31 Mayıs 2020 Pazar

Karaciğer hasarının belirtileri: Vücudunuzun size verdiği 12 işaret

Karaciğer, birçok fonksiyonu olduğu için olmadan yaşayamayacağımız, insan vücudundaki en önemli organlardan biri. Bu yüzden karaciğer hasarının belirtilerinin farkında olmalı ve bu organa iyi bakmalıyız.

İnanması güç ama karaciğerin 100’den fazla hastalığı var. Bununla ilgili olarak olumlu olan tek şey, her hastalığın kendine has semptomları olması. Karaciğer sirozu, karaciğer yağlanması, hepatit ve alkolik karaciğer hastalığı bu organın sahip olabileceği hastalıklardan sadece birkaç tanesi. Yazımızın devamında sıklıkla görülen ve farklı hastalıkların belirtileri olan durumları bulabilirsiniz.

Karaciğer hasarının belirtileri: Vücudunuzun size verdiği 12 işaret

1. Kabızlık, ishal ve bağırsak kanaması

Kabızlık ve ishale bağlı olarak bağırsak kanaması görebilirsiniz.

2. Karın ağrısı

Bu ağrı genellikle karaciğerin olduğu bölgede, yani göğüs kafesinin sağ üst çeyreğinde meydana geliyor. Karaciğer doğru çalışmadığı zaman bu bölgede hassaslık ya da ağrı olabilir.

3. Cilt kaşınmasında artış

Cildiniz dokunmaya karşı aşırı hassaslaşabilir, kaşınabilir ve döküntüler meydana gelebilir. Vücudunuzdaki damarların daha da belirginleştiğini fark etmekle birlikte sık sık morluklar da görebilirsiniz. Karaciğerdeki sorun doğru bir şekilde tespit edilip tedavi edilmediği sürece, cilt hassaslığı ve kaşınma büyük ihtimalle iyileşmeyecektir.

4. Ödem

Ödem, özellikle de ayak ve ayak bileklerinde görülen ilk belirtilerden biri. Lenfatik hastalık, kalp yetmezliği ve hormonal dengesizlik ödemin nedenlerinden bazıları. Ödemin gerçek sebebini öğrenmek için mutlaka bir doktora gitmelisiniz.

5. Karın bölgesindeki değişiklikler

Karnınızın alt kısmında kramp ya da ağrı hissediyorsanız, bunun sebebi karında su birikmesi ya da  karaciğer hasarı olabilir. Karaciğer hasarının en erken semptomlarından biri karın boşluğunda sıvı toplanmasıdır. Bu semptomlarından birine sahip olan hastalar mutlaka doktorlarıyla görüşmelidir.

6. Sarılık

Gözlerinizdeki, parmak uçlarınızdaki, dilinizdeki ve cildinizdeki sararma sarılığın göstergesi olan belirtilerdir. Bu hastalık genellikle bilirubinin vücut dokusunda ve kan dolaşımında artmasıyla ortaya çıkar. Eğer bu semptomlara sahipseniz safra kesesi veya pankreas sorunları da yaşıyorsunuz demek olabilir.

7. Dışkı rengindeki değişiklik

Dışkı renginin değişmesi karaciğerin yeteri kadar safra salgılayamaması sonucu meydana gelir. Dışkı rengi normal ve sağlıklı olan kahverengi yerine gri, kil rengi veya soluk sarı halinde görülebilir. Zaman zaman dışkı renginde değişiklik gözlemlenmesi normal ancak sık oluyorsa doktorunuza görünmelisiniz.

Karaciğer hasarının belirtileri: Vücudunuzun size verdiği 12 işaret

8. İdrar rengindeki değişiklikler

İdrar rengindeki değişim böbrek hasarının bir belirtisi olabilir. Yeteri kadar su içmeniz durumunda bile idrarınızın hala turuncuya yakın koyu bir rengi varsa bunun potansiyel nedeni kan dolaşımındaki bilirubinin azalmasıdır.

9. Sindirim sorunları

Karaciğerin bu kadar önemli bir organ olmasının bir nedeni de besinleri sindirmeye yardım eden safrayı desteklemesi. Karaciğerin iflası durumunda hazımsızlık ve ishalde artış görülebilir. Safra taşları, kabızlık, karındaki şişlik, alkole dayanıksızlık, yağlı yemeklere dayanıksızlık ve hassas bağırsak sorunu safranın düzgün üretilmediği durumlarda ortaya çıkar.

10. İştahsızlık

Yemeklerdeki yağı sindirime yardımcı olan safra üretiminin yetersizliği istahsızlığa yol açabilir. Besinlerin düzgün sindirilmemesi durumunda fazla kilo kaybı ve iştah kaybı ortaya çıkabilir. Uzun süre bu semptomlara sahip olmanız haline bir doktora gitmeniz şart.

11. Genel güçsüzlük ve yorgunluk hali

Sürekli yorgun ve güçsüz hissetmek karaciğer hasarının en bilinen işaretlerinden biri. Karaciğer sağlıklı olmadığında vücut gereğinden daha fazla çalışmak durumunda kaldığı için dinlenme ihtiyacı da aynı oranda artıyor.

12. Mide bulantısı

İstifra etmek ve mide bulantısı karaciğer probleminin yaygın özelliklerinden. Depresyon, erken hamilelik, yol tutması, baş dönmesi, yemek zehirlenmesi ve migren bu iki duruma neden olabilir. Karaciğer toksinlerden kurtulamadığı için, bu durumdaki hastalar genellikle çok sık mide bulantısı yaşarlar.

 

Kaynak:
simpleorganicmedicine.com

KUR'AN'I KERİM OKUMANIN FAZİLETİ * Fâtır Sûresi’nin 29. âyet-i celîlesinde -meâlen- şöyle buyurulmuştur: “Muhakkak o kimseler ki Allâh’ın kitabını dâimâ okurlar ve namazı dosdoğru kılarlar ve bizim kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık infâkta (harcamada) bulunurlar. İşte onlar hiç zevâl bulmayacak, kesâda uğramayacak bir kazanç umarlar.” Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “…Allâh’ın evlerinden (mescidlerden) birinde toplanıp, Allâh’ın kitabını okuyup aralarında onu birbirlerine anlatan topluluğu, melekler kuşatırlar. Onların üzerlerine sekînet (huzur) iner ve rahmet onları kaplar. Allâhü Teâlâ, indindeki (melek)lerine onları anar.” “Ümmetimin en fazîletli ibâdeti, Kur’ân okumaktır.” “Kim Allâh’ın kitabından (Kur’ân-ı Kerîm’den) bir âyet dinlerse onun için kat kat sevap yazılır. Kim de bir âyet okursa kıyâmet günü onun için nur olur.” Diğer bir hadîs-i şerîfte, Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.): “Rutûbet isâbet eden demir nasıl pas tutuyorsa (günâha bulaşan) kalpler de pas tutar” buyurdular. Ashâb-ı Kirâm: “Yâ Resûlallâh (paslanan) kalplerin cilâsı nedir?” diye sordular. “Ölümü çok anmak ve Kur’ân-ı Kerîm’i okumaktır.” buyurdular. Akıllı kişi ibâdete, zikre ve Kur’ân-ı Kerîm okumaya devam etmelidir, çünkü kişi nasıl yaşarsa o hâl üzere ölür. Nitekim anlatıldığına göre; ömrünü Mevlâ’dan gafletle geçirmiş biri, geçimini haşhaş satarak sağlarmış. Ölmek üzere iken kendisine “Lâ ilâhe illallâh” demesi telkîn edildikçe “Bir demeti bir para” diye cevap veriyormuş. Onun için bazı evliyâ, talebelerine bu kıssayı anlatır ve: “Kelime-i şehâdeti çokça söyleyiniz ki o söz üzere ölesiniz. Nitekim bu adam, hayatı boyunca söylediği kelimelerle ölmüştür.” derlerdi. Hâsılı, kişi hayatta ne ile çok meşgûl olmuşsa o hâl üzere ölür, öldüğü hâl ile de diriltilir. Allâhü Teâlâ cümlemize Ehl-i Sünnet îtikâdı üzere ruhumuzu teslîm etmeyi nasib eylesin, âmîn.


................ Bir gün bir köyde bir çoban varmış. Bu çobanın koyunları varmış. Her gün koyunlarını güder, işine bakarmış. Bu durumdan sıkılmaya başlayınca köylülerle bir oyun oynamak istemiş. Sürüsüne kurt saldırdı yalanıyla köylüleri yardıma çağırmayı planlamış.Bir gün planını gerçekleştirmek için bütün köye haber vermiş. Köylüler büyük bir heyecanla yardıma koşmuşlar. Bir de bakmışlar ki kurt falan yok, koyunlar, kuzular, koçlar olduğu gibi duruyor. Çobanın alay ettiğini anlamışlar. Aradan zaman geçmiş, çobanın sürüsüne gerçekten kurtlar saldırmış ve bütün sürüyü kırmışlar. Çoban köylülerden yardım istemiş. Fakat daha önce köylülerle alay edip, onları kandırdığı için kimse çobana inanmamış ve yardım etmemiş. Çoban yaptığı hatanın farkına varmış ama iş işten geçmiş, hem köylülerin iyi niyetini hem de sürüsünü kaybetmiş. Yalancı çoban hikayesinden çıkarmamız gereken yalan söylememektir. Bir kez yalan söyleriz bir dahaki yalana kimse inanmaz.

Fotoğraf açıklaması yok.

"GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE İSLÂMI TAHRİF HAREKETLERİ..!." * Yemenli Yahudi Münafık Abdullah ibn Sebe, Hz.Osman ve Hz.Ali'nin hilafeti zamanında yaptığı fitne çalışmasıyla müslümanları bölmüş ve Şia' nin ortaya çıkmasını sağlamıştır.



* 1700 Yıllarında da İngiltere müstemlekeler Bakanlığı Ortadoguya 5000 adet Casus görevlendirmiş. Bu Casuslardan Hempher' in hummalı çalışmasıylada Muhammed ibn Abdülvehhab eliyle VEHHABİLİGİN kurulmasını sağlanmıştır.

* 1900 yıllarda da yine İngilizlerin çalışmasıyla ilk defa Hindistanda Sünneti safdışı bırakan, bize Kur'an yeter diyenler zuhur ederek "Kur'aniyyûn" sapık fırkası ortaya çıkmıştır. Bu bozuk fikri savunanlar Türkiyede de bol miktarda bulunmakta ve Sünneti savunanlara şiddetle karşı çıkmaktadırlar.

* Pakistanlı Fazlur Rahman da, birçok ayetin tarihsel olduğundan bahsederek, 300 civarında ayet-i kerimenin hükmünün inzal olduğu zamandaki kavimler için geçerli olduğu, zamanımızda uygulanmasının mümkün olmadığını iddia etti. Zamanımızda Tarihsellik denilen bu sapık fırka Türkiyede bazı İlâhiyat Fakültelerinde ve bilhassa Ankara İlahiyat Fakültesinde savunulur hale geldi. Batılı İslam düşmanı Oryantalistlerin bu çalışmalarına maalesef bizim yerli oryantalist ilahiyatçılarda yardımcı olarak bu bozuk akımların Türkiyede de yayılmasını sağlamışlardır.

* Tarihte ve günümüzde İslâmiyetin en büyük düşmanı şüphesiz ki Yahudiler ve İngilizlerdir.

"Şia kafirdir, Şia'ya kafir demeyen de kafirdir." Şeyhûlislam Mehmed Ebussuud Efendi. rh.aleyh.


Ulubatlı Hasan surlara tırmanmadan 1-2 gece önce Otağ-ı Hümayün (Padişah Çadırı) nda Padişah çok güzel bir dua etmiştir Dışarıdan bir amin sesi gelmiştir. Bunun üzerine II. Mehmed amin diyen kişinin bulunmasını istemiştir. Bu da Uluabatlı Hasan'dır. Neden Otağ-ı Hümayün e bu kadar yakında olduğu sorulunca oda ilk saldıranlar arasında olmak istediğini ama kumandanının izin vermediğini söylemiş. Padişahın izni ile en ön safa geçmiştir ve en ön saflarda yer alıp kahramanca savaşmıştır. Çok genç yaşta şehitlik rütbesini kazanan Ulubatlı Hasan'ın vücuduna 27 ok saplanmıştı. Arkadaşları bu okları çıkardılar ve bu mübarek şehidi Fatih'in huzuruna götürdüler. Fatih Sultan Mehmet Han, dua ettikten sonra şöyle demiştir: "Ulubatlı Hasan'ım! Ne kadar şanlısın. Eğer sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isterdim!"....


Kertenkele yi öldürün; Saibe (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi: “Bir gün, Aişe (Radiyallahu Anha)’nın yanına girdim ve odasında bir mızrak gördüm. Bunun üzerine Aişe (Radiyallahu Anha)’ya: –Ey mü’minlerin annesi! Sen bu mızrakla ne yapıyorsun? diye sordum. Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi: –Biz bununla kertenkele öldürüyoruz. Çünkü İbrahim (Aleyhisselam) ateşe atıldığı vakit yeryüzündeki bütün hayvanlar ateşi söndürmeye çalışmış, yalnız kertenkele buna katılmamıştır. Çünkü o İbrahim (Aleyhisselam)’ın üzerine ateşi üfürdüğünü, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize haber verdi ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize kertenkeleyi öldürmeyi emretti.”..İbni Mace 3231, Buhari 7/3150, Ahmed bin Hanbel


Bir genç, “Fatih Sultan Mehmet’ in resmini neden hep yaşlı bir insan suretinde çiziyorlar” diye sorunca, bir yazarımız şöyle cevap vermiş: - Yaptığı işler o kadar büyük ki, bunları genç bir insanın yapacağını hayallerine sığdıramıyorlar...

♦️Kıyamet nedenmi kopmuyor? Ömrü, abdesthane mescit ve rahle-i tedrisat arasında geçen, Hz ALLAH'ın gadabini söndüren, rahmetini coşturan mümtaz kulları varda onun için... ♦️Kıyamet nedenmi kopmuyor..?

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava
Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava
Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, açık hava ve doğa
Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, iç mekan
Hilmi Özer

♦️Kıyamet nedenmi kopmuyor?

Ömrü, abdesthane mescit ve rahle-i tedrisat arasında geçen, Hz ALLAH'ın gadabini söndüren, rahmetini coşturan mümtaz kulları varda onun için...

♦️Kıyamet nedenmi kopmuyor..?

Bizler beyhûde bir hayat içerisinde dünyevî zevklerle aldanırken, ALLAH için lillah için, tüm nefsanî arzularından feragat edip, en sevdiği ailesinden , doğduğu topraklardan, cân ve cânanlarindan hicret ederek, ilâ-i kelimetullah için, islâm davası için, kendileri hak ve hakikat üzere olmalarına rağmen cehenneme oluk oluk akıp giden ınsanlarında felâhina islâhina imânina vesile olmak için, insanoğlunun ayak bastığı her yerde, dağlarda obalarda kıl çadırlarda, amazonlarda pigmelere, kızılderelilere vesîle-i necât olmak için islam dinini tebliğ eden hz ALLAH'ın dininin ihyâ ve ifşâ sı için çok kıymetli ömürlerini bezleden, rasulullah efendimizin has ümmeti, sahibuzzamanin göz bebeği, hz ALLAH'ın dostları sevgilileri varda onun için..

♦️Bizler zevk-i sefâ içerisinde yaşama mücadelesi verirken, Onlar cevru cefâ içerisinde hayatlarını ALLAH yoluna hizmete, yüce kitabımız kuran-i kerimin tâlim ve teallümüne vakfedip, "evlatlarimin kesip attığı kör tırnağa dünyaları değişmem" iltifatlarına nâil olurken, melekler bile zarar gelmesin için kanatlarını onların ayakları altına sererek şerefyâp olurken, onların ayaklarının altında turâp olmak ne büyük saadat ne büyük bir şereftir. Onların ayakları altında bir tiken olup ezâu cefâ vermek, maddî hiç bir talepleri olmadıkları halde kuran hizmetlerine mâni olmaya sayetmek ne acı bir bedbahtliktir.

RABBİM ONLARIN AYAKLARI ALTINDA TİKEN DEĞİL TÜRÂB OLMAYI NASİP EYLESİN. ÂMİNN..
Hilmi özer

Kur'ân-ı Kerim'e Hizmet Etmenin Mükâfatını Tahmin Edebilirmisiniz? . Bir gün Rasülüllah Efendimiz (s.a.v.) sohbet ederlerken, azabı ve cehennemin şiddetini anlatırlarken bir grup, bir zümre insandan bahsediyorlar ve buyuruyorlar ki: “Ahirette bir zümre insan olacak, onlar sırattan süratle, şimşek gibi geçecekler ve cennetin kapısında bekleyecekler. Cenab-ı Hakk onlara hitap ederek: ‘Girin cennetime’ buyuracak. Ama onlar: ‘Hayır, biz girmeyiz’ diyecekler. Bunun üzerine sıratı zar zor geçen, ömürleri boyunca cennete girebilmeyi arzulayan insanlar hayret edecek ‘Bunlar kim?’ diye merak edecekler. Cenab-ı Hakk nedenini bildiği halde insanlara ders olması için onlara sual edecek; ‘Herkes sırattan zar zor geçip cennete girmek için bu kadar istekli iken, sizler sıratı şimşek gibi geçtiğiniz halde niçin cennete girmiyorsunuz.’ Onlar da diyecekler ki; ‘Ya Rabbi! Biz dünyada iken bütün zamanımızı Kur’an-ı Kerim’i okumak ve okutmakla geçirdik, annemizden, babamızdan, ailemizden ayrı kaldık. Bizim annemiz, babamız, kardeşlerimiz, akrabalarımız cehennemde iken biz nasıl cennete girelim?’ ” İşte onlar Kur’ân-ı Kerim talebesidir. Onlar gurbete giden; anasından, babasından uzaklara giden, Kur’ân-ı Kerim’i öğrendikten sonra onu öğretmek için dünyanın her tarafına giden mü'minlerdir. “Sonra Cenab-ı Hakk; ‘O halde tutun yakınlarınızın, akrabalarınızın ellerinden, her birinize ailenizden 70 kişiye şefaat etme salahiyeti veriyorum’ buyuracak. O sırada Sahabe-i Kiram’dan bir zat, bir bedevi arka saftan kalabalığı yara yara; ‘Yâ Rasülüllah, Yâ Rasülüllah!’ diyerek Rasülüllah Efendimiz (s.a.v.)’in yanına geliyor

.....ve diyor ki: ‘Ya Rasülüllah! Peki, ben ne olacağım? Benim hiç kimsem yok, bana kim şefaat edecek?’. Rasülüllah Efendimiz (s.a.v.) de buyuruyorlar ki: ‘Onlara yardım edersen, hizmet edersen sen de kurtulacaksın, cennete gireceksin.’ O zat ardından diyor ki: ‘Peki, Ya Rasülüllah! Benim elimden kim tutacak?’. Bunun üzerine Rasülüllah Efendimiz (s.a.v.) o zatın elini sımsıkı tutarak: ‘Senin elinden ben tutacağım, cennete beraber gireceğiz’ buyuruyor.”

Allah cc : Efendimizin anne babasını, amcası Ebû Tâlib’i ve dedesi Abdülmuttalib’i diriltti ve Efendimiz (s.a.v.) 'e iman ettiler

Hasan Bozkurt ...........Peygamber Efendimizin, Annesinin Dirilip İman Etmesi..................İmam Kurtubî Hazretleri “Et-Tezkiratü fî Ahvâli’I-Mevtâ ve umûri’l-Âhireti” isimli kitabında buyurdular: Muhakkak ki Hazreti Âişe (r.a.) buyurdular: -”Efendimiz (s.a.v.) bizimle “veda haccını edâ etti. Devenin arkasındaydı. Orada ağladı. Çok üzüntülü bir şekilde ağlamaya başladı. Rasûlüllah (s.a.v.) Hazretleri’nin bu ağlamasına ben de ağladım. Sonra Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri deveden indi. Devenin yularını elime verip: -”Ey Humeyrâ tut,” dedi. Yani devenin yularını elime verip bana tut dedi. Devenin sağ tarafına yaslandı. Uzun süre öylece kaldı. Sonra bana döndü. Sevinçli ve tesebbüm eder bir haldeydi. Ben ona: -”Annem ve babam sana feda olsun Ey Allah’ın Rasûlü. Yanımdan inerken üzüntülüydün, ağlıyordun hatta senin ağlama*na dayanamadım ben bile ağlamıştım! Sonra sen yanıma sevinçli, tebessümlü bir şekilde döndün. Ne oldu ya Rasûlellah!“dedim. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri: -”Ben annem Amine’nin kabrine gittim! Ben Rabbim Allah’dan annemin diriltilmesini istedim, dua ettim. Allah annemi diriltti, annem dirildi ve bana dua etti.” Buyurdular. Rivayet olundu: Allahü Teâlâ, Efendimiz (s.a.v.) Hazretlerine, ebeveynini (anne babasını), amcası Ebû Tâlib’i ve dedesi Abdülmuttalib’i diriltti ve onlar, Efendimiz (s.a.v.) Hazretlerine iman ettiler........Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 1/797-798.

o kulum günahlara batmış biri olsa bile onu cennet ehli yaparım

MİDEMİZDE REFLÜ GASTRİT VE ÜLSER İBS YAŞAMAK İSTEMİYORSAK BUNLARA DİKKAT EDELİM Midemizde bağarsaklarımızda reflü gastrit olmasını istemiyorsak yemeklerden yemeklerden sonra su veya hiç bişey yiyip içmeyim yatmayın 2 saat kadar reflünüzde olmaz ülserinizde olmaz sağlık için çok önemli yoksa bu sorunları tekrarar tekrar yaşarsınız reflünüz gastritinizde ülseriniz ibs varsa 10 gün yemeklerden önce aç 1 yemek kaşığı kantaron yağı için yemekten hemen öncede aç saf tahin için 10 gün sonra eser kalmaz şikayetlerinizden mustafa ulaş


SODYUM Bİ KARBONATMI YOKSA YEDİKLERİMİZ TÜM GIDALARDA KULLANILAN KİMYASALLAR VE ZEHİRLERMİ ÇOK İYİ DERSİNİZ NEDEN HEP HASTAYIZ HİÇ İYİLEŞMİYORUZ m.ulaş. Sağlığımızın müthiş şifreleri


SODYUM Bİ KARBONATMI YOKSA YEDİKLERİMİZ TÜM GIDALARDA KULLANILAN KİMYASALLAR VE ZEHİRLERMİ ÇOK İYİ DERSİNİZ NEDEN HEP HASTAYIZ HİÇ İYİLEŞMİYORUZ m.ulaş. Sağlığımızın müthiş şifreleri

ben şahsen kendim akciğer kanserini bununla yani karbonatla atlattım bir çok kişide bu şekilde atlatıyor bu kadar faydası varken geri dönüşleride okumanızı isterim sayfadaki fayda görmüş insanlar var karbonat 30.gün olarak kullanılıyor daha fazla uzun süre kullanılmıyor asidik ortan yok ediliyor bazik ortam sağlanana kadar ve bazik ortamda vücut kendi kendini onarmayı başlıyor bu aradada karaciğerimiz asıl sorun çıkaran organımızın onarılması gerekiyor filitrelerimiz tıkalı kirli kan vücudumuzda dolaşıyor asidoz tekrar başlamaması için karaciğer onarımı temizliği şart bende her yıl karaciğer temizliğini yaparım çok faydasınıda görüyorum tüm araştırmalarımda gördüğüm vücudun tüm organları çok önemli ama tümününde hastalanmasına sebeb olan ve vitaminlerin hormonların eksilmesi veya çok üretilmesi ile karaciğerin bütün organları nasıl etkilediğini ve onları hasta ettiğini gördüm piskolojiden tutun tırnağımıza kadar saçımızdan derimize kadar aşırı kilomuzdan aşırı zayıflığa kadar obez olmamızda dahil vitiligo sedef mide reflü gastrit kalp damar şeker tansiyon kolesterol bunşar başta olmak üzere tüm hastalıkların sebebi karaciğerimizdir unutmayalım karbonat ph ımızı yükselten bir araçtır ph başka yollarlada yükseltebiliriz tabiki basitçe ama yüksek asidik bir vücutta onlar yeterli olmuyor karbonatın farkını burda bende kendimde bizzat yaşadım ve şahit oldum böbrekte taş konusuna gelelim hiç hayatında karbonat içmeyen bir çok insanın en çok yaşadığı bir sorun zaten işin garip tarafı karbonatla böbrek taşını eritenlerinde kemla beyin sayfasındada okuyorum tansiyonundan kurtulanlarıda okudum karbonat sadece ph yükseltmede bir araç asıl vücıdu hasta eden faktörler çok çok önemli ekmek buğdaygiller tatlılar hazır gıdalar pakete girmiş ürünler hayvansal ürünlerin tamamı sağlığımızı tehdit etmesi vede hasta etmesi çok çok önemli hasta olmamızın asıl sebebi bunlar bunları hiç tartışan ve konuşan yok maalesef geçicide olsa kullanıp fayda gördüğümüz basit ve hızlıca ph mızı düzelttiğimiz karbonatın peşindeyiz maalesef basit bir tedavinin bile önünü kesmeye çalışıyoruz yediklerimizi gıda sektörünün tümü tarımı hayvacılığı üreticisi imalatçısı hazır ürün satıcısı sanki el birliği ile tüm kimyasalları kullanarak hasta ettiği insanların bu günkü hastalıklarla boğuşmasının sebebleri olduğunu hep göz ardı ediyoruz maalesef geldiğimiz nokta ve tartıştığımız sadece karbonat

ÇAĞIN HASTALIĞINA "DEFNE" Sağlığımızın müthiş şifreleri


ÇAĞIN HASTALIĞINA "DEFNE" Sağlığımızın müthiş şifreleri

kardeşlerim, Aşırı yorgunluk . "Bitkin, tükenmiş" hissetmek, unutkanlık, depresyon, Uyuşukluk, Kas güçsüzlüğü, Eklemlerde ağrı ve şişme, artrit, Karın bölgesinde ağrı, Kabızlık,ishal ,rahatsız edici gaz, Sorunlu vajinal akıntı, vajinal yanma ya da kaşınma, tüm allerjik durumlar, bahar nezlesi de dahil, Prostat, İktidarsızlık, Cinsel arzu kaybı, baş ağrısı, regl düzensizlikleri, Gözlerin önünde noktalar görmek, Görüntüde bozukluk, Baş ağrısı, denge kaybı, Kulakların üstünde basınç, Kaşıntı, Mide ekşimesinden dolayı boğazda yanma, Sindirimsizlik, Geğirme ve bağırsaklarda gaz, Dışkıda sümüksü madde, Hemoroit Ağız kuruluğu, Ağızda kızarıklık ya da kabarcık, Nefes kokması, Eklemlerin şişmesi, Nefes darlığı, Sık ya da acil idrara çıkma ihtiyacı ve İdrar yaparken yanma gibi belirtilerin temel nedeni bağırsaklarınızda yerleşik olan mantarlardır. Bu mantarlar çok sinsidirler ve bağışıklık sistemini kandırırlar, bağışıklık sistemi bunlarla uğraşmaz. aslında bir de virüslerle işbirliği yaparak çok tehlikeli hale gelirler. boğazda ki kuruluk dilde beyaz bir tabaka oluşur hastalarda genellikle.
Kardeşlerim, Şenay Yıldırım "17 gündür Fitodermandan aldigim Defne tohumunu yiyor ve çayıni içiyorum. Candida albicans için almıştım.sag dizimde agri vardı kayboldu.defne tohumlarimi bitirdikten sonra candida icin fe aldığım sonucu yazıcam. Şimdi Defne cayimi severek içiyorum. Kainat ta herseyin nir çaresi vardır ve Defne nin beni iyilestiricegine allahin izniyle inanarak kullanıyorum. Sayin hocam size bu güzel bilgileriniz için insanlığa yaptığınız hizmet için teşekkür ediyorum" diye yazmış.
Bahar Yıldız Demir "Bende de ağrılar oluyor sol bacağıma vuruyor.ac karnina içtiğimde o ağrılarının gittiğini fark ediyorum.5 senedir çekiyordum" demiş.

Gerçekten defne tohumu ve defne yaprağı çayı yukardaki tüm hastalık belirtilerinin nedeni olan bağırsaklarımızdaki mantarları yok etmektedir.

Kardeşlerim, inanın Türk insanı çiğ köfte, çiğ et, iyi yıkanmamış fast food yiyecekler, sokaklarda satılan köfte vb yiyecekler nedeniyle çok diğer ülkelerdekinden daha fazla bağırsak mantarı hastalığına maruz kalıyor. Ülkemiz insanının işgücü düşüyor. Herkes hasta, her kes halsiz, herkesin nefesi kokuyor, herkeste bir mide sorunu. aslında tüm bunların nedeni mantar ve bir tane defne tohumu içseler Türk halkının tüm sağlık sorunları çözülecek.

Defne tohumunda candida mantarlarını acaba hangi bileşen çözüyor diye araştırma yaptım. BOR çıktı karşıma. defne tohumunda mantarları yok eden bor var. defne BORu çok seviyor ve köklerinden tohuma ve yapraklara geçiyor.

Herkes tekrar tekrar soruyor, DEFNE TOHUMUnu nasıl kullanacağız diye. Özellikle uykudan kalkar kalkmaz bir adet defne tohumunu mümkünse tüm acılığına rağmen çiğneyelim ya da yutalım ama çiğnemek daha makbül. Sonrada 3-4 bardak su içelim. sonra zaten yıkanacağız falan en az yarım saat yemek yemeyelim. Göreceksiniz mantar sorunlarınız kalkınca tüm hastalıklarınızda yok olacak. Ancak çoğu kişilerde mantarlar tüm bapırsak ve hatta mideye kadar yayılmış bunu tek tohumun yenmesi mümkün değil. Bu durumda yavaş yavaş kontrollu olarak ve doktorunuza danışarak dozu artıracağız. defne tohumuna başlarken mutlaka doktorunuza danışmak zorundasınız. defne tohumu ilaç değildir. Tüm hastalıkların teşhis ve tedavisi doktorlar tarafından yapılır. Gıda takviyesi bile olsa defne tohumu kullanmak için mutlak doktorunuza danışınız. Ayrıca hamileler defne tohumu kullanamaz.
Sevgilerimle.
Prof.Dr. Ibrahim Uslu


Defne Yaprağı Faydaları ve Defne Çayı Nasıl Yapılır.? 🍃🍂

Defne yaprağı güçlü bir balgam söktürücüdür.
Terleme sorununu giderir.
Gözlere iyi gelmektedir.
Demir, magnezyum, kalsiyum ve manganez açısından oldukça zengindir.
Yüksek miktarda A vitamini içerir.
Sindirim problemi yaşayanlara önerilmektedir.
Mide ağrılarına karşı tavsiye edilmektedir.
Güçlü bir antioksidandır.
Pürüzsüz güzel bir cilde sahip olmanızı sağlar.
Vücut direncini artırarak hastalıklara karşı direnç sağlar.
Defne yaprağının yağı yaralara iyi gelmektedir.
Öksürüğe iyi gelmektedir.
Vücutta ki şişkinliği giderir.
Defne yaprağı yağı romatizma ve kas ağrılarında tedavi edicidir.
Uykusuzluk problemine iyi gelmektedir.
Tansiyon hastalarına önerilmektedir.
İştah açıcı etkisi vardır.
Defne yaprağı gaz giderici etkiye sahiptir.
Defne Yaprağı Çayı Nasıl Yapılır?
Defne yaprağı çayının 2 farklı hazırlanma yöntemi vardır.
Defne Yaprağı Çayı Hazırlamak İçin 1.Yöntem: İlk yöntemde 1 büyük bardak suyu 3 defne yaprağıyla birlikte kaynatın. Kaynadıktan sonra ocağın altını kapatın ve 5 dakika demlenmesini bekleyin. Demlendikten sonra süzerek içebilirsiniz.
Defne Yaprağı Çayı Hazırlamak İçin 2.Yöntem: İkinci yöntemde öncelikle 1 büyük bardak suyu kaynatın ve ocağın altını kapatın. Ardından 3-4 adet defne yaprağını bardağın içerisine ilave edin ve bardağı ağzı kapalı bir şekilde 10 dakika kadar demleyin.
Not: Dilerseniz çayınızı tatlandırmak isterseniz 2 çay kaşığı bal ilave edebilirsiniz.

BASİTÇE DİZ SIVISI VE KIKIRDAĞINIZDAN OLMAYIN KURTULUN YENİLENMESİ İÇİN..Sağlığımızın müthiş şifreleri

BASİTÇE DİZ SIVISI VE KIKIRDAĞINIZDAN OLMAYIN KURTULUN YENİLENMESİ İÇİN..Sağlığımızın müthiş şifreleri

Elhamdülillah Yaradılışımızda Rabbim vücudun kendi kendini temizleme ve tamir etme özelliğini vermiş çaresiz dert yok ölümden başka
Deri devamlı kendini yeniler, kan, hücreler vs.
Diz kıkırdağı ve sıvısıda.
Doktorların insanı panikleterek diz ameliyatları yapmasına, platin takmasına bakmayın.
Yeterki vücuda katkılı, kimyasal yiyecek,gluten gönderme.
Vücudun yaradılışına ve formatına aykırı gıda sokma.

Vücut sıvısını artıran, vücudu temizleme ve tamirde yardımcı gıdalar alınmalı.
Özellikle dizin kendini yenilemesi ve tamir etmesi için.
DIŞTAN;

Sarı kantaron yağı sür.
Çörek otu yağı sür.
Kuyruk yağı ve siyah çekirdekli üzümü robottan geçir bir gün sar.
Bamyayı az haşla veya çiğ lapa halinde zeytinyağıyla sar.
Zeytinyağı, limon sar.
Lahana haşla dize sar.
Elma sirkesi sür.
Acı kavun suyu ve yağı sür.
BESLENME;
Magnezyum Sülfat.
Zeytinyağı, limon ikilisi iç.
1 ay, çiğ bamya salatası ye.
Kuru dut.
Zerdeçal.
Isırgan tohumlu bal.
Kemik suyu.
1 ay Hibiskus çayı iç.
Kuşburnu çayı.
Akgünlük.
Yumurta kabuğu ve zarı.
Sade madensuyu, meyveliler katkılı.
Diz sorunu, romatizma sıkıntısı olan glutenli beslenmeyecek, buğdaydan yapılan herşeyden uzak duracak.
Ekmek olarak, çavdar tüketecek.
Hamurlu tatlılar, bulgur vs tüketmeyecek.
Ne kadar güzel beslenip, vücuda gluten giriyorsa dizdeki sıkıntı tekrarlayacak.
Önce girişi durdur.
Gluteni, kimyasalı, katkılıyı kes.
Yukardaki çay vs de kür halinde en az 21 gün yapılmalı.
Yukarda yazan yiyeceklerin herbirinin ayrı faydası var.
Mesela, elma sirkesi dizlerdeki zararlı toksinleri , şişliği giderir, haliyle oksijen de artar.
Magnezyum sülfat kireç eritir, kanı temizler.
Hibiskus çayı, bamya diz sıvısını artırır.
O bölgedeki, toksin, kireç atılmadan o bölgeye yeterli oksijen gitmez ve sıvı da oluşmaz.oksijenli suyun önemi burda çok önemli bilginiz olsun
O yüzden yukardakilerin hepsini yapmaya çalışalım, yetişmiyorsa beşini bir ay yapalım.
Sonra diğerlerini.
sirkesini başladığımız zaman, bamya, hibiskus çayı vs de başlıyoruz.
Dizdeki zararlıları atanlar.
Bu aradada ağır işten, dizi, beli zorlayacak şeylerden kaçınmalı.
Bol istirahat etmeli.
Dualarınızı bekler💖💖şifa Allah tan kul vesile saygılar hepinize