kendisine çeken (ve dünyevî kazanç elde edenler), yeryüzünde Allah (c.c.)’ın şahidleri olan gerçek evliyânın indinde mel’ûndurlar. Çünkü bu kişiler kendilerini, büyük sâdâtın (evliyâullah ve mürşid-i kâmillerin) yerine koydular.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder